Bilimden felsefeye, sanattan siyasete tarih boyunca dünyayı değiştirdiği düşünülen kitaplara birkaç örnek.
Tanrı’nın dahi kelamını kitaplar aracılığıyla ilettiğini göz önüne alırsak, bugün özellikle de bizim coğrafyamızda pek de itibar edilmeyen okuma eyleminin ve kitapların aslında ne kadar önemli olduğunu anlamak zor değil. Tabii anlamanın gereğini yapmak da bir başka aşama…
Tanrı’nın kelamı diye başlamışken aşağıdaki kitapların arasına dinlerin kutsal kitaplarını koymadık. İnansak da inanmasak da kutsal kitapların dünyayı öyle ya da böyle değiştirdiğini, bin yıllardır etkilerini sürdürdüklerini kabul ediyor ve bu yazıdaki kitapların en başlarına okunma “nicelikleri” itibariyle konulmuş farz edilmesi isteğimizi not ediyoruz.
Aşağıdaki liste elbette akademik titizlikle yapılmış ve eksik bırakılmamış bir liste değil; fakat dünyayı değiştiren kitaplar arasına bir şekilde girmiş olup da nispeten ön plana çıkanların derlendiği bir liste. 10 kitap ve ek birkaç kitap içerisinde eksik gördüklerinizi yorum olarak ekleyebileceğinizi unutmayın.
**
İkinci Cins / The Second Sex / Simone de Beauvoir
Fransız felsefeci ve yazar Simone de Beauvoir’nın, varoluşçu bir feminizm temeliyle, kadının toplumdaki yerini, yaşayışını, dünden bugüne çizilmiş portresini, düştüğü çıkmazları ve “başka bir tür” olarak dışlanışını anlattığı kitap, 1949’da Fransa’da yayımlandı. Türkiye’de ise 1970 yılında, Payel Yayınevi tarafından, Bertan Onaran çevirisiyle üç cilt olarak basıldı.
Simone de Beauvoir, bu kitabıyla kadınlara, var olan dışlanış psikolojisinden kurtulmalarını, zihinlerdeki fikirleri değiştirmeye çalışmalarını, toplumda ve kendi içlerinde “kim olduklarının” farkına varıp kendilerini geliştirmelerini, dünyanın ve hayatlarının sorumluluğunu anlamalarının gerekliliğini anlatıyor.
Beauvoir, bu kitapla modern feminizmin temellerini kurmuştu.
Konfüçyus’tan Seçmeler (Analektler) /The Analects/ Confucius
Çinli filozof Konfüçyus, yaklaşık 2400 yıl önceden, Çin’in şu anki kültürel yapısını oluşturacak temelleri attı. Öğretisi insan sevgisiydi. İnsancıl bir düzenin kurulabilmesi için öncelikle köklerine ve atalarına hürmet, aileye bağlılık ve hümanist bir bakış açısının yerleşmesi gerektiğini savundu.
Adı peygamberler arasında anılıp, öğretisi din temelli kabul edildi. Konfüçyus’un isteği ise öğretilerini nesilden nesile aktarmak ve tartışmadan uzak, uyumlu bir “ideal toplum” yaratmaktı. Anlatılan felsefe öyle güçlüydü ki etkileri hem Çin’i, hem de zamanı aşarak evrensel ve zamansız bir öğreti ortaya çıktı.
Türkçede “Seçmeler” olarak çevrilmiş basımlar varsa da bunlardan bazılarının “Analektler” ile ilgisinin olmadığını da söyleyelim. Bu karmaşayı ortadan kaldıran “Analektler” şeklinde çevrilmiş basımlar da mevcut.
Türlerin Kökeni / The Origin of Species / Charles Darwin
Charles Darwin, bilim tarihinin en önemli çalışmalarından biri sayılan kitabını ilk olarak 1859’da yayımladı. Kitabı, beş yıllık bir araştırma gezisinin notları ve Biyolojik Evrim Kuramı üzerineydi. Kitap, yayımlandığı dönemde Marx ve Engels’in büyük ilgisini çekmesine rağmen günümüzde de devam eden olumsuz tepkileri de beraberinde getirdi.
Kitapla ilgili eleştirilerin değindiği en sivri nokta ise, Darwin’in “insanlığın kökeninin maymundan geldiğini savunduğu” iddiasıydı. Oysaki Darwin, bu konuda şuna dikkat çekmiştir: “İnsan, maymunlarla aynı türden gelmektedir; ama maymunların evrimi sonucu ortaya çıkmamıştır. Ortak atadan bir ayrılma söz konusudur.”
Elemanlar/ Elements / Euclid ( Öklid)
“Elemanlar”, İskenderiyeli matematikçi Öklid tarafından 13 cilt halinde yazıldı. Kitap, alanında yazılan ilk kapsamlı eser olarak kabul edilmekle birlikte, Öklid’e “Geometrinin Babası” sıfatını kazandırdı.
Kitapta yer alan aksiyomlara, teoremlere ve ispatlara dayanan sentez yöntemlerinin, Batı düşüncesi üzerindeki etkisinin Kitab-ı Mukaddes’ten sonra ikinci sırada yer aldığı söylenir. Einstein ise “Gençliğinde bu kitabın büyüsüne kapılmamış bir kimse, kuramsal bilimde önemli bir atılım yapabileceği hayaline kapılmasın” diyerek Öklid’e ve kitaba hayranlığını ifade eder.
19.yüzyıl sonlarına gelinceye kadar alanında tek ders kitabı olarak akademik çevrelerde okunan ve okutulan Elementler’in , kimi yetersizliklerine rağmen, değerini bugün de sürdürdüğü söylenebilir.
Düşlerin Yorumu / The Interpretation of Dreams / Sigmund Freud
Freud’un bir yayınevi tarafından 1900 yılında basılan kitabı, dünden bugüne en ünlü eseri olarak kabul ediliyor. Kitap daha sonra da Freud tarafından yeni bilim çalışmaları doğrultusunda sürekli yenilenerek ve geliştirilerek basıldı. “Rüyaların bilimsel olarak yorumlanışı” tekniği, Freud’un olumlu eleştirilerin yanı sıra olumsuz birçok tepki almasına da neden oldu.
Kitap, Freud’un ünlü Oidipus Kompleksi’ni de ilk kez ortaya attığı eseri olmakla birlikte, kitaptaki bazı iddialarının, Nietzsche’nin “Tradegya’nın Doğuşu” isimli yapıtındaki tartışmalarla benzerlik göstermesi, açıkça bir gönderim yapmasa dahi, Freud’un Nietzsche’den etkilendiği düşüncesini ortaya çıkarabilir.
Bir Kum Yöresi Almanağı / A Sand County Almanac / Aldo Leopold
1949’da ABD’de yayımlanan kitap, “Çevre hareketinin İncil’i” ve yazarın doğa felsefesinin başyapıtı olarak görülmekle birlikte, 1960’larda başlayan çevre hareketi ile okuyucunun yoğun ilgisini çekti.
Aldo Leopold, hayatı boyunca ekoloji, arazi tarihi, doğa bilimi ile ilgili çalışmalar yaptı. Leopold ayrıca, doğa edebiyatını ekoloji bilimi ve etikle birleştiren ilk filozof olarak kabul edilir.
Yazar, kitabını Toprak Etiği kavramı üzerinde kurarken, medeniyete ulaşabilmek için, “bir toprak parçasını bozmadan” üzerinde yaşamak gerektiğini savundu. Toprak üzerindeki bozulmadan oldukça rahatsız olduğundan, kitabının son bölümünde bulunan ünlü “Toprak Etiği” yazısını kaleme aldı.
Komünist Manifesto /The Communist Manifesto / Karl Marx ve Friedrich Engels
Komünist Manifesto, ilk olarak Almanca yayımlandı. Kitabın yazarları, Komünist Birliği tarafından görevlendirilen Karl Marx ve Friedrich Engels olarak geçse de, Marx’ın ölümden sonra Engels, kitabın 1883 Almanca baskısına şöyle bir not düştü:
“Manifesto’ya egemen olan temel düşünce… yalnızca ve tamamıyla Marx’a aittir.”
Kitap, hakim olan burjuvazinin, bir devrimle ortadan kaldırılarak sınıfsız bir toplum düzeni olması gerektiğini savundu.
Kitabın Türkiye baskısı, “komünizm” kelimesinin kullanımının yasak olduğu dönemde “pembe kitap” olarak anıldı.
1888 yılında Samuel Moore`un Engels ile ortaklaşa yaptığı İngilizce çeviri, kitabın en çok kullanılan İngilizce baskısı olarak bilinir.
Sevilen/Beloved/ Toni Morrison
Tori Morrison’un en sevilen romanı olan Beloved, 1987 yılında, Afro-amerikan düzenin onlarca insana büyük acılar çektiren kölelik kurumu üzerine yazıldı. Kitap, köleliğin neden olduğu acıları ve kayıpları geçmiş ve gelecek örgüsü üzerinde anlatmakla birlikte yazarın lirik, şiirsel ve çarpıcı dilini yansıtıyor.
Irkçılığı bütün şiddetiyle anlatan kitap, 1998 yılında yönetmen Jonathan Demme tarafından sinemaya uyarıldı.
Kavgam / Mein Kampf / Adolf Hitler
Her ne kadar hakkında çok fazla fikir sahibi olmayanlar için bir tür biyografi ya da anı kitabı havası uyandırsa da Kavgam, esasen hem dünya hem de Alman tarihinin en büyük ve güçlü propaganda kitabıdır. Nazi Partisi’nin öncülü niteliğindeki Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi içerisindeki yükselişinin ardından yapmaya çalıştığı darbe girişiminde taraftarlarını kaybeden, kendisi de Landsberg’deki Bavyera kulesine hapsedilen Hitler, Kavgam’ı burada yazmaya başladı.
Birlikte kaldığı Rudolf Hess isimli taraftarına dikte ettirerek yazdırdığı kitap, ilk başta Münih’teki darbe girişiminde ölen Nazi taraftarlarına ithaf edilmiş ve orijinal adı da “Yalanlara, Budalalıklara ve Korkaklıklara Karşı Dört Buçuk Yıllık Mücadele” olarak konulmuştu.
Otto Tolischus’un “yüzde 10 otobiyografi, yüzde doksan dogmatik fikirler ve yüzde yüz propaganda” olarak tanımladığı Mein Kampf, Hitler’in ırklar ve dünya düzeni ile ilgili malum fikirlerini keskin, saldırgan ve sorgulamaya şans tanımaz şekilde anlattığı bir kitap olarak partisinin ve verdiği savaşın yolunu açmak için kitlelere ulaşmasında en önemli araçlardan biri oldu. Bugün bile propaganda yöntemlerinin akademik düzeydeki tartışmalarında dahi kendine yer edinen kitap ve Hitler’in fikirlerinin en çarpıcı yanı şudur: Kitapta bahsedilen fikirler ve savunulan teoriler; dokunduğu alanların hiçbiri tarafından bugün literatür olarak kabul görmeyip eleştirilmesine rağmen Hitler, bu fikirler için ölecek taraftarlar bulmuş ve daha da önemlisi çılgın ve ipe sapa gelmez de olsa iyi bir propaganda ile bunun mümkün olacağını ispatlamıştır.
Özel ve Genel İzafiyet Teorileri / Relativity: The Special and General Theory / Albert Einstein
Bertrand Russel, Einstein için “Herkes onun hayret verici bir şey yaptığını biliyor; fakat gerçekten ne yaptığını çok az kimse biliyor.” der. Onun evren ile ilgili fikirlerini anlamak imkansız değil elbette, ancak oldukça zor bir iş. İşte bu işe kalkışanların birinci başvuru durağı da Özel ve Genel İzafiyet Teorileri kitabı.
1905 yılında bir dergide yayımlanan “Hareket Eden Cisimlerin Elektrodinamiği” makalesinde ilk kez “Özel İzafiyet Teorisi”nden bahseden Einstein; bu teoriyi iki temel iddiaya oturtuyordu. Bunlardan ilki izafiyet teorisi idi ki buna göre; bütün hareket izafidir. Hareket halinde ve pencereleri kapalı bir trende oturan insan, fazlasıyla sarsıntı olmadıkça trenin hızı ve yönünü bilemez. Yeterince sarsıntısızsa hareket ettiğini bile bilemez. Aynı durum, aynı koşullardaki bir gemide yol alan insan için de geçerlidir. Bu gibi örneklerden hareketle Einstein, hareketi sadece izafi olarak, yani başka nesnelerle karşılaştırarak algılayabileceğimizi savundu. Teorinin ikinci iddiası ise, ışık hızının ışık kaynağındaki hareketten bağımsız olduğu. Saniyede 186 bin mil, yani 300 bin km/sn olan ışık hızı, evrenin her yerinde, zaman, yön veya mekana bağlı olmadan daima aynı kalır. Dolayısıyla hiçbir kuvvet tarafından değiştirilemeyen ışık hızı, doğada sabit olan tek şeyin ışık olduğunu ortaya koyuyordu.
1905’te ortaya koyduğu bu teori, temelde düz bir çizgi boyunca gerçekleşen hareketlerle sınırlı olduğu, ancak evrenimizdeki gezegenler ve yıldızlar bu tür bir hareketle davranmadıkları için Einstein, “Genel İzafiyet Teorisi”ni sonraki süreçte ortaya attı. İşte söz konusu kitap, bilim adamının on yıldan daha uzun bir süreye yayarak olgunlaştırdığı, modern fiziğin temel taşlarından biri haline getirdiği teorilerinin kitabıdır.
Kapital (Sermaye) / Das Kapital / Karl Marx
Kendisiyle aynı ideolojiye inanan Engels’in 1845 tarihli “İngiltere’de İşçi Sınıfının Durumu” eserinden ilham alarak Marx tarafından yazılan Kapital, işçi hareketlerinin pratik olarak organizasyonunun teorik kısmını inşa etmekle birlikte siyasi ve ekonomik ilişkilerin de olağanüstü bir tarihsel analizi anlamına geliyordu. Ona göre insanlık tarihi, aslında bir sınıfın bir başka sınıfı sömürmesi hikayesiydi.
Freehof’a göre “Kendisi sefalet içinde yaşamış bir adam bütün dünyaya sefaletin tamamen ortadan kalkacağı ümidini verdi. Karl Marx’ın başarısı işte budur. Bugünkü dünyanın kafasını da bu yoldan değiştirmiştir.”
**
Ayrıca bknz:
- Niccolo Machiavelli – Hükümdar
- Thomas Paine – Sağduyu
- Henry David Thoreau – Sivil İtaatsizlik
- Harriet Beecher Stowe – Tom Amca’nın Kulübesi
- Nicolaus Copernicus – Gökcisimlerinin Döngüsü Üzerine
- Sir Isaac Newton – Principia Mathematica
1987, İstanbul doğumlu. Felsefeci, yaratıcı drama&tiyatro eğitmeni. Başta KalemKahveKlavye olmak üzere çeşitli mecralarda yazılar kaleme alıyor. İlk kitabı Aristoteles · Hayatı Bir Şölen Sofrası Gibi Bırakmalı Ne Susuz Ne de Sarhoş 2022’de Destek Yayınları’ndan çıktı. Evli ve iki kedi annesi.