Metis Yayınları, biri “Edebiyatdışı”, diğeri “Eleştiri” serisi kapsamında olmak üzere iki yeni kitabı okurların beğenisine sundu.
“Şeffaflık Toplumu” | Byung-Chul Han
“Şeffaflık neoliberal bir aygıttır. Enformasyona dönüştürmek amacıyla her şeyi içine girmeye zorlar. Günümüzün gayri maddi üretim ilişkileri koşullarında daha fazla enformasyon ve daha fazla iletişim, üretkenlik ve hızda artış demektir. Buna karşılık gizlilik, yabancılık ve ötekilik sınırsız iletişime engel oluşturur. Şeffaflık adına bunlardan kurtulmak gerekir.
“Şeffaflık insanı camlaştırır. Şiddeti de buradadır. Sınırsız özgürlük ve iletişim topyekûn kontrol ve gözetime dönüşüyor. Sosyal medya da giderek toplumsallığı disiplin altına alan ve sömüren dijital panoptikonlara benziyor daha çok.
“Şeffaflık bir ideolojidir. Bütün ideolojiler gibi onun da mistik hale getirilmiş ve mutlaklaştırılmış olumlu bir çekirdeği vardır. Şeffaflığın tehlikesi de bu ideolojikleşmededir. Totalize edilirse şiddete yol açar.”
– Byung-Chul Han
“Narsisist Entrikalar: Nahit Sırrı Örik’in Yapıtlarına Psikanalitik Bir Bakış” | Hülya Dündar Şahin
Aşk deyince aklımıza muharebe, zafer, tahakküm gelmeli. İnsan ilişkileri deyince maddiyat, statü, gençlik, güzellik. Ebeveyn-çocuk ilişkileri ise zaten baştan çıkar üzerine kuruludur. Kadınlar manipülatif, azgın ve haindir. Erkekler ise egemen olamadıklarında zavallı. Bazen taktik ittifaklara yönelseler de imkânı olan herkes başkasını ezerek öne çıkma gayretindedir. Her bir kötücül karakter bir diğerinin kurdudur.
Bu tip karakterlerle kurguladığı yapıtlarında Nahit Sırrı Örik okura “gayri romantik” bir evren sunar. Güvensiz bir dünyadır bu. İyiliğe, sevgiye, şefkate yer ol(a)mayan bir dünya.
Nahit Sırrı’nın roman ve öykülerine psikanalitik açıdan yaklaşan Hülya Dündar Şahin, Türkçe edebiyatta “şeytanilik” denince ilk akla gelen metinlerin bu yazarının “entrika” temelinde ördüğü kozmosu “patolojik narsisizm” bağlamında irdeliyor: büyüklenmecilik, hayran olunma arzusu, kıskançlık, haset, acımasızlık, para ve iktidar hırsı, sömürücülük. Narsisist Entrikalar’da Örik’in kurmaca yapıtlarının yetkin bir haritasını serimleyen Şahin, saptadığı örüntülerden yola çıkarak narsisizmin metinlerin edebi özelliklerini ne şekilde belirlediğini de çözümlüyor. 20. yüzyıl Türkiyesi’nde yaratılan eşitlikçi, özgürlükçü edebiyattan farklı bir kulvarda yol alsa da, külliyatıyla toplumdaki “dikey” ilişkilerin ve hiyerarşik mekanizmaların adeta sistematik bir panaromasını sunan Örik’in bütünlüklü bir portresine ulaşmayı hedefliyor.