Richard Brautigan’a ve Brautigan’ın Kürtaj romanına dair Hamdi Oğulhan Tünay imzalı bir inceleme şimdi KalemKahveKlavye’de.
Richard Brautigan, Amerika’nın çapkın balık avcısı. Onu ilk okuduğumda on dördümdeydim ve beni acıktırmıştı. Çünkü onu tanımak, sevdiğim kitaplara takacak bir lakâp bulmama yardımcı oldu.
Lezzetli. Richard çok lezzetli bir yazar ve şair. Onu her okuduğumda diş etlerim kabarır.
Yazarın “Kürtaj” kitabına dönecek olursam, okurken ki heyecanımı yeniden kazanarak söyleyeceğim en anlamlı şey, romanın ritminin çok sakinleştirici olması. Çalıştığı kütüphaneyi tabiri caizse bir keşiş misali manastıra dönüştüren ana kahraman, burada yaşama körelmekten ve konforunun tadını çıkarmaktan büyük haz almakta.
“Burası güzel bir kütüphane; planı mükemmel, cafcaflı ve Amerikan. Vakit gece yarısı, kütüphane loş ve uykusunda rüya gören bir çocuk misali bu sayfaların karanlığına taşınıyor. Kütüphane şu anda kapalı ama ben eve gitmek zorunda değilim. Çünkü evim burası, yıllardır da öyleydi. Hem benim sürekli burada olmam gerekiyor. Görevimin gereklerinden biri bu. Dar kafalı bir memur gibi algılanmak istemem ama biri geldiğinde burada olmama düşüncesi beni ürkütüyor.”
Kütüphaneyi 7/24 açık tutuyor ve kim kitabını teslim etmek için gelirse gelsin herkese eşit davranıyor: Tatlı ve kibar. Çünkü burası onun evi. Burası onun dünya üzerinde güvendiği tek yer.
Derken bir gün kapı çalıyor. Evet, yine biri daha kitap için burada. Ve Vida hayatına böyle giriyor. Muazzam göğüsler ve kalçalar. Belini benim tarif etmem olanaksız çünkü Rich bu işi yeterince iyi yapıyor.
Artık kütüphanede iki kişiler. Bütün zamanlarını öldürmeleri için gayet münzevi ve loş bir ortam. Vida tam bir kahve uzmanı. Basit bir hazır kahveyle harikalar yaratabiliyor. Kahramanımız Bay Kütüphaneci de ona bayılıyor. Birlikte, kütüphaneye kitap getirenlerle ilgileniyorlar. Huzur içinde çok uzunca geçen bir balayı gibi.
Bir kaza oluyor. Kazalar bir anda oluvermiyor bazen.
Vida hamile ve çocuğu doğurmak istemiyor. Bay Kütüphaneci de buna hazır değil. Ama ne yapılması gerektiğini iyi biliyor. Yüce mağaracı Foster. Onu arıyor ve böylece sorun, hiç yaşanmamış gibi çözüm aşamasındaki ilk yolculuğuna başlıyor. Foster. Hırçın, alkolik ve kovboy. Kütüphanenin alanı sınırlı olduğundan fazla kitaplar için depolama görevi gören mağaraları koruyor. Ama biraz yabani bir herif olduğu için mağaralarını bırakma taraftarı değil. Bay Kütüphaneci de bir onun kadar inatçı. “Buraya gel,” diyor, “Kız arkadaşım hamile.” Foster alaycılığını elden bırakmadan bu işin icabına bakıyor elbette.
Bay Kütüphaneci için kütüphaneden ayrılmak oldukça zor. Korku dolu, çünkü yıllardır dışarıya adımını bile atmayan bu herif Vida’nın kürtajı için Tijuana’ya kadar gitmek zorunda. Ama aşk ve arzu, kolay olamasa da kitapları ardında bırakıp doktor Garcia’nın ayaklarına götürüyor onu. Aslında mesele şu ki, Vida çok güzel bir kadın. Güzelliği başına bela açacak kadar güzel. Tijuana’ya varmak onlar için futbol maçı izlemeye gitmekten farksız. Çünkü herkes Vida’ya laf atıyor. Ona tezahürat yapıyorlar. Islıklar, salyalar, diller ve dişler…
Neyse ki işler sorunsuzca hallediliyor ve geri dönüş yolu da gidiş yolu kadar tükürük ve ıslık dolu geçse de manastırlarına dönüyorlar. Ama başta ben Hamdi olmak üzere herkese kötü bir haber veriyor kütüphaneye geçici olarak bakan Foster: “Evet, doğru, dedi Foster. Kadın, kütüphaneyi rezalet bir biçimde yönettiğimi, serserinin teki olduğumu ve artık yönetimin kendisinin devralacağını söyleyerek teşekkür etti.”
Bazen her şey öylece oluverir işte. Bu durum Bay Kütüphaneci için ne kadar felaket olsa da evini bir hiçliğin üzerine kuran Foster ve güzeller güzeli Vida için bir yıkım değildi. Hatta heyecanlandıklarını hissettiğimi çok net bir şekilde söyleyebilirim. Çünkü o üçünün birlikte yaşamaya başlayacağı Vida’nın evinde belki de şu an gerçekten Foster kadar serseri, Bay Kütüphaneci kadar sadık ve Vida kadar güzel bir bebek doğmuştur.
[su_button url=”https://kalemkahveklavye.com/2014/11/kurtaj-cagla-ozden.html” target=”blank” background=”#d8363d” size=”6″ icon=”icon: eye”]ŞİMDİ OKU | BİR BAŞKA KÜRTAJ YAZISI · ÇAĞLA ÖZDEN’DEN:[/su_button]