Yeni Tiyatro tarafından Victor Hugo’nun eserinden sahneye uyarlanan Bir İdam Mahkumunun Son Günü tiyatro oyunu çeşitli sahnelerde izleyici ile buluşuyor.
Adından da anlaşıldığı üzere, bir idam mahkumunun son gününü anlatan oyundaki kahramanımız, tanıtım bültenindeki ifadeyle “Tek bir gerçekle savaşıyor: Mezarların kapakları içeriden açılmaz.”
Victor Hugo ‘nun eserinden Volkan Yalçıntoklu tarafından çevrilen ve Gizem Yerlikaya tarafından sahneye uyarlanan “Bir İdam Mahkumunun Son Günü”, tek kişilik bir oyun. Sahnede izlediğimiz Batuhan Pamukçu aynı zamanda oyunun yönetmeni. Yönetmen Yardımcısı olarak Cemre Buğra Ün adını gördüğümüz oyunun dekor tasarımı ise Onur Özcan’a ait.
En yakın oyun tarihleri ve adresleri şöyle:
- 14 ve 23 Ocak 20:30 ‘da Kumbaracı50
- 6 Şubat 20:30’da Afife Jale Sahnesi
Oyun biletlerine Kumbaracı50 gişesinden ulaşılabileceği gibi rezervasyon veya iletişim için bsongunu@gmail.com
adresi kullanılabiliyor.
adresi kullanılabiliyor.
Bir İdam Mahkumunun Son Günü Tiyatro Yazarı Victor Hugo Kimdir?
Victor Marie Hugo (Fransızca telaffuz: [viktɔʁ maʁi yɡo]; 26 Şubat 1802, Besançon – 22 Mayıs 1885, Paris) Romantik akıma bağlı Fransız şair, romancı ve oyun yazarı. En büyük ve ünlü Fransız yazarlardan biri kabul edilir. Hugo’nun Fransa’daki edebi ünü ilk olarak şiirlerinden sonra da romanlarından ve tiyatro oyunlarından gelir. Pek çok şiirinin içinde özellikle Les Contemplations ve La Légende des siècles büyük saygı görür. Fransa dışında en çok Sefiller ve Notre Dame’ın Kamburu romanlarıyla tanınır. Gençliğinde şiddetli bir kral yanlısı olsa da, görüşü yıllar içinde değişti ve tutkulu bir cumhuriyet destekçisi oldu. Eserleri zamanının politik ve sosyal sorunlarına ve sanatsal akımlarına değinir. Hugo’nun cenazesi 1885’te Panthéon’da gömüldü. Hugo hakkında en çok eser yazılan ilk 100 kişi listesinde yer almaktadır.
Hugo ilk romanını (Han d’Islande, 1823) evliliğinden bir yıl sonra yayımladı. Üç yıl sonra da ikinci romanı (Bug-Jargal, 1826) basıldı. 1829 ve 1840 arasında zamanının en iyi şairlerinden biri olarak ününü pekiştiren beş şiir kitabı (Les Orientales, 1829; Les Feuilles d’automne, 1831; Les Chants du crépuscule, 1835; Les Voix intérieures, 1837; ve Les Rayons et les ombres, 1840) yayınladı. Zamanının çoğu genç yazarı gibi Hugo da, 19. yüzyılda Romantik Akımın ünlü temsilcisi ve Fransa’da edebi alanın önde gelen şahsiyetlerinden olan François-René de Chateaubriand’dan etkilendi. Hatta Hugo gençliğinde Chateaubriand gibi olamayacaksa bir hiç olmaya karar verdi. Hugo’nun hayatı da örnek aldığı kişiyle benzerlikler gösterir. Chateaubriand gibi Hugo da Romantizmin eksikliklerini gidermeye çalıştı, politikaya dahil oldu (genelde bir Cumhuriyet yanlısı olarak) ve siyasi görüşleri nedeniyle sürgün edildi. Tutkusunu ve belagat yeteneğini ilk dönem eserlerine de yansıtan Hugo bu sayede genç yaşında şöhrete kavuştu. İlk şiir derlemesi Odes et poésies diverses 1822’de Hugo yalnızca 20 yaşındayken yayınlandı ve ona XVIII. Louis tarafından kraliyet maaşı bağlanmasını sağladı. Şiirlerin spontane coşkusu ve akıcılığı büyük övgü alsa da asıl dört yıl sonra yayınlanan şiir kitabı (Odes et Ballades) Hugo’nun muhteşem bir şair ve kelime kullanma üstadı olduğunu açıkça ortaya koydu. Victor Hugo’nun kelimenin tam olarak olgun denilebilecek ilk kurgu eseri 1829’da basıldı. Bu eserde Hugo’nun daha sonraki işlerinde de değineceği toplumsal vicdanı keskin bir biçimde inceleniyordu. Le Dernier jour d’un condamné (Bir İdam Mahkumunun Günlüğü) isimli bu roman Albert Camus, Charles Dickens ve Fyodor Dostoyevski gibi yazarlarda derin bir etki bırakmıştır. Fransa’da idam edilen gerçek bir katilin anlatıldığı kısa öykü Claude Gueux 1834’te basıldı. Bu hikâye bizzat Hugo tarafından sosyal adaletsizlik üzerine başyapıtı Sefiller romanının öncüsü kabul edilir. (Kaynak)