theme-sticky-logo-alt
img-alt
img-alt
img-alt
img-alt

Kuralsız Destan | Gezginci Erdem

31 Temmuz 2014
971 Okunma
İlhami Emin’in Tekin
Yayınevi
’nden çıkan “Yürüyen Duvar
romanı üzerine 
bir Gezginci Erdem incelemesi.

Ben Yörük Osman’ın rüyasındayım. Benim de köklerim Makedonya’da, benim de
fikrimin özü o çok yakın uzaklarda, yani Balkanlarda. İlhami Emin’in Tekin Yayınevi’nden çıkan “Yürüyen
Duvar” romanını okuduğumda silinmeye yüz tutan aidiyetim canlandı. Anadolu’dan
Balkanlara, sonra tekrar Balkanlardan Anadolu’ya yapılan göçleri ve bu göçlerin
içindeki hikayeleri anlatıyor yazar. Yörük Osman’ın dilinde ve rüyalarında
kuralsız bir destan can buluyor.
Yörük Osman‘ın Makedonya’dan
çıkıp Toroslara uzanan yolculuğu sırasında başından geçenler hemen hemen her
Balkan göçmeninin yaşadıklarına ışık tutuyor. Yazar İlhami Emin toprağın emdiği masalsı anlatıları romanın sonuna kadar
bir misafire sunar gibi yazmış. Bu sayede Anadolu’nun sınırsızlığını her okuyan
içinde hissedecektir diye düşünüyorum. Çünkü yüzyıllardır süren göçler ruhumuza
acı salsa da anlam bakımından bizleri çoğalttı. Romanın baş karakteri Yörük
Osman’ın İkinci Dünya Savaşı yıllarında yaşadıkları buz dağının görünen yüzüyse,
gördüğü efsanevi rüyalar buz dağının altını oluşturuyor. Böylece roman nedenini
ve sonucunu sunan cömert bir metin ve hatta bir kaynak niteliği taşıyor. Melamilik, Mevlevilik, Bektaşilik
ve Yörüklük kavramları üzerinden
cümleye dönüşen kelimeler bir dedenin ağzından dökülüyormuş gibi doğal.

Hacı Bektaş Veli, Yunus Emre, Kaygusuz Abdal, Mevlana,
Büyük İskender, Tito, Atatürk… Hikayenin,
bir ağacın dalları gibi nasıl çatallandığını anlatmak için seçtiğim bazı
isimler. Ortak noktaların ve farklılıkların romanı “Yürüyen Duvar” bir Bektaşi
hikayesinden alıyor ismini. Saygı ve hoşgörü temelli efsane, kurgunun hayalet
lokomotifi. Acı, öfke, zorunluluk, bilgelik ve göçün insana kattığı dingin
varoluş durumları karakterlerin ağzından dökülen geleneksel cümlelerle
somutlaşıyor. Köklerin buluşması, yani var olanla yeni gelenin kaynaşması çoğu
zaman kan çiçeklerine tohum olur. Tarihsel ve güncel olaylar Balkan-Anadolu
buluşmasının kaynaşmaya varamadan -kaynaşan halkların zorla ayrılması da
denebilir- sonlandığını işaret etse de İlhami Emin temasın hala var olduğunu
kanıtlamış bence. Yüzlerce yıllık beraberlik şimdi hiç değilse kelimelerle el
ele. Yürüyen Duvar’da metaforlar görece ağır tarihsel göstergelerin sıradan
konuşmalara bilgece yerleştirilmesiyle oluşturulmuş.

Romanın kendine has duruşu bir kenara yazar İlhami Emin’den bahsedeyim.
Makedonya’nın Radoviş kasabasında doğan yazar öğretmenlik, gazetecilik,
dergicilik, radyoculuk yaptıktan sonra Makedonya Kültür Bakanlığı’nda bakan
yardımcılarından biri oluyor. İlhami Emin edebiyata şiirle giriyor ve hali
hazırda T.C. Kültür Bakanlığı’nda e-kitap olarak şiir kitapları yayımlanmakta.
Üsküp Halk Tiyatrosu’nda oyunları oynanan yazar, Nazım Hikmet, Yaşar Kemal,
Evliya Çelebi ve Orhan Pamuk’un eserlerini Makedonca’ya kazandırmış.
Uluslararası Türk Şiiri şöleninde Büyük Bayrak ödülüne layık görülmüş ve
Makedonya Yazarlar Birliği “Edebi Asa” ödülünü kazanan yegane Makedonya Türk
şairi olmuştur. Yürüyen Duvar romanı 2012’de Ratsin Roman Ödülü’nü almıştır.
Kitapta sizi bekleyen sıradışı teknik hakkındaki izlenimlerimi sona sakladım. Çünkü
okuyanlar arasındaki konuşmalarda bu teknik, kitabın önüne geçebilir ve en
hafif tabirle bu haksızlık olur.
Evet, kitabın arka kapağında da belirtildiği gibi ve okuyacak
olanların göreceği üzere kitap Türkçe Dilbilgisi kurallarının bir hayli
dışında. Metinde noktalama işareti kullanılmamış ve bazı özel isimler hariç bütün
kitap küçük harfler kullanılarak yazılmış. Bir okuyucu olarak zorlandığım
kısımlar oldu. Anlamı sağlamlaştırmak için okumanın dışında çaba sarf edip
duraksadım. Ama bir süre sonra sisteme alıştım sanırım ve normal (kurallı) bir
akıştan daha ahenkli hale dönüştü okuma. Bazı duvarların zorlanması olarak da
görülebilir bu yapı ya da geleneksel anlatımın kitaba dönüşmüş hali gibi de
algılanabilir. Konuyu sıradışı kategorisine alıp etrafımdakilere kitabı
okuttuğumda bu durumun pek de garipsenmediğini gördüm. Samimi ve kolay
okunabilirlik, ilk yorumlar arasında. Akademik değerlendirme yapamayacağımdan “Yürüyen
Duvar”ı konusu, tekniği ve bıraktığı izlerle yolculuğuna devam etmesi için
saygıyla uğurluyorum; uzun bir İlhami Emin şiiri olan “Terk Edilmiş Olan Yörük Köpeklerinin Türküsü”nden bir kıtayla:
“yalnızlığın en çekilmezi bizimkisi daha kötüsü düşünülemez
gücümüzü kendimize değil sahiplerimize devrettik
hep sevildik diye dedik sahiplerimize
asla dokunulmaz
kurtlardan daha kurt olduk çocuklardan
dövüldük”



TÜM GEZGİNCİ ERDEM YAZILARI İÇİN TIKLAYIN
Hakkında Erdem Gezginci
Mühendis / Yazar. Çeşitli kitap eklerinde kitap inceleme / eleştiri yazıları çıktı. Kalemkahveklavye site ve dergisinde öykü, deneme, kitap incelemeleri yazmaya devam ediyor.
Yorum 0

    Cevapla

    15 49.0138 8.38624 arrow 0 bullet 0 4000 1 0 horizontal https://kalemkahveklavye.com 300 4000 1