theme-sticky-logo-alt
img-alt
img-alt

Poedat Dergisi 4.Sayısı Yayımlandı

29 Temmuz 2015
999 Okunma
Kuruluşu 2012’nin yazına dayanan Poedat Kolektifi’nin yayın organı olan dergi, felsefe ağırlıklı yazıların yoğunluğuyla harmanlanıyor.

Yayın hayatında 1
seneyi dolduran “Poedat Dergisi” yazı 4. sayısı ile karşılıyor. Kuruluşu
2012’nin yazına dayanan Poedat Kolektifi’nin yayın organı olan dergi, felsefe
ağırlıklı yazıların yoğunluğuyla harmanlanıyor. Gelişimi büyük bir hızla devam
eden derginin İstanbul, Ankara, İzmir ve Kocaeli olmak üzere 4 kentte belirli
noktalarda dağıtımı yapılmaktadır.
2015 Yaz felsefi
denemeler, şiirler, düz yazılar ve öykülerle oldukça renkli bir sayı. Poedat, postmodern
öykü ve şiirlerin, güncel tartışmalara odaklanmış düşünce yazılarının, edebî
incelemelerin engin doruklarında 14 yazıyı okurlarına sunuyor.
Cebimdeki
Defterler
 Orhun Canca’nın şiirsel düz yazısı olarak 2015
Yaz’da yerini alıyor. Dilsel yapıyı zorlayan, adeta bir “oyun” içinde
olan, postmodern tavırlı, farklı bir ses keşfederek “yazmak”la
arasındaki ilişkinin konumlandırılamayışını hissetmek istediğini söylüyor
yazar.
İlkellik Manifestosu (4. Bölüm) meczup’un
Poedat Dergisi’nin ilk sayısından beri sürdürdüğü felsefi denemesinin yeni
bölümü. Yazarın kararlı bir biçimde devam eden “seslenişi” önceki
yazılarından daha da farklı alanlara değiniyor bu sefer.
Kars, Kar, Ka Özlem Sönmez
Yazıcı tarafından kaleme alınmış Orhan Pamuk’un Kar romanına odaklanan bir
edebi inceleme yazısı. Romanın ana karakteri Şair Ka’nın “dört günde 19
şiir yazmasına olanak sağlayan Kars’tan ve şehrin atmosferinin en önemli unsuru
olan, Şair Ka’da ‘rüyada yaşama duygusu’ uyandıran ‘kar’dan” bahseden
yazının dergi bünyesinde yayınlanan ilk inceleme yazısı olması ayrıca
heyecanlandırıyor.
Veganlık ve İnsan Egemenliği Günseli Naz Ferel’in
veganlığın düşünsel altyapısını tanıttığı bir deneme yazısı. Yazar vegan
olmanın yüzyıllarca süregelen insan merkezci yaklaşımı reddetmek olduğunu
vurguluyor ve veganlığın kapitalist mekanizmaları reddeden diğer yaklaşımlarla
olan yakın ilişkisini irdeliyor. “Vegan olmak, insanın binlerce yıllık
tahakkümünü düşünmeye ve değiştirmeye başlamak için ilk adımdır,
başlangıçtır.”
Kayıp
Organlar
 Soner Üçkuşoğlu’nun kendine has öyküsü olarak 4.
sayıdaki yerini alıyor. Bir otopsi odasında babasıyla geçirdiği zaman
diliminden bahseden anlatıcının cesetler ve organlar ile yan yana gelen baba
figürü üzerine olan düşüncelerini sıra dışı bir biçimde deneyimliyoruz.
Sokratik
Düşünce
 Ulaş Bager’in Sokrates’in temel kavramlarını
irdelediği felsefe yazısı. “Sokrates üzerine genel bir okuma” olarak
nitelediği yazısında yazar Sokrates bağlamında “atopos, mayotik, daimon,
sophrosune, erdem, hakikat rejimi, eudamonia, pratik bilgi” gibi
kavramları inceliyor.
Şehreküstü Mehmet
Şimşek’in “Sen hiç Bursa sabahı kokladın mı?” diyerek başlayan, yer
yer çağrışım havuzlarına açılan, yer yer berrak bir sese ev sahipliği yapan
öyküsü. Bir şehir, şehrin insanları, çağrışımlar, anılar, kültürel dokunuşlar
ve özgün bir imge olarak “Şehreküstü” öykünün dokusunu oluşturuyor.
Bir Yaşam
Sıradanı
 ve Kaybolmuş Bir Anı Defterinden Notlar A. Hıdır
Eligüzel’in 4. sayıdaki iki şiiri. Yazarın özgün tarzının 2015 Yaz sayısını
oldukça zenginleştirdiğini söylenebilir.
Arketipsel İntiharlar ve Ussal Uygunluk Batu Kaya’nın
özgür irade kavramı bağlamında tek tipleşme, toplumsal belirlenmişlik gibi
düşünceleri incelediği düşünce yazısı. Şöyle sesleniyor yazar okuyucusuna:
“Özgür iradeye sahip olmuşsak bile onu uzun süre önce kaybettik. Toplumsal
arketipleştirme artık sistemin devamlılığı için algoritmayı ilerletmek, ve
ihtiyacı olduğu arketip kotalarını doldurmak zorunda.”
Başsız Köy Türkan Noğay
imzalı yoğun bir imgelemin, destansı bir anlatımın ve derin bir ironinin
kullanıldığı öyküsü. İnsanların başsız olduğu bir köyden bahsediyor yazar ve
okuyucusuna derin bir çağrışım dünyasının içine davet ediyor.
Qom ve Lorca’nın
Cesedi
 Kutay Onaylı’nın imzasını taşıyan iki şiir
olarak 2015 Yaz’da yerini alıyor. Yazarın postmodern olarak atfedebilecek tarzı
yeni dünyalar açacağı düşünülmüş okuyuculara..

Deliriverenin Penceresi Umut Alihan Dikel’in “Delilerin bazıları,
kendi hayalinde yaşama gücünü elde edebilmiş olanlardır” ifadeleri
paralelinde düşünülebilecek bir deneme yazısı. Yazar hayal gücünün sınırlarını
ve gerçeklikle olan ilişkisini sorguluyor, kendi deneyimlerinden izler paylaşıyor
ve okuyucusuyla bir konuşma havası içinde deliriverenin “penceresini”
tanıtıyor.
Yorum 0

    Cevapla

    15 49.0138 8.38624 arrow 0 bullet 0 4000 1 0 horizontal https://kalemkahveklavye.com 300 4000 1