Baba Bana Bağırma
hiç kimse yanımda kal demiyorsa sana
oltaya takılır gibi vardığın deniz kentleri
bulutlarla evlenmiş dağ yolları
ağızlara sıcak ekmek dağıtan şu güzelim sabah
hiçbiri kal demiyorsa sana
kırların kokusu, yol tutkusu, sonsuzluk duygusu
aşka düştüğünde gözlerinde biriken deliler
kal demiyorsa birdenbire bir kırlangıç
çakan şimşeğin içinden geçerken
kal demiyorsa
senden hızlı küçülen gölgen
kıvrılan merdivenlere benzeyen kediler
ve yaban otları, ruhunun üzerinde biten
gel benimle kal demiyorsa
bir zamanlar sana deli divane olan kadınlar
karasevda gibi demlenmiş çay
kumdan kalelere konan martılar
bunca zaman neredeydin
neden geç geldin demektir bu sessizce
anla
Elimi Tut Yeter
Gerçeğin doğup büyüdüğü ve düşlerle saklambaç oynadığı yerlerde yazılan kitap…
Çocukların sınırsız hayal güçleriyle sordukları birbirinden zor sorulara yanıt vermekte zorlandığınız anları düşünün. Peki, içinden çıkılamaz gibi görünen labirentlerde gezinmenizi sağlayan bu zekâ yüklü sorular sizi nerelere götürebilir dersiniz? Bu sorunun yanıtını Akgün Akova’nın Karakarga Yayınları’ndan çıkan Elimi Tut Yeter adlı kitabında bulacaksınız.
Arka kapaktan:
Oğlum Fırat’ın beş yaşına varana kadar sorduğu sorular benim yaşamım boyunca karşılaştığım en zor sınavlar oldu. Biriyle bir kahvaltı sofrasında karşılaştım: “Yumurtalar neden uçmuyo’ baba?”
Bir diğeri mutfak penceresinin önünden uçarak geçen kuşlar yüzünden soruldu: “Kargalar neden kara biliyo’ musun?”
Başka bir Fırat sorusu, deniz kıyısında sulardan çıktı: “Damlalar birbirlerini nasıl tanıyo’lar baba?”
En yutkunduruculardan biri, dalgaların salladığı Kadıköy-Eminönü vapurunda buldu beni:
“Vapurlar batınca denizin canı acır mı, baba?”
Sevdiğim Kadın Adları Gibi
Her biri birer kadın adı olan ve her biri birbirinden güzel anlamlar taşıyan sözcüklerle bir şiir dizisi oluşturan Akgün Akova, her bir şiirinde aşkı da yeniden tanımlıyor. Sevdiğim Kadın Adları Gibi, Karakarga Yayınları etiketiyle kitabevi raflarındaki yerini aldı.
Yıkık Bir Çocuk Bahçesi Gibiydi Gökyüzü
Akgün Akova, Karakarga Yayınları’ndan çıkan Yıkık Bir Çocuk Bahçesi Gibiydi Yüzü kitabında savaşın acılarını, insanlığın çırpınışlarını, yitirilenleri, unutulmayanları anlatıyor. İki bölümden oluşan kitabın ilk bölümünde 1992 ile 1995 yılları arasında Bosna Hersek’te yaşanan iç savaşın acı izleri anlatılıyor. İkinci bölümde ise farklı konular üzerine denemeler yer alıyor ve pek çok önemli şairin dizeleri de yazılara eşlik ediyor.