— Mehmet Tüze | Hayrettin Kağnıcı, Destek Yayınları‘ndan çıkan yeni kitabı İnsanca Yaşamaktır Hayat‘ta, seviyesi iyiden iyiye düşen rasyonel eğitimin de etkisiyle Müslümanların birbirlerini neden öldürdüklerine, pasif hale getirilen toplumların kimliklerinin zayıflayarak kaybolmaya yüz tutmasına insan beyninin verdiği tepkileri ele alıyor.
Yüksek makine mühendislik alanında eğitim aldıktan sonra kendi firmasını kurarak bu alanda iş hayatına atılan Hayrettin Kağnıcı, 2021 yılında yazdığı, “İnsan Böyle Bir Şey” adlı kitabında, tanrının, inancın, dinin insanlık tarihinde ilk olarak nasıl ortaya çıktığını, kabul gördüğünü, toplumların din aracılığıyla nasıl kontrol altında tutulduğunu işlemişti. Kağnıcı, Destek Yayınları etiketiyle yayımlanan yeni kitabı “İnsanca Yaşamaktır Hayat”ta ise, konuyu biraz daha daraltıp Müslümanlık parantezine indirgeyerek, seviyesi iyiden iyiye düşen rasyonel eğitimin de etkisiyle Müslümanların birbirlerini neden öldürdüklerine, pasif hale getirilen toplumların kimliklerinin zayıflayarak kaybolmaya yüz tutmasına insan beyninin verdiği tepkileri ele alıyor.
Kitabını, “Müslümanlar Neden Birbirlerini Öldürdüler?” sorusuyla açarak direkt konuya giren Hayrettin Kağnıcı, bu bölümde Müslümanların kendi aralarında büyük yıkımlara neden olan savaşların tarihine ışık tutarken birçok kaynaktan faydalanarak ortaya somut veriler bırakıyor. Yazarın kurduğu sebep-sonuç ilişkisiyle perçinlenen sorular, Müslüman tarihine mâl olmuş kişilerle yazarın sorduğu sorunun cevabını daha da berrak bir hâle getiriyor. Bu çıkıştan sonra Türklerin nasıl Müslüman olduğuna dair derin incelemeler ortaya çıkaran Kağnıcı, Kuran-ı Kerim’in kimler tarafından ne zaman yazıldığına dair önemli bulgular sunarak pusulanın yönünü değiştiriyor. 12. yüzyıl ve sonrasında en karışık dönemlerinden birini yaşayan Müslümanlığın bu dönemine ışık tutarken ardından tarikatların üzerinden oynanan oyunlarla İslam’ın anlamının nasıl zayıflatıldığına dikkat çekiyor. Müslüman mülteci sorununa da değinen Hayrettin Kağnıcı, buradan sonraki bölümleri zihne, beyne, algıya ayırarak tüm bunların rasyonel düzlemde dünyayı ve dünya üzerinde farklılıklarla birlikte yaşananlara açıklık getirmeyi hedefliyor. Eğitim öğrenimden yaşamın matematiksel düzenine, girişimcilikten beyinde eğitimin depolanmasına, başarılı olmanın temel kurallarından kadına şiddete kadar birçok farklı konuyu matematiksel ve felsefi olarak inceleyen yazar, insanlar arasındaki farkın uçurumuna, din olgusunun yarattığı farklılıklar nedeniyle birbirini kırıp geçiren insanlığa ve bunu nasıl kabul edilebildiğine dair önemli sorular ortaya atıyor.
“Neden çevremizde veya başka yerlerde insanlar farklı düşünüyor, farklı lisanlarda konuşuyor, bu kadar farklı lisan nasıl oluşmuştu, neden bu kadar çok din ve inançlar vardı, neden aynı konular için farklı kararlar verilebiliyordu? Sonu gelmeyen sorular, olmayan cevaplar. Galiba esas konu beynimizdi, peki beynimiz nasıl çalışıyordu?” Çocukluğundan beri bu sorulara kafa yoran ve yaş aldıkça üzerinde çalışmaya devam Hayrettin Kağnıcı, tüm bunların cevabını “İnsanca Yaşamaktır Hayat” kitabında ince ayrıntılar ve akıl yürütmelerle ele alarak vermeye çalışıyor.