İlhami Emin’in Tekin Yayınevi’nden çıkan “Yürüyen Duvar” romanı üzerine bir Gezginci Erdem incelemesi. Ben Yörük Osman’ın rüyasındayım. Benim de köklerim Makedonya’da, benim de fikrimin özü o çok yakın uzaklarda, yani Balkanlarda. İlhami Emin’in Tekin Yayınevi’nden çıkan “Yürüyen Duvar” romanını okuduğumda silinmeye yüz tutan aidiyetim canlandı. Anadolu’dan Balkanlara, sonra tekrar Balkanlardan Anadolu’ya yapılan göçleri ve bu...
Alef Yayınları’ndan çıkan Monika Maron‘un “Acayip Bir Başlangıç” kitabı üzerine bir Gezginci Erdem incelemesi. Zamana hükmetmek ve söz geçirmek için başlamak gerekir. Başlamak, eylemin kalbi, eylemsizliğin kabridir. Birçok şeye başlıyoruz ve başladığımız şeyi sonlandırıyoruz gibi görünebilir, oysa zaman sonsuzdur. Aklımızdaki olaylar zincirini geçmişten şimdiye, şimdiden geleceğe taşıyan başlangıçlar, cesaret kelimesiyle omuz omuza ilerler genelde. Alef...
Kolektif Kitap’tan çıkan David Hendy imzalı “Gürültü-Sesin Beşeri Tarihi” adlı kitap üzerine bir Gezginci Erdem incelemesi. Sessizlik isteyenler tarafından uyarıldığımız olmuştur muhakkak hayatımızın bir döneminde. Oysa gürültü kavramı insan sesini de içine alan devasa bir alan. Kolektif Kitap’tan çıkan “Gürültü-Sesin Beşeri Tarihi” kitabını okuyunca bu kavrama karşı farkındalığımız artabilir ve belki de onunla baş etmenin...
Ömer Ayhan imzasıyla İletişim Yayınları’ndan çıkan “Şehrazat” romanı üzerine bir Gezginci Erdem incelemesi. Bazen hislerimiz bizi bir kitaba götürür. Ömer Ayhan‘ın İletişim Yayınları‘ndan çıkan son romanı “Şehrazat” hislerimin bana getirdiği kitaplardan. Yazar hakkında bilgim yoktu, -bu belki benim ayıbım-, kitabın adını da duymamıştım ve kitabın kapağı da albenili değildi. Kitabı üst raftan, saklandığı yerden elime...
Yapı Kredi Yayınları ‘ndan çıkan Philip Roth imzalı Hayalet Yazar üzerine Gezginci Erdem imzalı bir inceleme… Yazarların yolları vardır. Bazıları bu yolu belirgin kılmak istemez ve haritasını kendinden bile saklar. Bazıları ise bilincinde oluşturduğu haritayı okuyucunun önüne serer. İlk bakışta okuyucuyu sevindiren bu lütuf, haritanın üzerindeki hengameye yaklaştıkça okuyucunun hevesini kırar. Büyü veya her neyse...
Sel Yayıncılık’tan çıkan “Lilith” ve Babaannemin Usturası” romanlarının yazarı Esra Pekin ile, Gezginci Erdem tarafından gerçekleştirilen röportaj. (Ayrıca bknz: “Babaannemin Usturası Romanının İncelemesi” ) Son dönem yerli yazarlar arasında, ne çok fazla geri planda kalmış ne de itici olacak derecede popüler hale gelmiş isimlerden biri Esra Pekin. Yazdığı konuları sığlığa düşmeden, ayrı ayrı “insan, kadın, yazar” duruşlarının olgun, yontulmuş...
Kitaptan toplanan işaretler, eşofmanla otobüse mi binilir sorusu, gayet avam görünen yüzük ve üstelik bir hayale karşı devrim yaparcasına kahverengi gözler… “Aşk eşofmanla yürümektir.” Choksatancakis Kalbim titredi. Midemdeki kelebek nüfusu konusuna girmiyorum. Bir erkeğin bir kadını gördüğünde hissetmesi gereken duygular bütününe aşk denir. Körlük hali, özgüven eksikliğine bağlı olarak terleme ve kekeleme, yersiz havalanma, ansızın...
Pele Panenka penaltısı için vuruş için : “Böyle bir penaltı kullanmak için birinin ya bir dâhi ya da çılgın olması gerekir“ diyor. “Bu memlekette yaşamak için de öyle” diyorum Pele’ye. İşimizde gücümüzde adamlarız. Metro, otobüs, bazen metrobüs yuvarlanıp gidiyoruz. Manşetler yanaklarımızdan aşağı çekiyor, anlam veremiyoruz, afallıyoruz ama en çok da mutsuz oluyoruz. Çekoslavakya’yı özleyenlerimiz çoğunlukta. 1976...
Esaretime inandırıyor o adam beni. Rol yapamayacak kadar boş ve aygır gibi düzüyor karımı. Sıfır nokta üç metrekarede özerklik mücadelesi veren “Ters Dönmüş Böcekler Partisi”nin en zavallı gerillasıyım. “Biliyordur tam göğsünün altında yaşar gibi Biliyordur ki bir eylemdir yerine göre susmak.” PAS – Edip Cansever Kapı çaldı. Duyuyorum ama duyduğumu bilmiyorlar. Zahide abla gelmiş....
Sel Yayıncılık etiketiyle yayımlanan Esra Pekin imzalı “Babaannemin Usturası” romanı üzerine bir Gezginci Erdem incelemesi. Bazı romanlar sistemin dışında doğarlar ve yollarına öyle devam ederler. Alışılmışın dışında dizilir cümleleri, karakterleri sanki sisin içindedir. Sayfa sayfa inşa ettikleri yeni dünya sürekli devinimlerin gereği olarak yeniden yıkılır ve yeniden yapılır. Bazı romanlar teninizde dolaşmakla yetinmez. Konuşmak, anlatmak,...
Ben Tanrı’yım dedi içimdeki ses. Yıldızlar dalgalandı önümde. Campus Stellae kadın fotoğrafları demek değil. Duvarlar kadın fotoğraflarıyla dolu. Her gün yenilerini ekliyorum yine de. Genişliyor duvar ve evren. Ben tanrı olsam sadece kadını yaratırdım, diyor içimdeki ses. Bakıyorum da gözleri, saçları, boyunları, bazılarının gamzeleri, en mahrem yerleri bazılarının ve ruhlarından odama köprü yaptıkları bakışları, ne...
Carlos Fuentes ve Can Yayınları‘ndan çıkan Cennet’teki Adem kitabı üzerine bir Gezginci Erdem incelemesi. (Bu inceleme ilk olarak Aydınlık Kitap ekinde yayınlanmıştır) Meksikalı, entelektüel, diplomat ve en önemlisi yazar. Kaleminin kağıt üzerinde kayışı: büyülü. Kaleminin kağıda bıraktığı semboller: gerçekçi. Carlos Fuentes büyülü gerçekçiliğin Meksika gözlü yazarı. Gelişmişlikle gelişmekte olan ülkeler arasında sınır olan hayal ülkesi...
15
49.0138
8.38624
arrow
0
bullet
0
4000
1
0
horizontal
https://kalemkahveklavye.com
300
4000
1