Gururlu bir kum torbasını kimse önemsemez. Sadece yumruklar” dedi karşısında duran naif denizkızına…
Adem, şansını ilk kez
Havva’da denedi. Havva ise onu kullandı. Tanrı’ya karşı gelen Adem; çenesinin
sağ alt köşesine sonsuz kudrette, hızı birimlerle ölçülemeyecek bir yumruk
yedi. Uğruna yasak elmayı kopardığı,
yumruk yemeyi göze aldığı Havva ise ona bir buz bile vermedi. Çenesi mosmor
oldu, dişleri ve kalbi ise paramparça.
Havva’da denedi. Havva ise onu kullandı. Tanrı’ya karşı gelen Adem; çenesinin
sağ alt köşesine sonsuz kudrette, hızı birimlerle ölçülemeyecek bir yumruk
yedi. Uğruna yasak elmayı kopardığı,
yumruk yemeyi göze aldığı Havva ise ona bir buz bile vermedi. Çenesi mosmor
oldu, dişleri ve kalbi ise paramparça.
Adem,
şansını Nergis’te denedi: Nergis çiçeği… Yediği yumruğun etkisiyle yalpalayarak
yürüyen Adem ’e elini uzattı Nergis çiçeği… “Yediğim darbeden sonra çürüyen
çeneme buz koyar mısınız?” diye sordu Adem… Çok arabeskti. Gencin, sakalsız,
tertemiz yüzünde kendini seyreden Nergis dayanamadı ve gözünün tam altına bir
yumruk yerleştirdi… Yine aynı Adem, yine aynı tarife.
şansını Nergis’te denedi: Nergis çiçeği… Yediği yumruğun etkisiyle yalpalayarak
yürüyen Adem ’e elini uzattı Nergis çiçeği… “Yediğim darbeden sonra çürüyen
çeneme buz koyar mısınız?” diye sordu Adem… Çok arabeskti. Gencin, sakalsız,
tertemiz yüzünde kendini seyreden Nergis dayanamadı ve gözünün tam altına bir
yumruk yerleştirdi… Yine aynı Adem, yine aynı tarife.
Her adımı, her kararı
ayrı bir yumruk olarak geldi Adem ’in yüzüne, göğsüne, karnına, böğrüne… Her
yumruk onu sarstı, nakavt olmamakta
kararlıydı.
ayrı bir yumruk olarak geldi Adem ’in yüzüne, göğsüne, karnına, böğrüne… Her
yumruk onu sarstı, nakavt olmamakta
kararlıydı.
“Hayatta yediğin
ilk yumruk canını acıtır. İkincisi, üçüncüsü… Derken hissizleşir, kum
torbasına dönersin. İşte o zaman canını acıtan şey yediğin yumruklar değil,
gururun olur. Gururlu bir kum torbasını kimse önemsemez.
Sadece yumruklar” dedi karşısında duran naif denizkızına, bir yumruk da ondan
geldi, gözü ile dudağının arasındaki boş kalmış bölüme.
ilk yumruk canını acıtır. İkincisi, üçüncüsü… Derken hissizleşir, kum
torbasına dönersin. İşte o zaman canını acıtan şey yediğin yumruklar değil,
gururun olur. Gururlu bir kum torbasını kimse önemsemez.
Sadece yumruklar” dedi karşısında duran naif denizkızına, bir yumruk da ondan
geldi, gözü ile dudağının arasındaki boş kalmış bölüme.
Renkler karıştı, koku
ve sesler kayboldu. Parlayıp sönen ışık gözünü aldı, dünya hiç olmadığı kadar
hızlı dönmeye başladı o yumruktan sonra. Adem, önce kendini serbest bıraktı,
sonra dik durdu, direndi! Sonra düştü… Savaş meydanında, vurulmadan önce
naralar atan kahramanlar gibi… Yerde
yatıyor, aralıklı aralıklı nefes alıyordu. Bir kadın koşarak geldi ve yanına
yattı; birden ona doğru saymaya başladı.
ve sesler kayboldu. Parlayıp sönen ışık gözünü aldı, dünya hiç olmadığı kadar
hızlı dönmeye başladı o yumruktan sonra. Adem, önce kendini serbest bıraktı,
sonra dik durdu, direndi! Sonra düştü… Savaş meydanında, vurulmadan önce
naralar atan kahramanlar gibi… Yerde
yatıyor, aralıklı aralıklı nefes alıyordu. Bir kadın koşarak geldi ve yanına
yattı; birden ona doğru saymaya başladı.
“…altı, yedi, sekiz…”
dedikten hemen sonra doğrulan Adem, kadının tam suratının ortasına bir yumruk
attı. Yalpalayarak ilerleyen kadın, bir süre sonra yere düştü. Uzaklardan gelen
bir erkek, kadının başında; birden ona kadar saymaya başladı. Yerde yatan
kadın, Lilith ‘ti… Adem‘in, Havva‘dan sonra tanıdığı fakat ilk yumrukladığı kadın…
dedikten hemen sonra doğrulan Adem, kadının tam suratının ortasına bir yumruk
attı. Yalpalayarak ilerleyen kadın, bir süre sonra yere düştü. Uzaklardan gelen
bir erkek, kadının başında; birden ona kadar saymaya başladı. Yerde yatan
kadın, Lilith ‘ti… Adem‘in, Havva‘dan sonra tanıdığı fakat ilk yumrukladığı kadın…
Yüzü kan ve çürük
içinde olan Adem ilk yumruğunu attı. Yediği yirminci yumruktan sonra…
içinde olan Adem ilk yumruğunu attı. Yediği yirminci yumruktan sonra…
92 İstanbul doğumlu. Varsa yoksa sinema… Tim Burton’ın Türkiye şubesi hayali varoluşunda yer alıyor desek yeridir. Bunun yanında düzenli ilişkisinde kuma görevi gören Edgar Allan Poe sevgisi, öykülerinde de kendini göstermektedir. Kendi yazıp, eşe dosta okuttuğu öyküleri 2013 yılında Kalem Kahve Klavye ile kamuya açıldı. Yıldız Tilbe’nin unutamadığı aşklarını şarkılarına yansıttığı gibi; zaman, ölüm ve varoluşla ilgili sorunlarına film ve öykülerinde yer vermektedir. Kısaca özetlemek gerekirse, Flört sever, Fenerbahçe’li güzel bir adamdır. Bunları da alırsak ortada Kerem namına hiçbir şey kalmaz.
Not: “Ozan Kotra’ya çok benziyorsun,” duyduğu en iyi iltifat.