Yalnız bırakın beni!
Gidin!
Gidin savaşın siz,
Heykelleri verin bana
Anlamazsınız taşların dillerinden, kırılırlar
Kırarsınız onları,
Susun!
Tapmayın hiçbirine
Tanrı değil onlar!
Koruyun sadece,
Şişt kırılgan onlar, kırmayın!
Gidin kan için siz,
Beni bırakın!
Yamalı paltomdan sızan yaşanmışlıklarla doyarım,
Aç çocukları, kedileri, köpekleri bile beslerim,
Onları da bırakın bana
Onları verin bana!
Çocukların hayvanlara kitap okuduklarını göreyim
Küçücük elleriyle köpeklere kuş resmi yapsınlar
Çiçek açsın, dört ayrı din ve dil buluşsun yoncada…
Siz bilemezsiniz bu bilmeceyi
Sizin çarşıdan alınmış renkleriniz yok.
Benim var,
Açın şu çekmeceyi
Gördünüz mü?
Göremediniz…
Gözleriniz kör çünkü
Alın gözlüğümü takın,
Ah…
Baylar bayanlar ah…
Dünya yok olmuş,
Bu akıl kontrolsüz ve eklem ağrıları…
Oda verin bana denizi görsün!
Oda verin diyorum güneş rahatça misafirim olsun!
Kadın, feminist, sakat, Atatürkçü… 2017’de 31 yaşına giren. Yazmayı öğrendiğinden beri yazan. Babasına benzeyen, annesinin soyadını kullanan. Sözel bölümünden mezun. İlk olarak kendi sayfasında yazmaya başlayan. 2013’den bu yana www.kalemkahveklavye.com kültür sanat ve edebiyat sitesinde hikaye ve şiir pişiren ve çeşitli fanzinlerde yer alan. Pulbiber mahallesine uğrayan. Çok okumayı seven, arada hiç okumayan, güzel sesli insanlara şiir okutturan. Rock dinleyen, Sylvia Plath’a özenen, Van Gogh ile arasında bağ olduğuna inanan ve bütün sokak kedileriyle konuşan ve ilk kitabını yazan.