Mo Yan’ın kaleminden seçme öyküleri içeren “Saydam Turp”, Can Yayınları etiketiyle raflarda.
“Kara Çocuk, duvarcı ustasının başında tuttuğu ritmi bozmamak için çok dikkatli yürüyordu. Duvarcı ustasının parmak boğumları çok kalındı ve tokmak kadar sertti, çocuğun tıraşlı başı acıyordu acımasına ama gıkını bile çıkarmadı, ağzının kenarı azıcık yukarıya doğru kaydı sadece. Duvarcı ustasının çok marifetli bir ağzı vardı, o ıslak ve kırmızı dudaklarını önce büzüştürüyor, hemen ardından da biraz aralayıp tarlakuşunu taklit eden, keskin ve melodik bir ıslık koyuveriyordu ta bulutlara kadar yükselen.”
Kimi eleştirmenlerin, dilini Gorki ve Soljentitsin’in şiirsel ve çarpıcı anlatımına benzettiği Mo Yan, Çin taşrasını anlatan yapıtlarında fanteziyle lirizmi kaynaştırırken bürokrasiyi taşlama ortamında irdeliyor, kara mizaha, hatta yer yer doğaüstü unsurlara yer veriyor. Buğday ve darı başaklarının arasından bir halkın acıları ve sevinçleri yükseliyor. Mo Yan, taşra yaşamını aktarmanın yanı sıra modern Çin’in kısa zamanda köşeyi dönen görgüsüz yeni zenginleriyle de okurlarını tanıştırıyor.
Mo Yan, Saydam Turp’un kahramanlarından Kara Çocuk’u ve kendi yapıtlarını şöyle tanımlıyor: “ İnsanüstü bir yetenekle acıya katlanabilen ve insanüstü bir duyarlılığa sahip olan o kara tenli çocuk, bütün yazdıklarımın ruhunu simgeliyor.”
1994 Nobel Edebiyat Ödülü sahibi Japon yazar Kenzaburo Oe’nin, “Ben Nobel Ödülü’nü vermek için birini seçecek olsam Mo Yan’ı seçerdim,” sözleriyle değerlendirdiği Mo Yan, 2012’de bu değerlendirmeyi gerçeğe dönüştürerek Nobel Edebiyat Ödülü kazanan ilk Çinli yazar oldu. Saydam Turp’u Erdem Kurtuldu Çince aslından çevirerek Türkçeye kazandırdı.
İrtibatı Koparmayalım: