Epsilon Yayınevi’nden çıkan, James Norbury’nin yazıp çizdiği, Aslı Tunç’un çevirisini yaptığı Yolculuk – Bir “Büyük Panda ve Küçük Ejderha” Macerası okuruna muazzam bir okuma deneyimi sunuyor. Birinci kitabın getirdiği büyük okur kitlesi, şimdiden ikinci kitabı başucu kitabı yapmış durumda, bu yüzden sosyal medyada kitapla ilgili bir çok paylaşım görmeniz mümkün.
İlk kitabın incelemesi burada: Büyük Panda ve Küçük Ejderha · “Yolunu Kaybeden Herkese…”
“Kendi yolculuğunda olanlara…”
Bir panda ve ejderhanın yolculuğunu anlatan kitap, aslında iki ayrı kavramı içinde barındırıyor: Hem fiziksel hem ruhsal yolculuk. Dünyevi dertlerin, kaygıların, korkuların içinde var olmaya çalışan bu iki dostun sohbetleri, her biri ayrı ayrı kalbinize işleyecek güzellikte cümlelerle bezeli. Aforizma kitaplarının çok sattığı son dönemlerde, bu güzel kitabı bu kategoriye koymak mümkün değil, çünkü her cümle o kadar samimi ve hikayenin içinde o kadar yerinde ki… Hatta kitap bittikten sonra bu konu üzerinde düşündüm; tüm bu okuduklarım başka bir hikayede, romanda arka arkaya sunulsa, bu denli güzel anlatılabilir miydi? Şüpheliyim. İşte tam burada yazarın geniş hayal gücü, az lafla çok şey anlatması ve duru dili devreye giriyor.
Yazar James Norbury, ayrıca sadece yazmakla kalmamış, iki kitabın çizimlerini de kendi yapmış. Çizimlerin güzelliği ise anlatımı oldukça kuvvetlendirmiş. Her bir karede, dikkatlice bakarsanız yakalayabileceğiniz küçük ayrıntılar var. Bu da benim gibi detaycı okuyucular için mini bir oyun niteliğinde. Çizimlerde kullanılan renkler de anlatımla bir o kadar uyumlu ve dikkat çekici.
Çocuk kitabı mı yetişkin kitabı mı?
Yolculuk – Bir “Büyük Panda ve Küçük Ejderha” Macerası tarzı itibariyle bazı okurlar için “Çocuk kitabı mı yoksa yetişkin mi?” çelişkisi yaratabiliyor. Son yıllarda, çocuk kitapları büyükler için de popüler oldu ve herhangi bir okuyucu kitlesi hedeflemeyen, herkes için okunabilecek kitaplar çoğaldı. Dolayısıyla artık bazı kitaplar hiçbir kategoriye sığmıyor, yorum tamamen okuyucuya bırakılıyor. Tabii çocuğuyla birlikte aynı kitabı okumak isteyen ebeveynler için bu tarz kitaplar altın değerinde. Kim çocuğuyla aynı kitabı okuyup tartışmak istemez ki? Sadece ebeveynler için değil, herhangi bir yetişkin için de çok şey ifade eden çocuk kitapları var: Küçük Prens, Şeker Portakalı, Küçük Kara Balık en popüler örnekleri. Bir “Büyük Panda ve Küçük Ejderha” Macerası da kategorize edilemeyecek bir kitap. Onu küçük bir çocuk da okuyabilir, bir yetişkin de. Kitapta çokça altı çizildiği gibi “yaşadıkların, onları nasıl anladığına bağlı”. Bir okuyucunun anladıkları da kitabın kimler için yazıldığına değil, okuyucuda ne uyandırdığına bağlıdır ne de olsa. Sonuçta, kitapların yaşı olmadığına göre, okuyucunun yaşı neden önemli olsun?
“Burada oturup yabani otların kendi kendilerine yok olmasını bekleyemeyiz…
Bazen bazı şeylerin değişmesi gerekir ve bu, çaba gerektirir.”
Kitabın ikinci bölümü Yolculuk’ta sorgulanan kavramlardan en önemlisi, değişimi kabul etmeyişimiz. Romanın kahramanları insan olmamasına rağmen, insancıl kaygılarla ve duygularla yoğun bir empati yaratıyor. Kahramanların sorguladıkları ve üzerine konuştukları değişim, bizi daha derin bir düşünme sürecine davet ediyor: Değişimin mutlak olduğunu fark etsen bile, onu kabullenebilir misin?
Bizler çok şeye bağlı değil, bağımlıyız. Yaşadığımız yere, insanlara, eşyalara, paraya, statüye, güzelliğe ve kişiye göre değişen bir sürü kavrama. Bunların içerisinde var olmaya çabalıyoruz ve konfor alanımızda herhangi bir tehlike hissettiğimiz an dengemiz bozuluyor. Hayatı gerçekten yaşıyor muyuz, yoksa bir hır gür içerisinde zaman mı dolduruyoruz? Bunlar felsefenin temel sorularından. Son zamanlarda da insanların, dünyanın içinde bulunduğu tatsız durumlar nedeniyle sorgulamak zorunda bırakıldı sorular. Özellikle pandemi döneminde içimizdeki saklı kalmış filozoflar uyandı ve birçoğumuz hayatı derinden sorgulamaya başladı. Büyük Panda ve Küçük Ejderha da sorgulayan okura yepyeni sorular hediye ediyor.
Kitabın ilgi çekici ve en sevdiğim noktalarından biri de karakterler arasındaki büyük farklar. Genel olarak kurgularda karşımıza çıkan uyumlu dostlar yerine, hayatı birbirinden tamamen farklı yaşayan iki karakterin derin dostluğu çok daha gerçek geliyor. Karakterlerden biri hayatı daha olgun ve sakin karşılayan Büyük Panda, diğeri de çoğunluğun kendini bulacağını düşündüğüm Küçük Ejderha. Buradaki büyük-küçük ayrımı, sadece fiziksel olarak değil, metaforik olarak da algılanabilir. Kaygılar, korkular, bağımlılıklar ve atalet bizleri küçücük kılıyorken; hayatı olduğu gibi kabulleniş, kendi olabilme becerisi, olanlar karşındaki sükunet ve her ne olursa olsun yolunda ısrar ediş midir bizi büyüten?
Büyük Panda ve Küçük Ejderha’ya bir sorun bakalım, yolculuklarına ortak olursanız size cevabı vermekle kalmaz, kırık bir fincanda nefis bir çay da ikram ederler belki…
Yolculuk – Bir “Büyük Panda ve Küçük Ejderha” Macerası birbirinden çok farklı iki karakterin hayata bakış açılarını anlatırken, sizi de bu nahif maceranın içine sokuyor. Bu macera, sade ve vurucu olduğu kadar felsefi de. Bir felsefeci olarak gönül rahatlığıyla söyleyebilirim ki kitap size cayır cayır felsefe yaptırıyor! Çünkü soru sorduruyor ve düşündürüyor. Bir cümleyi saatlerce düşünmenizi sağlıyor. E bu da açık açık felsefe yapmak demek. Yazarın kitabı böyle bir kaygıyla yazdığını sanmıyorum, hatta yazarın kitabı herhangi bir kaygıyla yazdığını da sanmıyorum. Sanki ruhuyla cümleler arasında bir bağ var ve yazar sadece anlatıyor. Ne anlayacağını okuyucuya bırakarak ve bir kurgu olmasına rağmen öyle hissettirmeden aradan çekilerek…
Yolculuk – Bir “Büyük Panda ve Küçük Ejderha” Macerası Yazarı James Norbury Hakkında
İngiltere’de bir sürü kedi ve eşiyle yaşadığını söyleyen yazar, küçüklüğünden beri farklı tarzlarda çok çeşitli işler yapmayı seviyor. Boş zamanlarında kitap okuyor, oyun oynuyor, gitar çalıyor ve karate yapıyor. Bir gün Japonya’yı ziyaret etmeyi çok istiyor.
Kendine döndüğü ve kendiyle mücadele ettiği bir süreçte özellikle Budizm ile yolu kesişen yazar, bu manevi süreçte kafasında oluşan fikirlerle Büyük Panda ve Küçük Ejderha kitabını yazmış. Çalışmalarının çoğunu siyah mürekkep, fırça ve suluboya ile yapan sanatçı, özellikle Zen ressamları, mangaka ve ukiyo-e sanatçılarından ilham aldığını söylüyor.
Büyük Panda ve Küçük Ejderha kitaplarının karakterlerini “yalnız gezginle” olarak tanımlıyor.

1987, İstanbul doğumlu. Felsefeci, yaratıcı drama&tiyatro eğitmeni. Başta KalemKahveKlavye olmak üzere çeşitli mecralarda yazılar kaleme alıyor. İlk kitabı Aristoteles · Hayatı Bir Şölen Sofrası Gibi Bırakmalı Ne Susuz Ne de Sarhoş 2022’de Destek Yayınları’ndan çıktı. Evli ve iki kedi annesi.