Münevver Karabulut, Özgecan Arslan, Şule Çet, Emine Bulut ve daha niceleri… Adı sanı duyulmadan, hayalet gibi yaşayıp giden, ölüp giden, giden ve bir daha dönmeyen kadınlar… Yahya Kemal’in “meçhule giden gemisi” ağzına kadar Türkiyeli kadınlarla dolu. Elçin Poyrazlar, yeni romanı Ecel Çiçekleri ’nde işte bu meçhule giden kadınların peşine düşüyor.
Elçin Poyrazlar’ı ilk olarak gazetesi Selin Uygar karakterini yarattığı Gazetecinin Ölümü ile tanımıştık, ardından yine bir Selin Uygar romanı olan Kara Muska geldi. Yazar, 2018’de ise Mantolu Kadın’la birlikte kadın cinayetlerini radarına almıştı. Geçen üç yıl içinde kadın cinayetleri toplumsal bir sorundan bir cinskırıma dönüştü ve belli ki buna tepkisiz kalamayan Poyrazlar karşımıza yeni bir romanla çıktı: Ecel Çiçekleri. Mantolu Kadın’da kaderinin sürüklediği yere giden kadınların ardından, Ecel Çiçekleri’nde ipleri eline alan kadın kahramanlara şahit oluyoruz bu kez. Yaralı, öfkeli ve son derece tehlikeli kadınlar bunlar. İsimleri Ebru ve Burcu, şimdilik. Zira giriştikleri her yeni işte isimleri de, kimlikleri ve geçmişleriyle beraber değişiyor. Sahip oldukları asıl geçmişse yakalarını bırakmıyor bir türlü. Bir türlü silkip atamıyorlar onu sırtlarından. Yaralar kurcalandıkça kapanmak bilmiyor bir türlü. Hâl böyle olunca, hesapları bu meçhul kadınlarca kesilen erkeklerin sayısı da günden güne artıyor. Her gün en az üç yeni kadın cinayetine sahne olan ülkemizde bu kez “erkek cinayetleri” patlak vermeye başlıyor birdenbire.
Malum, yaşadığımız coğrafyada kadınların canı ne denli kıymetsizse erkeklerinki de bir o kadar kıymetlidir. Haliyle Emniyet teşkilatımız da bu işin peşini bırakmıyor ve bu kez Suat Komiser dahil oluyor biz okurların dünyasına. Şimdilerde sıklıkla erkeklere verilen bu isim sizi yanıltmasın, Suat Komiser bir kadın. “Kazara” bir kadın. Üstelik genç bir kadın… Bir teşkilat dolusu erkek yüzlerce, binlerce kadın cinayetini çoğu kere görmezden gelirken bir dizi erkek cinayetini kadın bir komiserin kovalaması da yazarın biz okurlara bıraktığı oldukça ironik bir detay.
Suat Komiser İstanbul’un dört bir yanındaki “kasımpatı imzalı” cinayetleri kovalayadursun, biz yazarın peşinde romanın en gizemli kahramanları Burcu ve Ebru’nun karanlık geçmişine doğru bir yolculuğa çıkıyoruz bu kez. Zira hiçbir sonuç onu yaratan koşullardan bağımsız değil. Fakat Burcu ve Ebru’yu koşulların kurbanı olmuş iki zavallı olarak görmek de mümkün değil. Bir zamanlar birer av olmuş olmaları onları sonsuz bir mağduriyet döngüsünün içine sürüklemiyor. Aksine, her ikisi de bilinçli bir öfkenin ürünü, av olmak yerine avcı olmayı seçen karakterler. Öfkelerinden beslenen ölüm melekleri…
Ecel Çiçekleri günden ve güncel olandan beslenirken tempoyu bir an olsun düşürmüyor ve bana sorarsanız son derece net bir mesaj aktarıyor okuruna: Kasımpatı patriyarkanın cenazesine, öfke ise kadına yaraşır!

Ece Karaağaç, 1989 yılında Eskişehir’de doğdu, İstanbul’da büyüdü. Haydarpaşa Anadolu Lisesi ve Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun oldu. İlk romanı Yarım Kalan Bazı Aşklar 2017 yılında yayımlandı. Roman yazmadığı zamanlarda serbest çevirmenlik ve editörlük yapıyor, denemeler kaleme alıyor.