Genç Osman, “Gökyüzü Masmavi” albümü ve şarkıları üzerine Tuna Bahar kaleminden bir deneme
yazısı.
yazısı.
Bizler tarihin ortanca çocukları
mıyız, emin değilim; ancak biraz ukalalıkla şunu diyebilirim ki bizler,
keşfedilmemiş kayıp bir kuşağız…
mıyız, emin değilim; ancak biraz ukalalıkla şunu diyebilirim ki bizler,
keşfedilmemiş kayıp bir kuşağız…
Yalakaların, oyunbozanların, mızıkçıların arasına doğmuşuz. Doğru
bildiğini her yerde her zaman yapanlardan olmuşuz. Bize “her doğru her
yerde söylenmez” bile dediler. Tanrı aşkına! Gerçekten dediler…
bildiğini her yerde her zaman yapanlardan olmuşuz. Bize “her doğru her
yerde söylenmez” bile dediler. Tanrı aşkına! Gerçekten dediler…
Bizler zamanla tabiattan koptuk, aşk’a inanmıyoruz dedik; halbuki şu
kısacık hayatımız boyunca biz en çok aşk
acısı çekenleri sevdik, kendimizi onlarla özdeşleştirdik. Bir gün aynı
ıstırabı yaşayacağımızı düşünerek kendimizi avuttuk. Şimdi hayatımızda aşk var
mı? Yok!
kısacık hayatımız boyunca biz en çok aşk
acısı çekenleri sevdik, kendimizi onlarla özdeşleştirdik. Bir gün aynı
ıstırabı yaşayacağımızı düşünerek kendimizi avuttuk. Şimdi hayatımızda aşk var
mı? Yok!
Böyle bir hayata pat diye girmedi Genç
Osman’ın Gökyüzü Masmavi albümü. Hatta sessizce bile girmedi. Tabiatı
özleyenler, dostluklarının hasretini çekenler, yaşadığı ya da yaşayamadığı aşk
ıstırabını aklında tutmak isteyenler bu güzelim albümü hayatlarına soktu.
Osman’ın Gökyüzü Masmavi albümü. Hatta sessizce bile girmedi. Tabiatı
özleyenler, dostluklarının hasretini çekenler, yaşadığı ya da yaşayamadığı aşk
ıstırabını aklında tutmak isteyenler bu güzelim albümü hayatlarına soktu.
Her şarkı ayrı bir güzellikte. Tek tek hepsini yazmak istemiyorum.
Zaten buna gerek de yok. Biliyorum, birçok albüm
eleştirisi şarkı bazında yazılır. Gelin görün ki bu yazı bir eleştiri değil zaten. Olur ya, bir gün
denk gelirsiniz bu yazıya, albümü
dinleyenlerdenseniz – en azından – “Benzer duyguları yaşayan biri daha varmış”
dersiniz; albümü dinlemeyenlerdenseniz, “Bakalım neymiş bu tabiat ve aşk albümü?”
dersiniz. Belki… Bir ihtimal…
Zaten buna gerek de yok. Biliyorum, birçok albüm
eleştirisi şarkı bazında yazılır. Gelin görün ki bu yazı bir eleştiri değil zaten. Olur ya, bir gün
denk gelirsiniz bu yazıya, albümü
dinleyenlerdenseniz – en azından – “Benzer duyguları yaşayan biri daha varmış”
dersiniz; albümü dinlemeyenlerdenseniz, “Bakalım neymiş bu tabiat ve aşk albümü?”
dersiniz. Belki… Bir ihtimal…
Bir gün daha insan gibi, insani şartlarda yaşayabilmek adına bir
ihtimal…
ihtimal…
“Gün olur bildiğin her şey tersine dönerse
Gün olur aklına düşer de geri dönerse
Belki yalanlarını getirir de birlikte
Bir düşer bir kalkar yine de birlikte
Kim ölür, kim kalır görürüz elbette”
“Daha Küçüksün” şarkısındaki bu sözler hayat dersi
niteliğinde. Ha, Genç Osman ‘ın hayat dersi vermek gibi bir iddiası var mı?
Kesinlikle yok. Bu albüm iddialı bir tekme tokat girişimi değil, bir kent
ozanın dağınık stüdyosunun mütevazılığı olarak dinlenmeli…
niteliğinde. Ha, Genç Osman ‘ın hayat dersi vermek gibi bir iddiası var mı?
Kesinlikle yok. Bu albüm iddialı bir tekme tokat girişimi değil, bir kent
ozanın dağınık stüdyosunun mütevazılığı olarak dinlenmeli…
Son olarak; umarım “Kayıp Yıldız” sizin de canınızı en az
benimkisini yaktığı kadar yakar…
benimkisini yaktığı kadar yakar…
Vita es Morte!