Kaiken, cinayetlerin izdüşümünde Avrupa’dan
Uzakdoğu’ya akan hikaye bıçak sırtı bir okuma sunuyor.
Uzakdoğu’ya akan hikaye bıçak sırtı bir okuma sunuyor.
Jean Christophe Grange ‘in romanları aslında kapsamlı, gerilim dolu ve içinde
macera haritaları barındıran birer rehber. Dünya’nın değişik coğrafyalarını
romanlarına mekan olarak seçip seçtiği ülkelerin geleneklerini, insanlarını,
hayat tarzlarını, tarihlerini, çekincelerini ve umutlarını irdeleyen Grange
gerilim/macera kalıbını güzelleştirerek genişletenlerden.
macera haritaları barındıran birer rehber. Dünya’nın değişik coğrafyalarını
romanlarına mekan olarak seçip seçtiği ülkelerin geleneklerini, insanlarını,
hayat tarzlarını, tarihlerini, çekincelerini ve umutlarını irdeleyen Grange
gerilim/macera kalıbını güzelleştirerek genişletenlerden.
Doğan Yayınları ‘ndan çıkan son romanı Kaiken ile Japonya’ya doğru akan sayfalar bu ilgi çekici kültüre
adım adım girişi simgeliyor. Japon
kültürü içindeki onur ve intihar
kavramlarının temelindeki geleneksel gerilim, romanın ilk bölümüyle hissediliyor. Japon kimliği küreselleşen
davranışların içinde en çok ve en çabuk ayırt edilen kimliklerden ve bu durum
Kaiken ‘de olaylara emdirilmiş adeta. Cinayetlerin izdüşümünde Avrupa’dan
Uzakdoğu’ya akan hikaye bıçak sırtı bir okuma sunuyor.
adım adım girişi simgeliyor. Japon
kültürü içindeki onur ve intihar
kavramlarının temelindeki geleneksel gerilim, romanın ilk bölümüyle hissediliyor. Japon kimliği küreselleşen
davranışların içinde en çok ve en çabuk ayırt edilen kimliklerden ve bu durum
Kaiken ‘de olaylara emdirilmiş adeta. Cinayetlerin izdüşümünde Avrupa’dan
Uzakdoğu’ya akan hikaye bıçak sırtı bir okuma sunuyor.
Kabından Taşmaya Başlayan Grange
Bilinen polisiye/macera romanlarının aksine Grange’in
kitaplarındaki karakterlerin psikolojik irdelemeleri okuyucuyu yabancılaşmadan
kurtarıyor. Kaiken ’deki Komiser Passan da, etrafında şekillenen diğer
karakterlerde iç dünyalarıyla romanı dolduruyorlar. Passan’ın Japonya merakı ve
bu merakın geçmişe ulaşan izleri hikaye hakkında ipuçları verse de Grange’in
şaşırtmadaki ustalığı yine ön planda. İki kola ayrılan kurgu, algı kapılarını
zorlarken okumanın verdiği hazzı da ikiye katlıyor.
kitaplarındaki karakterlerin psikolojik irdelemeleri okuyucuyu yabancılaşmadan
kurtarıyor. Kaiken ’deki Komiser Passan da, etrafında şekillenen diğer
karakterlerde iç dünyalarıyla romanı dolduruyorlar. Passan’ın Japonya merakı ve
bu merakın geçmişe ulaşan izleri hikaye hakkında ipuçları verse de Grange’in
şaşırtmadaki ustalığı yine ön planda. İki kola ayrılan kurgu, algı kapılarını
zorlarken okumanın verdiği hazzı da ikiye katlıyor.
Hamile kadınların ve bebeklerinin öldürülmesiyle gerilim;
geçmişin koşar adım sayfaların koridorlarından ilerlemesiyle macera romanı
Kaiken. Konunun karmaşık fakat kaostan uzak olması zihinlerde bulmaca çözüyor
hissi bırakabilir. Grange’in daimi
okuyucusu Grange’in sürprizlerine aşina olsa da seri halde okuduğu kitabın
sonunda yine şaşıracak. Grange’i okumaya Kaiken ile başlayan okuyucu ise usta
gerilim/macera yazarının diğer kitaplarını merak edecektir. Daha da önemlisi
diğer kitapları okuduğunda Grange’in kendi romanı üzerinde ilk deneysel
değişikliklere Kaiken ile başladığını görecektir.
geçmişin koşar adım sayfaların koridorlarından ilerlemesiyle macera romanı
Kaiken. Konunun karmaşık fakat kaostan uzak olması zihinlerde bulmaca çözüyor
hissi bırakabilir. Grange’in daimi
okuyucusu Grange’in sürprizlerine aşina olsa da seri halde okuduğu kitabın
sonunda yine şaşıracak. Grange’i okumaya Kaiken ile başlayan okuyucu ise usta
gerilim/macera yazarının diğer kitaplarını merak edecektir. Daha da önemlisi
diğer kitapları okuduğunda Grange’in kendi romanı üzerinde ilk deneysel
değişikliklere Kaiken ile başladığını görecektir.
Passan’ın ve karısı Naoko’nun hayatları hakkında
derinlemesine bilgiler edinirken teknik olarak klasik Fransız Edebiyatı ‘nın
izlerini bulmak çok satan bir kitaptan beklenmeyecek bir şey. Yine de küçük
bölümlerle göze ve akabinde zihne domino etkisi yaratmak bilindik bir Hollywood
taktiğinin romana uyarlanmış hali. Konu olarak ise Passan’ın ve Naoko’nu
arkadaşları Sandrine’nin öldürülmesiyle oluşan keskin çatallanma bir yerden
sonra iki ayrı kitap okuyormuş hissi bırakabilir.
derinlemesine bilgiler edinirken teknik olarak klasik Fransız Edebiyatı ‘nın
izlerini bulmak çok satan bir kitaptan beklenmeyecek bir şey. Yine de küçük
bölümlerle göze ve akabinde zihne domino etkisi yaratmak bilindik bir Hollywood
taktiğinin romana uyarlanmış hali. Konu olarak ise Passan’ın ve Naoko’nu
arkadaşları Sandrine’nin öldürülmesiyle oluşan keskin çatallanma bir yerden
sonra iki ayrı kitap okuyormuş hissi bırakabilir.
Kaçınılmaz Karşılaştırma
Gerilim/macera/polisiye türü romanlardan söz açıldığında
tartışmasız iki yazar karşılaştırılır: Dan Brown ve Jean-Christophe Grange.
tartışmasız iki yazar karşılaştırılır: Dan Brown ve Jean-Christophe Grange.
Dan Brown
‘un gizemci havası, Grange’in gerçekçi kurgusu ön plandadır. Buna istinaden Dan
Brown göstermemekle merak unsurunu uyandırmayı seçer ve bu çoğu zaman uyuşturma
hissi yaratır. Grange ise coğrafyayı, karakterleri ve olayları apaçık önümüze
sererek bizden yeni bir yol seçmemiz ister, bu da çoğu zaman üretiyor olmanın
verdiği hazzı verir.
‘un gizemci havası, Grange’in gerçekçi kurgusu ön plandadır. Buna istinaden Dan
Brown göstermemekle merak unsurunu uyandırmayı seçer ve bu çoğu zaman uyuşturma
hissi yaratır. Grange ise coğrafyayı, karakterleri ve olayları apaçık önümüze
sererek bizden yeni bir yol seçmemiz ister, bu da çoğu zaman üretiyor olmanın
verdiği hazzı verir.
Kurguda derinlik açısından Grange bir adım önde olsa da
şekil olarak tüketime yönelik kitaplar ürettiklerinden hızlı okunmayı
sağlayacak senaryovari stili her ikisi de aynı şekilde uygular romanlarında.
şekil olarak tüketime yönelik kitaplar ürettiklerinden hızlı okunmayı
sağlayacak senaryovari stili her ikisi de aynı şekilde uygular romanlarında.
Dünyanın değişik yerlerini mekan olarak seçmek kronolojik
olarak Grange’in icadıdır. Brown seçtiği ülkeleri popüler kültürün ışığında
anlatırken Grange gelmişiyle geçmişiyle derinlemesine bir profil çıkarır
yazdığı ülkeler hakkında.
olarak Grange’in icadıdır. Brown seçtiği ülkeleri popüler kültürün ışığında
anlatırken Grange gelmişiyle geçmişiyle derinlemesine bir profil çıkarır
yazdığı ülkeler hakkında.
Gizli Mi Açıkça Mı?
“Pirincin içindeki siyah taşlardan
korkma beyaz olanlardan kork.” Japon Atasözü
korkma beyaz olanlardan kork.” Japon Atasözü
Paraya endeksli edebiyatın
son yıllarda en çok kullandığı yöntemlerden biri gizli reklam… Kahramanın
arabası, saati, giysileri, yiyecekleri, içecekleri, silahı, gözlüğü ve akla
gelebilecek bütün nesneleri tasvir edilmeden sadece markası verilerek
sayfaların arasına serpiştirilir. Okuyucu sistem tarafından pompalanan
markaların ablukası altında olduğundan bu ayrıntıyı çoğu zaman atlar, hatta
uzun uzadıya anlatılması yerine kısa kısa marka isimleri verilmesi işine gelir.
Yazarın tasvir ve tanım yaparak enerji harcamak yerine var olan çarkın
enerjisinden faydalanması ve bunu yüksek miktarda paralar için yapması hoş
karşılanabilir mi?
son yıllarda en çok kullandığı yöntemlerden biri gizli reklam… Kahramanın
arabası, saati, giysileri, yiyecekleri, içecekleri, silahı, gözlüğü ve akla
gelebilecek bütün nesneleri tasvir edilmeden sadece markası verilerek
sayfaların arasına serpiştirilir. Okuyucu sistem tarafından pompalanan
markaların ablukası altında olduğundan bu ayrıntıyı çoğu zaman atlar, hatta
uzun uzadıya anlatılması yerine kısa kısa marka isimleri verilmesi işine gelir.
Yazarın tasvir ve tanım yaparak enerji harcamak yerine var olan çarkın
enerjisinden faydalanması ve bunu yüksek miktarda paralar için yapması hoş
karşılanabilir mi?
Roman
sanatının ticari kaygılar ve sistematik sömürü ile anılması kabul edilemez.
Hızlı tüketim malı haline getirilen kitapların hipnoz aracı olarak kullanılması
da kabul edilemez. Yine de bazı anlatımlarda marka adının karaktere ve ortama
birçok şey kattığı da bir gerçek. Bu ikilemde iyimser veya karamsar olmadan
sanatın, emeğin, yazarın ve okuyucunun yanında olmalı. Bir sayfada dört beş
tane küresel firmanın ismi yazılmış olması edebiyatın adına sırıtıyorsa yazar
ihanet içindedir.
sanatının ticari kaygılar ve sistematik sömürü ile anılması kabul edilemez.
Hızlı tüketim malı haline getirilen kitapların hipnoz aracı olarak kullanılması
da kabul edilemez. Yine de bazı anlatımlarda marka adının karaktere ve ortama
birçok şey kattığı da bir gerçek. Bu ikilemde iyimser veya karamsar olmadan
sanatın, emeğin, yazarın ve okuyucunun yanında olmalı. Bir sayfada dört beş
tane küresel firmanın ismi yazılmış olması edebiyatın adına sırıtıyorsa yazar
ihanet içindedir.
Kaiken’e bu açıdan baktığımızda durum maalesef iç açıcı
değil. Grange’in diğer romanlarından daha yoğun bir şekilde gizli reklam
karşımıza çıkıyor. Önceleri araba, silah ve giysi üzerinden seyrek bir şekilde
kullanılan marka isimleri son romanında yerli yersiz her nesne için
kullanılmış. Muhakkak ki yazarların çok para kazanmasını isteriz ancak bunu
nitelikli edebiyat ürünleri vererek kolaya kaçmadan yapmaları en doğru olanı
olmalı. Bir sayfa içinde küresel içecek içen, bilindik bir arabaya binen,
köşedeki mağazaya gözü çarptığında iç sesin bunu kendi kendine tekrar etmek
zorunda hissetmesi gizli reklam olmaktan çıkıyor ve açık reklama dönüşüyor.
Belki de böylesi hor kullanılan reklamlar benliğimiz için daha iyidir. Nasıl
der Japon atasözü: Pirincin içindeki
siyah taşlardan korkma, beyaz olanlardan kork. Pervasızca yapılan reklamların tepki
çekmesi gizli reklam unsurunun komple tartışılmasına yol açabilir.
değil. Grange’in diğer romanlarından daha yoğun bir şekilde gizli reklam
karşımıza çıkıyor. Önceleri araba, silah ve giysi üzerinden seyrek bir şekilde
kullanılan marka isimleri son romanında yerli yersiz her nesne için
kullanılmış. Muhakkak ki yazarların çok para kazanmasını isteriz ancak bunu
nitelikli edebiyat ürünleri vererek kolaya kaçmadan yapmaları en doğru olanı
olmalı. Bir sayfa içinde küresel içecek içen, bilindik bir arabaya binen,
köşedeki mağazaya gözü çarptığında iç sesin bunu kendi kendine tekrar etmek
zorunda hissetmesi gizli reklam olmaktan çıkıyor ve açık reklama dönüşüyor.
Belki de böylesi hor kullanılan reklamlar benliğimiz için daha iyidir. Nasıl
der Japon atasözü: Pirincin içindeki
siyah taşlardan korkma, beyaz olanlardan kork. Pervasızca yapılan reklamların tepki
çekmesi gizli reklam unsurunun komple tartışılmasına yol açabilir.
Gezginci Erdem “Cehennem” İncelemesi İçin Tıklayın |
Mühendis / Yazar. Çeşitli kitap eklerinde kitap inceleme / eleştiri yazıları çıktı. Kalemkahveklavye site ve dergisinde öykü, deneme, kitap incelemeleri yazmaya devam ediyor.