Okumak, zihinsel olduğu kadar fiziksel olarak da kitapla bağ kurmayı gerektirir. Onlara dokunmak, kâğıdın kokusunu içine çekmek, yeni basımların çıkış tarihlerini takip etmek, kitaplıklar oluşturup onları biriktirmek bambaşka bir sevgidir. Kitap fuarları bu anlamda kitapseverlerin bayramı bekler gibi bekledikleri bir kültür olayıdır.
Kitap vasıtasıyla kurulan yazar ve okur ilişkisinde, birbirlerinin gerçekliğine dokunup sohbet etme olanağı sağlayan fuarlar okur kadar yazar için çok önemlidir. Okuruyla buluşup sohbet etmek yazarı besleyen, heyecan yaratan bir olgudur. Bu bağlamda 6-14 Nisan tarihleri arasında 24. kez okurlarla buluşacak olan İzmir Kitap Fuarı kitapseverlerin heyecanla beklediği, büyük ve katılımı çok olan bir fuardır. Bu heyecanı okurlar kadar İzmir’de yaşayan yazar kadınların oluşturduğu, Kadın Yazarlar Derneği üyeleri de yaşamaktadır.
Kadın Yazarlar Derneği, Ekim 2008 yılında İzmir’de kurulmuştur. Ülkemizde kurulmuş ilk kadın yazarlar derneğidir. Erkek egemen sistemin yarattığı Toplumsal Cinsiyet sınıflamasının kadına dayattığı edilgen rolün, edebiyatın önemli bir araç olarak kullanılarak pekiştirilmesine karşı çıkan kadınların kurduğu bir dernektir.
Toplumsal cinsiyet kavramı; toplumsal düzlemde bireyden beklenenlere ve toplumda bireye biçilen konuma işaret eder. Bu beklenti ve belirlenen konum ne yazık ki kadınlar aleyhine bir konumdur. Eşitsizlik ve ötekileştirme taşır ve doğal olarak içerisinde şiddeti barındırır. Bütün bu olumsuzluklara karşı sosyal, ekonomik ve siyasal anlamda kadın erkek eşitliği uğruna hak arama mücadelesi veren feminist hareket, eril bir ideolojinin hâkim kılınmasında edebiyatın ve sanatın önemli bir güç olarak kullanılmasına karşı çıkar.
Kuruluş bildirgesinde, “İzmir’de yaşayan bir grup yazan kadın, edebiyatın kadın ezilmesindeki rolünü tartışmak, edebiyatın kadınlara emrettiği rolleri tartışmak, dayanışmak ve bilgilerimizi paylaşmak” için bir araya geldiklerini ifade ederek, “Biz edebiyat, sanat, eğitim, kültür ve bilim alanlarında yazılar yazan ve yayımlayan; kadından yana pozitif ayrımcılık yapmayı yaşam felsefesi edinmiş, dinle yönetilmeye, ırkçılığa, savaşlara, her çeşit emek sömürüsüne karşı çıkan ve mücadele veren pek çok kadın yazar bir araya geldik. Sadece kadın ve erkeklerin çetrefilli konularına değil dünyada ve toplumlarda var olan adaletsizliğe çarpıklıklara, yoksulluğa, bilgisizliğe, gericiliğe tüm içtenliğimizle başkaldırdık.” sözleriyle amaçlarını topluma sunmuşlardır. Sözü edilen başkaldırı kadının kendini var etme çabasıdır. Tıpkı ilkelerinde belirttikleri gibi. “Bu başkaldırı; kadının kalemi eline alıp kendisini dile getirmesi, kendi adını koyması, simge olmaktan çıkıp simgeleyene dönüşmeye kalkışması demektir.”
Dernek üyesi kadın yazarlar; edebiyat aracılığıyla dayatılan eril dile, kadının edilgen ve güçsüz gösterilmesine, ezilen olmaya mahkûm edilmesine kalemlerini kullanarak, yazarak başkaldırmaktır. Bu başkaldırı; Erkek egemen sistemin yarattığı kadın erkek ayrımcılığına son vermek, kadının kamusal alanda görünmez kılınma çabalarına karşı koymaktır. Kadının eğitime ve üretime katılımı başta olmak üzere sağlık, yaşamları hakkında karar alabilme, sosyal hayata katılmaları gibi insan olmalarından kaynaklanan haklarını kullanmak demektir. “Kadın Yazarlar Derneği; eril dili reddederek kadınların duyguları, düşünceleri, kadınlık deneyimleri ve değerleriyle yaratılmış yeni bir dilin oluşmasında emek veren kadınların buluşma noktasıdır.”
Kurulduklarından bu yana amaçları doğrultusunda çalışmalarıyla İzmir kültür ve edebiyatında söz sahibi edebiyat oluşumlarından biri olan Kadın Yazarlar Derneği üyeleri, kadınlara yönelik yaptıkları çalışmalarla sosyal alanda da söz sahibidir. Dernek, kadın sorunlarıyla ilgili olarak bilgilendirmeye ve farkındalık yaratmaya yönelik söyleşi ve panellerin yanında, kadınları okumaya ve yazmaya yönlendiren etkili atölye çalışmaları da yapmaktadır. Bu anlamda İzmir’de 2014 yılından bu yana dernek üyeleri kendi bünyelerinde, geleneksel hale gelen ‘Öykü Yazma Atölyesi’ ve ‘Temel Eserleri Okuma Atölyesi’ düzenlemektedir. Üye olan ya da olmayan bütün kadınlara açık olan bu çalışmalara katılımlar oldukça yüksektir. Ayrıca, dernek üyeleri yazma atölyelerindeki yönlendirme çalışmalarının ortak ürünü olan kitapların ve diğer yazar kadınların yapıtlarının basımı ve çoğaltılması için Kadın Yazarlar Derneği Yayınevini kurmuşlardır.
Yazımda, Kadın Yazarlar Derneğinin çalışmalarının ortak ürünü olan ve bu yıl İzmir Kitap Fuarında heyecanla derneğinin standında okuyucusuyla buluşmayı bekleyen üç kitaptan söz edeceğim. Derneğin oluşturduğu projeler kapsamındaki çalışmaların sonucu olarak ortaya çıkan bu kitaplardan ilki oldukça büyük ilgi gören ve bu yıl ikinci baskısı ve yeni kapağıyla fuarda yer alacak olan, Söz Kesmek, Kına Yakmak, Nikâh Kıymak adlı kitap. Bu kitap “Kadın ve Aile” adlı projenin sonucunda derlenen kadın öykülerinden oluşuyor. Aile kurumunun kadını ne kadar acımasızca sınırladığına ve sınırsız sorumluluk yüklediğine, yarattığı şiddet dilini kadına nasıl dayattığına ve bunun sonucunda kadını nasıl edilgen duruma getirdiğine işaret eden öykülerden oluşuyor.
İkinci kitabımız, Göçün kadın üzerindeki etkilerini tarihe not düşmek amacıyla oluşturulan “Konan Göçen Kadınlar” projesi kapsamında ortaya çıkmıştır. Bu proje çalışmasının sonucunda, Konan Göçen Kadınlar/Göç Öyküleri isimli kitap oluşturulmuştur. Olumsuz koşulların etkisiyle gerek yurt içinde gerekse uluslararası göçe zorlanmış kadınlar üzerinde göçün etkilerini anlatan öykülerden oluşan bu ortak çalışma da oldukça ilgi gören kitaplardan.
Son kitabımız ise kadınların sessiz çığlıklarına dikkat çeken bir kitap. Kendini var edebilmek için öncelikle sınırlarıyla ve sınırlayanlarıyla yüzleşmesinin şart olduğu bilincini edinen kadınların öykülerden oluşuyor. Yazarak özgürleşmeye bir katkı koyan bu kitabın adı, Ayna Ayna Söyle Bana /Yüzleşme Öyküleri.
Edebiyat insanın kendini ifade edebilme yollarından biridir. Yaşadıklarına, duygularına ve düşüncelerine tanıklık etmesi, kendisiyle yüzleşmesidir. Gerçekte hiç de kolay olmayan bu söylemi kurgusal metinler üzerinden yaparak yarattığı karakterler vasıtasıyla çığlıklar atmak, “Ben de varım!” diye haykırmaktır. Bu haykırış yazan kişinin kendi sesi olmaktan çok, yaşadığı zamanın yarattığı yaşam biçiminin ve dayattıklarının kendisinde oluşturduğu çöküntülerin verdiği acının feryadıdır. Bu feryada ses vermek, ya da kendi sesinizi aramak isterseniz, bu üç güzel kitabı ve daha fazlasını, İzmir Kitap Fuarında Kadın Yazarlar Derneğinin standından ve kitap alışverişi yapılan internet sitelerinden edinebilirsiniz.
Bitirmeden önce kendi kurdukları yayıneviyle yazarlarına destek olan Kadın Yazarlar Derneğinin yayınları arasında; F/ Feminist Düşün Edebiyat Sanat Kültür Dergisi /15 sayı, Yaz İzmir/Kadınlar Edebiyatla Buluşuyor, Tanıklıklarla 12 Eylül/Kadınlar Anlatıyor, 101 Kadın / BEKEV, Karadeniz Sakla Beni/Meryem Gülbudak, Tuhaf Cesur Bir Kadın/Emine Şimşek, Küba’da 10 Gün/Sevim Korkmaz Dinç, Siyasetin Kadın Yüzü/Derya Şaşman Kaylı, Düş Yorgunu Kadın/Atiye Tümüklü, Bir Kadının Gözaltı Günleri/Sevim Korkmaz Dinç, Umut Kuşun Kanadında/Emine Şimşek Emiral, kitaplarını da saymak isterim.