Kolektif Kitap’tan çıkan David Hendy imzalı “Gürültü-Sesin Beşeri Tarihi” adlı kitap
üzerine bir Gezginci Erdem
incelemesi.
üzerine bir Gezginci Erdem
incelemesi.
Sessizlik isteyenler
tarafından uyarıldığımız olmuştur muhakkak hayatımızın bir
döneminde. Oysa gürültü kavramı insan sesini de içine alan devasa bir alan.
Kolektif Kitap’tan çıkan “Gürültü-Sesin
Beşeri Tarihi” kitabını okuyunca bu kavrama karşı farkındalığımız artabilir
ve belki de onunla baş etmenin yollarını aramaya yavaş yavaş başlayabiliriz.
tarafından uyarıldığımız olmuştur muhakkak hayatımızın bir
döneminde. Oysa gürültü kavramı insan sesini de içine alan devasa bir alan.
Kolektif Kitap’tan çıkan “Gürültü-Sesin
Beşeri Tarihi” kitabını okuyunca bu kavrama karşı farkındalığımız artabilir
ve belki de onunla baş etmenin yollarını aramaya yavaş yavaş başlayabiliriz.
İlk çağlardan günümüze bizi sarıp sarmalayan seslerle yaşamayı öğrenmeye
çalışıyoruz. Kitabı okuyunca bunun evrimimizin en karmaşık ve zor halkalarından
biri olduğunu düşündüm. Dünya değişirken çıkardığı sesler farklılaşıyor ve duyduğumuz sesi gürültü kategorisinden çıkarmak için beynimiz çaba sarf ediyor. Tam
çıkardığında ise yeni sesler ortaya çıkıyor. Kakafoniden kaçıp armoniye gitmek
belki de hayatımızın gizli amacı. Emekli olunca bir sahil kasabasına yerleşmek
isteyenlerin, Uzakdoğu’ya huzur bulmaya gidenlerin, hafta sonu şehirden
uzaklaşanların veya odasına kapanıp kitap okuyanların birincil amacı gürültüden
soyutlanmak. İnsanlık tarihi çeşitli ve zamanla yenilenen gürültü
mekanizmalarıyla dolu. David Hendy, kitabında gizli/açık sorunumuzu düzenli bir
şekilde irdeliyor.
çalışıyoruz. Kitabı okuyunca bunun evrimimizin en karmaşık ve zor halkalarından
biri olduğunu düşündüm. Dünya değişirken çıkardığı sesler farklılaşıyor ve duyduğumuz sesi gürültü kategorisinden çıkarmak için beynimiz çaba sarf ediyor. Tam
çıkardığında ise yeni sesler ortaya çıkıyor. Kakafoniden kaçıp armoniye gitmek
belki de hayatımızın gizli amacı. Emekli olunca bir sahil kasabasına yerleşmek
isteyenlerin, Uzakdoğu’ya huzur bulmaya gidenlerin, hafta sonu şehirden
uzaklaşanların veya odasına kapanıp kitap okuyanların birincil amacı gürültüden
soyutlanmak. İnsanlık tarihi çeşitli ve zamanla yenilenen gürültü
mekanizmalarıyla dolu. David Hendy, kitabında gizli/açık sorunumuzu düzenli bir
şekilde irdeliyor.
Mağaralarımızdan
evlerimize uzanan gürültü, zincirin sadece bir halkası… Köyler, kasabalar,
şehirler, dinler, savaşlar, sanayi, maçlar, düğünler, kavgalar, trafik, hayvanlar,
siyaset, isyanlar… Zincirin boyu azımsanmayacak kadar uzun aslında. Kitap,
genel kültürümüze büyük katkı sağlayabilir ancak önemli olan okuyucunun olaya
büyük pencereden bakmasını sağlaması.
evlerimize uzanan gürültü, zincirin sadece bir halkası… Köyler, kasabalar,
şehirler, dinler, savaşlar, sanayi, maçlar, düğünler, kavgalar, trafik, hayvanlar,
siyaset, isyanlar… Zincirin boyu azımsanmayacak kadar uzun aslında. Kitap,
genel kültürümüze büyük katkı sağlayabilir ancak önemli olan okuyucunun olaya
büyük pencereden bakmasını sağlaması.
Altı ana bölümle
kronolojik bir çizgi izleyen kitap tarihsel ve bilimsel olguları sade bir dille
anlatıyor. Televizyonu ve bilgisayarı kapatıp “Gürültü” kitabını okumak
yapbozun en zor bulunan parçasını yerine koymanın hazzını verecektir. Sesleri
okumak ve anlamak belki de gürültü ile aranıza olabildiğince mesafe koymanızı
sağlayacak. Kitabın bir diğer yönü gürültü kirliliğine dikkat çekmesi…
Gürültü kirliliği çözülmesi gereken sorunlar arasında arka sıralarda da olsa
insan sağlığına etkisi büyük. Günlük hayatımızda maruz kaldığımız gürültü
fizyolojik ve psikolojik hastalıklara neden oluyor ve bunu dile getirirseniz
pek de ciddiye alınmıyorsunuz. Özellikle Türkiye’de gürültü üzerine düşünmemi
sağlayan kitabı bitirdiğimde çok iyi duyan kulaklarım olduğu için hayıflandım.
Dünyada gürültü kirliliğinin en
büyük nedeni ulaşım. Memleketimizde bir de bunun yanı sıra gelişmişlik
düzeyimizin eklediği Ortadoğu-vari gürültü var. Görüldüğü gibi salt gürültü
meselesinden birey-toplum konularına inilebiliyor.
kronolojik bir çizgi izleyen kitap tarihsel ve bilimsel olguları sade bir dille
anlatıyor. Televizyonu ve bilgisayarı kapatıp “Gürültü” kitabını okumak
yapbozun en zor bulunan parçasını yerine koymanın hazzını verecektir. Sesleri
okumak ve anlamak belki de gürültü ile aranıza olabildiğince mesafe koymanızı
sağlayacak. Kitabın bir diğer yönü gürültü kirliliğine dikkat çekmesi…
Gürültü kirliliği çözülmesi gereken sorunlar arasında arka sıralarda da olsa
insan sağlığına etkisi büyük. Günlük hayatımızda maruz kaldığımız gürültü
fizyolojik ve psikolojik hastalıklara neden oluyor ve bunu dile getirirseniz
pek de ciddiye alınmıyorsunuz. Özellikle Türkiye’de gürültü üzerine düşünmemi
sağlayan kitabı bitirdiğimde çok iyi duyan kulaklarım olduğu için hayıflandım.
Dünyada gürültü kirliliğinin en
büyük nedeni ulaşım. Memleketimizde bir de bunun yanı sıra gelişmişlik
düzeyimizin eklediği Ortadoğu-vari gürültü var. Görüldüğü gibi salt gürültü
meselesinden birey-toplum konularına inilebiliyor.
Sistem, insanları sürekli gürültüye maruz bırakma gibi bir misyon edinmiş sanki. Kitabın
son bölümünde de vurgulandığı gibi “her yerde müzik” anlayışı ve müziği aşıp
sesimizi duyurmak için bağırmamız, enerjimizin tümünü alıyor. Enerji sömürüsünü
istediklerini yapmamızı sağlayan yönlendirmeler takip ediyor olabilir. Bu
komplo teorisi uzayıp gider ve belki sonuca ulaşmaz ama “gürültü” ile yaşamayı
öğrenmenin yanında “Yeter artık” da dememiz gerekiyor.
son bölümünde de vurgulandığı gibi “her yerde müzik” anlayışı ve müziği aşıp
sesimizi duyurmak için bağırmamız, enerjimizin tümünü alıyor. Enerji sömürüsünü
istediklerini yapmamızı sağlayan yönlendirmeler takip ediyor olabilir. Bu
komplo teorisi uzayıp gider ve belki sonuca ulaşmaz ama “gürültü” ile yaşamayı
öğrenmenin yanında “Yeter artık” da dememiz gerekiyor.
Sessiz, daha doğrusu sevdiğiniz seslerin olduğu gürültüsüz günlere…

Mühendis / Yazar. Çeşitli kitap eklerinde kitap inceleme / eleştiri yazıları çıktı. Kalemkahveklavye site ve dergisinde öykü, deneme, kitap incelemeleri yazmaya devam ediyor.