İrem Nasır’ın ilk polisiye kitabı Travma, Herdem Kitap logosuyla okur karşısına çıktı.
Geçmişinin karanlık sularında yüzen katil, soğuk ruhunu saran zebanilerle iş birliği yaparak acısını günahkâr bedenlere gömdü; fakat her darbe onun güçsüz bedenini daha çok kırbaca vurmuş ve onu yıkıma sürüklemişti.
Dedektif Oğuz Yılmaz, yeni işe başlayan olay yeri inceleme ekibinden Alperen ile beraber tüm İstanbul’u ayağa kaldıran bir seri katil vakasıyla karşılaşır. Bazı ailevi sebeplerden ötürü bir yıl ara verdiği işine geri dönen Dedektif Oğuz, yeni iş arkadaşıyla beraber yaptığı çalışmalarda güzel sonuçlar elde etmiştir. Katile dair buldukları küçük ayrıntılar onları sonuca ulaştırmamış, bu da onların merakını daha da körüklemiştir.
Maktullerin avucunun içinde katilin bıraktığı bir tutam saç, tüm polis camiasının ilgisini büyük oranda çekecektir. Maktullerin artmasıyla beraber her birinde bulunan gizemli saç, katilin halen burada olduğunu ve buna devam edeceğini açıklaması için bir tür oyundur. Bu da karşılarındaki gizemli şahsın aslında zannettiklerinden kolay olmadığı sonucuna ulaştırmıştır onları. Maktullerin iki kürek kemiği arasında bulunan çarpı işareti, onları ciddi bir hikâyeye itmiştir.
Adli Tıp alanında çalışan Doktor Serpil, bu süreçte onların en büyük destekçisi olmuştur. Yapılan araştırmalar ilerleyen süreçte somutlaşmaya başladığı sırada Dedektif Oğuz kendisini, küçük bir çocuğun geçmişini kurcalarken bulur. Katilin onlara bilerek bıraktığı adres aslında bir şeyleri ön plana çıkarmıştır: Gerçekleri bulmalarını…
Dedektif Oğuz ve takım arkadaşları bu eve yoğun bir şekilde odaklanmıştır. Seneler önce yanan ve yeniden inşa edilen bu evde katilin geçmişi yatmaktadır. Dedektif Oğuz ile birlikte hareket eden Alperen ise bir katilin geçmişini araştırırken bulur. Büyük bir dramın içerisinde kendilerini bulduklarında, tüm bu yaşananların aslında bir nedene dayandığı da çarpıcı bir gerçek olarak karşımıza çıkar. Bir seri katilin geçmişte yaşadığı travmalar sonucunda nasıl bu şekilde kurbanlarını ölüm çukuruna ittiği ve arkasında yatan nedenler, okuyucuyu kendi iç dünyasında sorgulamaya çekecektir.
Yazarın ilk polisiye kitabı olan Travma, psikolojik tasvirlerin yanı sıra hikâyede sosyolojik bir çerçeve de çiziyor. Gerçekliği tüm çıplaklığıyla gösteren kitap; aile, ilişkiler, toksik çocukluk dönemi gibi birtakım konulara değinerek insanlığın en büyük dramını çiziyor.
Travma Yazarı İrem Nasır Hakkında
İrem Nasır, 1998 yılında Antalya’da doğdu. Akdeniz Üniversitesi’nde sosyoloji bölümünü 2020 yılında tamamladı. Mezun olduktan bir süre sonra Süleyman Demirel Üniversitesi’nde aynı alanda yüksek lisans yapmaya başladı. Şu an eğitimine devam etmekle beraber, aynı zamanda Antalya’da beş yıldızlı bir otelde çalışıyor. Yazıya olan ilgisi küçük yaşlardan beri var. Pek çok sitede kendisine ait yazıları mevcut. Yazarlığa olan ilk adımını lise yıllarında atmıştır. Lisede “Ata’ya Mektup” yarışmasında kazananlar arasında yer alarak kalemini kendisine ve çevresindekilere yansıtmayı başarmıştır. Küçük yaşlarda da hikâye kitapları okumak ve farklı dünyalara adım atmak her zaman hoşuna giden bir unsur olmuştur. Hayal dünyasında yaşayan ve kendi yarattığı dünyada mutlu olan yazar yaratıcılığını, küçükken okuduğu fantastik kitaplara borçludur. Daha sonra Sherlock Holmes eserleriyle suç- dedektif türüne ilgisi artmış ve devamında da bu alana yönelik klasik polisiye eserleri okumaya başlamıştır. Bir süre Dijital İçerik Yazarlığı da yapmış ve ulusal bir gazetede içerik üretmiştir. Yazmak her zaman onun en büyük tutkusu olmuştur. Yazar, sosyal hayatta var olan düzensizliklere ses olmak, gerçekleri ön plana çıkarmak için biraz da eleştirel boyutuyla harmanlayarak, bir kişinin bile olsa hayatına dokunmanın hayalini yaşıyor.