Akdeniz polisiyesinin öncü kalemi Petros Markaris‘in başkarakteri Komiser Haritos, Eskiden Çok Eskiden romanında İstanbul’da bir cinayetin peşinde: Haritos, ilk andan itibaren güvenmediği Başkomiser Murat Sağlam’la çalışmak zorunda kalacak ve 1955’teki toplu göçten sonra şehirde kalan küçük Rum topluluğunun içine çekilecek… Alfa Kitap‘tan İlknur Özdemir çevirisiyle…
İstanbul doğumlu olan Petros Markaris, Eskiden Çok Eskiden‘de kendi tarihiyle ve kaderiyle hesaplaşıyor. Benimsediği uzlaşmacı ton, onu gençliğinin şehrine hâlâ bağlayan sevgiyi gösteriyor.
İstanbul’da kalan Pontuslu Rumların akıbetine dair hüznünü, özlü mizahıyla örtüyor ve suçlunun baştan belli olduğu bir çöpçü avını, bir metropolün geçmişiyle bugününü yan yana getiren tutkulu bir seyahatnameye dönüştürüyor.
Eskiden Çok Eskiden Bir Komiser Haritos Polisiyesi 5
Komiser Kostas Haritos, kızı Katerina’nın düğününün ardından huysuz karısı Adriani’yle İstanbul’a tatile gider. Yüzlerce turistin arasına karışan Haritos, kiliseleri, camileri ve sarayları gezerken bir yandan da yöresel yemekleri tadar ve sadece karısıyla değil, seyahat ettiği grubun üyeleriyle de tartışır, tatiller ona hiçbir zaman keyif vermemiştir. Tatilde de cinayetler yakasını bırakmaz fakat bu konuda bir şikâyeti yoktur; bu görev onu Ayasofya’da rehberli turlardan ve benzer faaliyetlerden kurtarır.
Haritos, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Cinayet Şubesinde irtibat görevlisi olarak, kardeşini öldüren ve hayatının çoğunu geçirdiği İstanbul’a kaçan 90’lı yaşlardaki Yunan bir kadının davasında görevlendirilir. Görünüşe göre Maria Hambu’nun görülecek birkaç eski hesabı vardır. Haritos, ilk andan itibaren güvenmediği Başkomiser Murat Sağlam’la çalışmak zorunda kalacak ve 1955’teki toplu göçten sonra şehirde kalan küçük Rum topluluğunun içine çekilecektir.
Eskiden Çok Eskiden Yazarı Petros Markaris Kimdir?
Ermeni bir girişimci ve Rum bir annenin oğlu olarak İstanbul’da Bedros Markaryan olarak dünyaya geldi. İstanbul’daki St. George Avusturya Lisesi’ne gitti ve Abitur’dan sonra birkaç yıl Viyana ve Stuttgart’ta ekonomi okudu. Aile 1954’te Atina’ya taşındı, ancak Markaris 1964’e kadar oraya kalıcı olarak yerleşmedi. O yıl 15.000’den fazla Rum (Yunan pasaportu sahibi) İstanbul’dan kovuldu ve mülklerine el konuldu, bu da şehrin bin yıllık Yunan toplumu için büyük bir darbe oldu. Babası yüzünden uzun yıllar Ermeni azınlığa mensup kaldı ve herhangi bir vatandaşlığı yoktu; 1974’ten kısa bir süre sonra Yunanistan’daki Ermeni azınlığın geri kalanıyla birlikte Yunan vatandaşı oldu. Markaris, Yunanca, Türkçe ve Almanca konuşmakta ve yazmaktadır. Bugün Atina’da yaşıyor. (Kaynak)
DOSYA: Edebiyatta Alternatif Türlerin Yükselişi · KalemKahveKlavye