diyelim ki bir ana haber bülteni havaya uçuruldu, bolca parazito vakit camiler, saraylar inşa ediliyordu tabutlar üzerine
koalisyon görüşmeleri yapılıyordu keskin nişancılar eşliğinde
bir çocuğun henüz on beşinde gövdesinden ayrılan kellesinde
yazıyordu: devletimiz çok yaşa ve dinimiz ne hoşgörülü
ben fabrika ayarlarına geri dönülebilen bir vatan istiyordum
diyelim ki havaya uçurulan bir meclis binası, bolca toz
ne vakit bilmem, fidanlar ekilen taksim meydanı üzerinde
yerli yersiz geğirmek evet tüm dileğim bu, lakin
bir çocuğun henüz on beşinde molotof tutan ellerinde
yazıyordu: güncelleme yüklemeye hazır
aynı anda bir dergi editörü, yaşça olgun, kendi hakkında yapılan eleştirilere
sitem ediyordu o vakit bir şair imzalarken kitabını o güzel fotoğrafını
paylaşıyordu, biri üzülmekten bahsediyordu bir diğeri kendinden
ve illaki bademin sivil darbe girişiminden bahsediyor bir diğer sanatçı.
diyelim ki sevdiğim kadın beni terk etti, mutsuzum
halbuki devrim olacaktı ve ben ah ne güzel devrim diye yer bildirimi yapacaktım
varto, diyadin, silvan ve şemdinli’de uçurtmalardan söz açacağım velakin
varto nedir diye google’a soracaklar, korkuyorum
korkuyorum sıra bana gelecek, sıkı yönetileceğim
korkuyorum iç dış yıkıyorlar ülkeyi, kanla
ki vaktidir barıştan konuşmanın, kalan kaldı ölen sağlar bizimdir
yerli yersiz barışmak evet tüm silahım bu, terkin, yeter kin
bir çocuğun henüz on beşinde cenaze töreninde
yazıyordu: vurmayın,
öldük
Müslüm Çizmeci, 87 Türkiye doğumlu, insan, kalem kullanabiliyor. Alfabeyle karmaşık bir ilişkisi, şimdiye dek yayımlanmış bir şiir kitabı var. Lethe Kitap’ta kurucu işçi. Hayalsever, hayvanperest, fanzinkolik.