Kırmızı Kedi Yayınevi tarafından basılan, Enis Batur ‘un “Başka Yollar”
isimli kitabı üzerine bir Gezginci Erdem incelemesi.
isimli kitabı üzerine bir Gezginci Erdem incelemesi.
Türkçe ‘nin
derinliğini ustaca okunur kılan Enis Batur son kitabında hayatından kesitler
sunuyor. Salt otobiyografinin dışında yön gösteren, okuyucuyu elinden tutup
uzaklara götüren ve en önemlisi götürdüğü yerde bırakmayıp usulca geri getiren
kitap şefkatli bir okuma sunuyor. Yazarın içsel ve gerçek yolcuğuna kitabın ilk
cümleleriyle ortak olup kitabın sonuna kadar kah yazarın peşinde kah yazarın
yanında birçok kavramı sorguladım. Dilin labirentlerinde dolaşmamı sağlayan yol
yazarın belleğinin taşlarından örülmüştü. Labirentin hangi sonuca neden ve
nasıl ulaşacağını kestirmeye çalışırken kendi belleğimin yol olduğunu, yazarın
belleğinin ise yola ışık tuttuğunu fark ettim. Aslında “fark etmek” eylemi
kitabın en lezzetli özelliği… Görmek ile bakmak arasındaki farktan ziyade;
görmeyi ve gördüğünün arkasını görmeyi sunuyor kitap. Yazarın hayatından kendi
hayatıma iz düşürdüğüm düşünceler yazarın tam da bunu istemesinden
kaynaklanıyor olabilir. Enis Batur ‘un sorduğu sorular ve vermediği /
veremediği cevaplar okuyucuyu kitaba davet ediyor. Davete katılanların,
edenleri pişman etmediği kesin.
derinliğini ustaca okunur kılan Enis Batur son kitabında hayatından kesitler
sunuyor. Salt otobiyografinin dışında yön gösteren, okuyucuyu elinden tutup
uzaklara götüren ve en önemlisi götürdüğü yerde bırakmayıp usulca geri getiren
kitap şefkatli bir okuma sunuyor. Yazarın içsel ve gerçek yolcuğuna kitabın ilk
cümleleriyle ortak olup kitabın sonuna kadar kah yazarın peşinde kah yazarın
yanında birçok kavramı sorguladım. Dilin labirentlerinde dolaşmamı sağlayan yol
yazarın belleğinin taşlarından örülmüştü. Labirentin hangi sonuca neden ve
nasıl ulaşacağını kestirmeye çalışırken kendi belleğimin yol olduğunu, yazarın
belleğinin ise yola ışık tuttuğunu fark ettim. Aslında “fark etmek” eylemi
kitabın en lezzetli özelliği… Görmek ile bakmak arasındaki farktan ziyade;
görmeyi ve gördüğünün arkasını görmeyi sunuyor kitap. Yazarın hayatından kendi
hayatıma iz düşürdüğüm düşünceler yazarın tam da bunu istemesinden
kaynaklanıyor olabilir. Enis Batur ‘un sorduğu sorular ve vermediği /
veremediği cevaplar okuyucuyu kitaba davet ediyor. Davete katılanların,
edenleri pişman etmediği kesin.
Yazmayı
ve Okumayı Tetiklemek
Enis Batur yazmayı öğreten yazarlardan.
Aynı zamanda okuma duygusu körelen
insanların içine tekrar bu duyguyu iliştiren bir öğretmen.
Aynı zamanda okuma duygusu körelen
insanların içine tekrar bu duyguyu iliştiren bir öğretmen.
Kestiremediği,
uzak anıların içine doğru yürürken yol çatallaşıyor. Tercih ettiği yolda sisi
dağıtarak ilerliyor. Herhangi bir sebepten dolayı tercih etmediği yolu
sorgulayarak geçmişimizdeki tercihlerin yavanlığını silip atıyor. İnsan tercih
etmediklerinden de sorumlu oluyor kitabı okurken. İz bırakanlar kadar
bırakmayanların da önemine vurgu yapıyor yazar. Okul hayatımızı yazmaya,
ailemizi yazmaya özendiriyor. Anıların üstüne yürüdükçe görünür kılındığını, bu
görüntüleri elde etmek içinse mutlaka yazmamız gerektiğini özümsetiyor.
Hali
hazırda kitap okurken okuma isteğinin beslenmesi, duru dilin ırmağa
benzetilmesiyle anlatılabilir. Temiz ve tereddütte bırakmayan anlatım, yolculuk
olgusundan mıdır bilinmez sürekli hareket halinde. “Yolculukları yolculuk yapan
moladır” düşüncesiyle hikayeler molalarla birbirine bağlanmış. Ayrık ve uzak
hikayeler, yazarın yaşanmışlığı temelinde aynı potada rengarenk okunuyor. Başka
yazarlarla tanışma, başka müziklere kulak verme, başka şehirlere gitme isteği
uyandırıyor kitap.
hazırda kitap okurken okuma isteğinin beslenmesi, duru dilin ırmağa
benzetilmesiyle anlatılabilir. Temiz ve tereddütte bırakmayan anlatım, yolculuk
olgusundan mıdır bilinmez sürekli hareket halinde. “Yolculukları yolculuk yapan
moladır” düşüncesiyle hikayeler molalarla birbirine bağlanmış. Ayrık ve uzak
hikayeler, yazarın yaşanmışlığı temelinde aynı potada rengarenk okunuyor. Başka
yazarlarla tanışma, başka müziklere kulak verme, başka şehirlere gitme isteği
uyandırıyor kitap.
İçi
Dolu Umutsuzluk
“Bildik
de ne oldu?” gibi sorular soruluyor kitapta. Gördük de ne oldu, yaşadık da ne
oldu, evrenin manasızlığına işaret eden düşme halleri mevcut metinlerin
sonunda. Bir sonraki anı parçasıyla doğrulan ve sonunda yine düşen umut, asla
umutsuzluğa teslim olmuyor ama. Belki de hayatın döngüsünü minimalize eden bir
üslup kitaptaki. Belki de yolların ölümü anımsatmasından kaynaklanan bir
zorunluluk. Geçmişe yapılan dönüşlerin yorucu ama zorunlu olması, kitabın
kasveti de taşımasını sağlıyor. Kasvet aynı zamanda “bulut” anlatımı ve
metaforuyla da işlenmiş.
de ne oldu?” gibi sorular soruluyor kitapta. Gördük de ne oldu, yaşadık da ne
oldu, evrenin manasızlığına işaret eden düşme halleri mevcut metinlerin
sonunda. Bir sonraki anı parçasıyla doğrulan ve sonunda yine düşen umut, asla
umutsuzluğa teslim olmuyor ama. Belki de hayatın döngüsünü minimalize eden bir
üslup kitaptaki. Belki de yolların ölümü anımsatmasından kaynaklanan bir
zorunluluk. Geçmişe yapılan dönüşlerin yorucu ama zorunlu olması, kitabın
kasveti de taşımasını sağlıyor. Kasvet aynı zamanda “bulut” anlatımı ve
metaforuyla da işlenmiş.
Umutsuzluğun
yol gösterdiğini hissedince umutsuzluğa düşmeden umutsuzluğu anlamaya
meylettiriyor yazar. Bu kadar çok “umutsuzluk” nasıl kurşuni bir umudu
gösterir? Yolculuğun devam etmesine bağlayabiliriz bunu. Sürekliliğin içindeki
sorgulamaların sürekliliğe zerre kadar tesir etmemesini yaşam sevinci olarak
alabiliriz. Öyle ya da böyle “son” kavramını düşünmek sona doğru giden yolun
anlamından bir şey eksiltmez. Enis Batur hayatından sunduğu “Başka Yollar”la gölge oyunu sergiliyor
bu açıdan. Perdenin arkasından ışık ve ses geliyor. Renkler bizim gözümüzde
beliriyor. Gölge kitabın ve dünyanın bahanesi, olmazsa olmazı, sorusu olarak
elimizde kalıyor.
yol gösterdiğini hissedince umutsuzluğa düşmeden umutsuzluğu anlamaya
meylettiriyor yazar. Bu kadar çok “umutsuzluk” nasıl kurşuni bir umudu
gösterir? Yolculuğun devam etmesine bağlayabiliriz bunu. Sürekliliğin içindeki
sorgulamaların sürekliliğe zerre kadar tesir etmemesini yaşam sevinci olarak
alabiliriz. Öyle ya da böyle “son” kavramını düşünmek sona doğru giden yolun
anlamından bir şey eksiltmez. Enis Batur hayatından sunduğu “Başka Yollar”la gölge oyunu sergiliyor
bu açıdan. Perdenin arkasından ışık ve ses geliyor. Renkler bizim gözümüzde
beliriyor. Gölge kitabın ve dünyanın bahanesi, olmazsa olmazı, sorusu olarak
elimizde kalıyor.
“Anladıklarına
inanıyor musun?” diye soruyorlar Enis Batur’a. Ece Ayhan’ın cümlesiyle cevap
veriyor onlara: “ Salonda biri vardır, sessiz dinler, anlamıştır, bir şey
söylemeden çekip gider.”
inanıyor musun?” diye soruyorlar Enis Batur’a. Ece Ayhan’ın cümlesiyle cevap
veriyor onlara: “ Salonda biri vardır, sessiz dinler, anlamıştır, bir şey
söylemeden çekip gider.”
Anekdotların
da yer aldığı kitaba fotoğraflar ve resimler eklenmiş. Saman kağıdın etkisiyle
çekiciliğini kaybetmiş de olsalar fikir veriyorlar. Dilin nezaretindeki yazara
ve çevresine ait fotoğraflar otobiyografi anlatının belgeleri niteliğinde. Türk edebiyatının birçok ismiyle
karşılaşıp tanışma fırsatı, “Başka Yollar”ı okumakla mümkün.
da yer aldığı kitaba fotoğraflar ve resimler eklenmiş. Saman kağıdın etkisiyle
çekiciliğini kaybetmiş de olsalar fikir veriyorlar. Dilin nezaretindeki yazara
ve çevresine ait fotoğraflar otobiyografi anlatının belgeleri niteliğinde. Türk edebiyatının birçok ismiyle
karşılaşıp tanışma fırsatı, “Başka Yollar”ı okumakla mümkün.
Mühendis / Yazar. Çeşitli kitap eklerinde kitap inceleme / eleştiri yazıları çıktı. Kalemkahveklavye site ve dergisinde öykü, deneme, kitap incelemeleri yazmaya devam ediyor.