Uzun yıllardır Şiir Kütüphanesi ev sahipliğinde gerçekleştirilen Şairin Şiir Evreni söyleşileri; yazar, şair, akademisyen, çevirmen ve felsefeci Oruç Aruoba’yı ağırlıyor. Edebiyat ve düşünce dünyamızın en özel isimlerinden biri olan Oruç Aruoba’ya sorularıyla Ümit İnatçı eşlik ediyor.
Oruç Aruoba ile Şairin Şiir Evreni söyleşisi, 22 Ocak Salı 19.00’da Şiir Kütüphanesi’nde.
Oruç Aruoba, 1948’de doğdu. 1973’ten başlayarak Hacettepe, Tübingen, Victoria-Wellington üniversitelerinde akademisyenlik ve öğretim görevliliği yaptı. 1983’te üniversiteyi terk etti, İstanbul’a yerleşerek çeşitli yayın kuruluşlarında çalıştı, yazı ve çeviri işleriyle uğraştı. Hume, Nietzsche, Kant, Wittgenstein, Rilke, von Hentig, Celan ve Başo’dan çevirileri vardır.
Oruç Aruoba koleksiyonu, felsefe kitaplarının yanı sıra şiir ve şiirsel metinleriyle Metis tarafından basılmaktadır.
Oruç Aruoba Hakkında
1948 yılında Karamürsel’de doğdu. TED Ankara Koleji’ni bitirdikten sonra Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü’nde lisans ve yüksek lisansını tamamladı. Yine Hacettepe Üniversitesi’nde çalışmalarına devam ederek felsefe bilim uzmanı oldu. 1972 ve 1983 yılları arasında Hacettepe Üniversitesi’nde öğretim üyesi olarak görev yaparken[2] felsefe bölümünde doktorasını tamamladı. Bu süreçte, Almanya’da Tübingen Üniversitesi’nde felsefe semineri üyeliği ve 1981 yılında Victoria Üniversitesi (Wellington) (Yeni Zelanda) konuk öğretim üyeliğinde bulundu. Kırmızı Dergisi gibi çeşitli basın organlarında yayın yönetmenliği, yayın kurulu üyeliği ve yayın danışmanlığı yaptı. Birçok dergide yazı ve çevirileri yayınlandı. Epistemoloji, Etik, Hume, Kant, Kierkegaard, Nietzsche, Marx, Heidegger ve Wittgenstein konuları üzerine çalışmalar gerçekleştiren Aruoba, bu çalışmalarını ölümüne kadar sürdürmüştür. Özellikle şiir sanatına yönelmiş ve Heidegger’in şiire yaklaşımını; “Ona göre insanın temel sözü şiirdir. Çünkü insan yaşayan, dünyanın içinde olan, diğer insanlarla ilişkisini dil aracılığıyla kuran varlıktır. İnsanın bütün etkinliklerinde yer alan, içinde yaşadığı dil ile (tarihsel olarak da) içinde yaşadığı varoluş arasında kurduğu temel anlam ilişkisi, şiirde ortaya çıkar. İnsanın bilinen bütün tarihi boyunca çeşitli biçimlerde görülen “şiir” adı verilen dilsel kuruluşlar, bu temel ilişkiyi ortaya koymaya (dile getirmeye) çalışan insan yöneliminin ürünleridir. Heidegger de buna ulaşmaya, (anlamlandırmaya, yorumlamaya) insanın dünya ile ve diğer insarlarla olan ilişkisini ilk biçimiyle yeniden kavramaya çalışır.” sözleriyle açıklamıştır.Aruoba, Hume, Nietzsche, Kant, Wittgenstein, Rainer Maria Rilke, Hartmut von Hentig, Paul Celan ve Matsuo Bashō gibi düşünür, yazar ve şairlerin eserlerini de Türkçeye kazandırmıştır. Wittgenstein’ın eserlerini Türkçeye ilk defa Oruç Aruoba çevirmiştir. Aynı zamanda Aruoba, Japon edebiyatı kökenli bir şiir türü olan haiku’nun, Türk edebiyatındaki temsilcilerinden de biridir. Yazar, Nietzsche’nin “Antichrist” eserini de Almancadan Türkçeye kazandırmıştır. Felsefe Sanat Bilim Derneği’nin her yıl düzenlediği “Assos’ta Felsefe” etkinliklerine konuşmacı olarak katılan yazar, “Felsefenin Hayvanına Ne Oldu?”, “Bilim ve Din” gibi birçok başlıkta sunumlar gerçekleştirmiştir. Ayrıca, Füsun Akatlı Kültür ve Sanat Ödülü etkinlikleri kapsamında gerçekleştirilen sempozyuma da konuşmacı olarak katılmıştır.Oruç Aruoba, 2006 ve 2011 yıllarında Cevdet Kudret Edebiyat Ödülü yarışmasında Füsun Akatlı, Ahmet Cemâl, Doğan Hızlan, Nüket Esen, Orhan Koçak, Nilüfer Kuyaş ve Emin Özdemir ile birlikte seçici kurulda yer almıştır. Aruoba’nın şiirlerinde kullandığı üslup ve noktalama işaretlerinin edebiyat kurallarının dışında olmasına rağmen bu durum akademik çevrelerce sanatçının üslubu olarak değerlendirilmiştir. -Kaynak