Damla Orhan tarafından kaleme alınan Sahne 1: İki Kadın adlı öykü KalemKahveKlavye’de yayımlandı.
Masanın üstünde duran sigaradan sundum ona
Dudaklarına öyle yakışıyordu ki tütün rengi,
‘gözlerimi oyup sevgilisine vermeliyim’ diye düşündüm
Dilimizi parmakladığımız hayatların dışındaydık
Sessizliğin Nobel Ödülü tek bir
kelimeyle kaçmıştı artık…
kelimeyle kaçmıştı artık…
Parmaklarımı kütlettim…
anahtarla oyalandım…
duman üfledim…
“Ne
zamandan beri duluz?” diye sordum sonra
zamandan beri duluz?” diye sordum sonra
pencereden sokak kedilerine bakıyordu,
verdiği yemeği nasıl yediklerini izliyordu…
Son şarabı açıp ağzıma dikecekken sormuştum
soruyu
soruyu
Aslında severdik konuşmayı
Ben aptalca sorular sormayı, o bilmediği
cevaplar vermeyi severdik.
cevaplar vermeyi severdik.
Biz sadece misafir sevmezdik.
“Ben…” dedi, “kedileri doğurduğumdan, sen de saçlarını aldırdığından beri duluz…”
“Ben…” dedi, “kedileri doğurduğumdan, sen de saçlarını aldırdığından beri duluz…”
Saçmalıyorum ve yaşlanıyorum.
Gözlerimin torbalarında saklıyorum
kıskandığım tüm yazarları…
“Sana kitaplar aldım, izmarit söndürürsün okuduğun satırlara.
Hadi al makineni ölmeden çıplak çek beni.”
Ayak tırnaklarımı boyadım,
Onları da çek…
Kadın, feminist, sakat, Atatürkçü… 2017’de 31 yaşına giren. Yazmayı öğrendiğinden beri yazan. Babasına benzeyen, annesinin soyadını kullanan. Sözel bölümünden mezun. İlk olarak kendi sayfasında yazmaya başlayan. 2013’den bu yana www.kalemkahveklavye.com kültür sanat ve edebiyat sitesinde hikaye ve şiir pişiren ve çeşitli fanzinlerde yer alan. Pulbiber mahallesine uğrayan. Çok okumayı seven, arada hiç okumayan, güzel sesli insanlara şiir okutturan. Rock dinleyen, Sylvia Plath’a özenen, Van Gogh ile arasında bağ olduğuna inanan ve bütün sokak kedileriyle konuşan ve ilk kitabını yazan.