Anaïs Nin’in günlüklerinden hareketle Léonie Bischoff’un yazıp çizdiği çizgi roman tarzındaki biyografi Anaïs Nin – Yalanlar Denizinde Sebla Kutsal’ın çevirisiyle Karakarga Yayınları’ndan çıktı. Kitabı KalemKahveKlavye için Çağla Özden inceledi.
“Yazılarımı okuttuğum her erkek, üslubumu değiştirmeyi denedi. Erkek gibi yazmak ilgimi çekmiyor. Kadın gibi yazmak istiyorum. Kelimeleri bulmak için kıyıdan uzakta dalmalıyım… Yalanlar denizine.”
Toplumsal roller her çağda özellikle kadın sanatçıların önünde sert bir duvar olmuştur. Bu duvara çarparak kendini bulmaya çalışan yazar Anaïs Nin’in sanata bakış açısını ve hayatını anlatan çizgi roman Anaïs Nin – Yalanlar Denizinde, Léonie Bischoff’un kalemi ve Sebla Kutsal’ın çevirisiyle Karakarga Yayınları’ndan çıktı.
Fransız yazar Anaïs Nin, günlükleri ve erotik yazılarıyla tanınıyor. Bu çizgi romana da ilham veren günlükleri on bir yaşından başlayarak ölümüne kadar, altmış yıldan uzun bir dönemi kapsıyor. Çoğu eleştirmen tarafından kadın erotik edebiyatının en iyi örneği olarak gösterilen bu günlükler, yazarın kendine ve çevresindekilere tuttuğu bir ayna sayılabilir. Erotizmi deşen tarzı, kendi dönemi için fazlasıyla açık seçik bulunmuştu. Babasıyla yaşadığı ensest ilişkiyi de günlüğünde anlattığı gibi okurla paylaşmaktan çekinmeyen yazarın, bugün için bile tartışma yaratacak sularda yüzdüğü söylenebilir.
“Hayal gücünü tatmin etmek için, sadece hayatın kendisi yeterli değildir.”
1930’ların başında Paris’in banliyölerinde bir bankacının karısı olmanın ötesindeki hayalleriyle yaşayan, hayatla ve kadınları ikincil rollere indiren toplumla mücadele eden yazar, dönemin önde gelen birçok edebiyatçısıyla arkadaştı, bazıları da “her insanda başka bir kendiyle tanışmasını sağlayan” erotik dünyasındaki sevgilileriydi. Bu sevgililerden en önemlisi onun için Henry Miller’dı ve bu aşk Nin’i hem bir kadın hem de bir yazar olarak çok etkilemişti.
“Hayatımda ilk kez, kendimi yabancı gibi hissetmiyorum. Artık kaçmak veya saklamak istemiyorum. Ait olduğum yerdeyim.”
Yalanlar Denizinde ve Çizeri Léonie Bischoff’a Dair

Fotoğraf: Benedicte Maindiaux
Yalanlar Denizinde’yi okurken yazarın kaleme alıp paylaştıkları ile ilgili bir ahlak tartışması içine girmeyeceğim. Çünkü bu, Anaïs Nin’in sanatı, dolayısıyla onun yazdıkları üzerinden okuyucusunun tartışacağı bir konu olabilir. Bu inceleme ise Léonie Bischoff’un kaleme aldığı ve çizdiği kitaba dair. Bir yazarın dünyasının başka bir yazar-çizerde hayat buluşuna…
Cenevre’de Görsel Sanatlar eğitimi alan Léonie Bischoff, kendini bildi bileli içinde yaşadığı onlarca kaosla, bir yandan topluma uyum sağlamaya çalışan bir yandan da kendini tanıma yolculuğuna çıkan Anaïs Nin’in değişken ruh hallerini, her sayfasını çerçeveletme isteği uyandıran muazzam çizimleriyle okura aktarmış. Çizimlerin hepsi giderek derinleşen bir etkiye ve okuyucuya dönüp dönüp bakma isteği uyandıran estetik bir güce sahip.
Anaïs Nin – Yalanlar Denizinde, 2021 Eleştirmenler Büyük Ödülü için beş finalistten biri olurken, 2021 Angoulême Festivali 4’te Altın Fauve seçkisinde yer alıyor ve Fauve Seyirci Ödülü’nün de sahibi oluyor. Kitap ayrıca 2021 Artémisia Kadın Çizgi Roman Ödülü için de seçildi.

1987, İstanbul doğumlu. Felsefeci, yaratıcı drama&tiyatro eğitmeni. Başta KalemKahveKlavye olmak üzere çeşitli mecralarda yazılar kaleme alıyor. İlk kitabı Aristoteles · Hayatı Bir Şölen Sofrası Gibi Bırakmalı Ne Susuz Ne de Sarhoş 2022’de Destek Yayınları’ndan çıktı. Evli ve iki kedi annesi.