Türkçe edebiyatın büyük yazarlarından Pınar Kür’ün klasikleşmiş eserleri Yarın Yarın, Küçük Oyuncu, Akışı Olmayan Sular, Bir Deli Ağaç ve Bitmeyen Aşk, Can Yayınları etiketiyle tüm kitapçılarda…
“Herkes kendi yoluna gitti. Herkes kendi yoluna…
Herkes. Bir seninle ben kalakaldık orta yerde.
Düşünüyorum, düşünüyorum, düşünüyorum… Hâlâ
anlamadığım o kadar çok şey var ki… Karamsar
değilim, inan. Olmamaya çalışıyorum hep. Yaşamakta
direniyorum. Yaşama yapışmak, tutunmak sıkı sıkıya…
Zorla, zorlaya zorlaya, inatla, inatla yaşamak… Buydu
yapacağım, değil mi? Yapıyorum işte.”
Pınar Kür’ün ilk romanı Yarın Yarın, 1976 yılında yayımlandığında yazın dünyasında daha önce görülmemiş bir etki yaratmış ve yazarını bir anda üne kavuşturmuştu.Aradan geçen onlarca yıl romanın değerini azaltmadı.Yayımlandığı dönemde soruşturmalara uğrayıp toplatılan bu kitap, o günden beri okunmayı ve zaman içinde edebiyatımızın ustaları arasına girmiş olan Pınar Kür’ün ilk kitabı olarak ilgi çekmeyi sürdürüyor.
Uzun yıllar tiyatroda çalışan ve bu ortamı çok iyi tanıyan Pınar Kür, ikinci romanı olan Küçük Oyuncu’da “tiyatro insanı”ndan yola çıkarak “insan”ı araştırıyor. Sanat mı hayattan esinlenir hayat mı sanattan, sorusuna değişik bir açıdan yaklaşarak hayatın sanattan kaynaklanabileceğini, sanatın insan ilişkileri üstündeki etkisini gene kendine özgü bir biçimde irdeliyor. İnsan ilişkilerinin karmaşıklığını çözümleme konusundaki ustalığıyla ve özenli anlatımıyla tanınan Pınar Kür’ün bu romanını yeniden yayımlamaktan kıvanç duyuyoruz.
Pınar Kür, öykülerini bir yapı ustasının dikkatiyle kuran yazarlarımızdan. Edebiyatın her şeyden önce bir yapı sorunu olduğunu bilen, dağınık anlık izlenimlerin kolay şiirselliğine kendini kaptırmayan bir kurgu ustası.Pınar Kür’ün öykülerindeki şiirsellik, özellikle öyküler okunup bitirildikten sonra tadına varılan bir kusursuzluktan kaynaklanıyor.Bu öyküleri okuduğunuzda, yalnızca belli öykü kişilerinin aşklarına, acılarına, yaşamlarına değil, iyi edebiyat alanına giren bir yazarlık çabasına da tanık olacaksınız. Onun öykülerinin en belirgin özelliklerinden biri de zamana karşı dayanıklı oluşlarıdır.
Pınar Kür, öykülerini bir yapı ustasının dikkatiyle kuran yazarlarımızdan. Edebiyatın her şeyden önce bir yapı sorunu olduğunu bilen, dağınık anlık izlenimlerin kolay şiirselliğine kendini kaptırmayan bir kurgu ustası. Bir Deli Ağaç’taki öykülerindeki şiirsellik, özellikle öyküler okunup bitirildikten sonra tadına varılan bir kusursuzluktan kaynaklanıyor. Bu öyküleri okuduğunuzda, yalnızca belli öykü kişilerinin aşklarına, acılarına, yaşamlarına değil, iyi edebiyat alanına giren bir yazarlık çabasına da tanık olacaksınız. Onun öykülerinin en belirgin özelliklerinden biri de zamana karşı dayanıklı oluşlarıdır.
Edebiyatımızın ustalarından Pınar Kür, Bitmeyen Aşk’ta “aşk”ı tüm boyutlarıyla ve çok değişik, alışılmadık açılardan irdeliyor. Edebiyatın ve yaşamın en temel öğelerinden biri olan “aşk”ı duygusal değil de akılcı bir yaklaşımla ele alıp taşıdığı tüm olasılıkları bir bir ortaya çıkarmayı denerken, “klasik aşk romanı”nın konusunu olduğu gibi koruyor ama içeriğini ve anlatımını altüst ediyor. Bunu yaparken okur ve öteki kişilerle birlikte “yazar”ı da romanın başkişilerinden biri olarak olayları keşfetme sürecine sokuyor.Bu “yazar”, Nilgün ile Sinan’ın öznel anlatımlarını kendi nesnelliğiyle dengelemek iddiasındaysa da, nesnelliğini her zaman koruyup korumadığı konusundaki son karar okurun olacaktır elbette.