Mezarında “Gelişmekte olan ülkemizde orta yaş sayılan 60 yaşında gömüldü, ama
zaten 30’unda ölmüştü” yazacak. Ağlayanlar arkandan, kararında yaşadı
deyip az üzülecekler. Kararında.
zaten 30’unda ölmüştü” yazacak. Ağlayanlar arkandan, kararında yaşadı
deyip az üzülecekler. Kararında.
Adet sancısı çekerken yirmi
günde bir, ılık suyla duş alacaksın. Ne çok sıcak ne çok soğuk. Tam kararında.
Hayatta hiçbir şeyin aşırısı makbul değildir.
günde bir, ılık suyla duş alacaksın. Ne çok sıcak ne çok soğuk. Tam kararında.
Hayatta hiçbir şeyin aşırısı makbul değildir.
Kendine ofisli mofisli, gökdeleninden kuleler, köprüler, yalılar,
malikaneler görünen bir iş seçeceksin. Ama sen bu görünenlerin hiçbirine sahip
olmayacaksın. Kendi köşende bilgisayarında bir yandan Word, Excel falan açık,
iskambil oynayacaksın. Gerçekten iskambil oynamayalı, gerçek fal bakmayalı
yıllar olmuş… Sonra bu oyuncak kentlerden kurulu düzenden sıkılıp, her sabah kahve içememek pahasına da olsa gidip
tatillerde bilmem ne kamplarında soluğu alacaksın, Sunny Hotel mi ucuzdu oraya
mı gitsek, aman orada Melisler gitmiş hiç rahat edememiş, en iyisi bungalovda
kalalım, böyle cırcır böcekleriyle iç içe… Doğayla yeteri kadar iç içe
olduğunu düşünüp bir haftanın sonunda acemi bir doğa tutkunu olduğunu gösteren
beyaz kolsuz badinin kapatamadığı yerlerinden sırıtan kıpkırmızı yanıklarınla,
sen gülerek “amele yanığı” dersin, akıllı cihazlarla ve güvenli ağlarla çevrili Wi-Fi Kenti’ne, dosya
şeklinde tuğlalardan örülü işinin başına geri döneceksin. Yoga en büyük zevkin,
sığınağın, çünkü sen şehirli bir hayaletsin…
malikaneler görünen bir iş seçeceksin. Ama sen bu görünenlerin hiçbirine sahip
olmayacaksın. Kendi köşende bilgisayarında bir yandan Word, Excel falan açık,
iskambil oynayacaksın. Gerçekten iskambil oynamayalı, gerçek fal bakmayalı
yıllar olmuş… Sonra bu oyuncak kentlerden kurulu düzenden sıkılıp, her sabah kahve içememek pahasına da olsa gidip
tatillerde bilmem ne kamplarında soluğu alacaksın, Sunny Hotel mi ucuzdu oraya
mı gitsek, aman orada Melisler gitmiş hiç rahat edememiş, en iyisi bungalovda
kalalım, böyle cırcır böcekleriyle iç içe… Doğayla yeteri kadar iç içe
olduğunu düşünüp bir haftanın sonunda acemi bir doğa tutkunu olduğunu gösteren
beyaz kolsuz badinin kapatamadığı yerlerinden sırıtan kıpkırmızı yanıklarınla,
sen gülerek “amele yanığı” dersin, akıllı cihazlarla ve güvenli ağlarla çevrili Wi-Fi Kenti’ne, dosya
şeklinde tuğlalardan örülü işinin başına geri döneceksin. Yoga en büyük zevkin,
sığınağın, çünkü sen şehirli bir hayaletsin…
Dört tarafı betonlarla çevrili, parmaklarının ucunda durunca
tuvaletinin duvarında her gün yeni bir martının, kuşun öldüğü bir adayı görmene
izin veren küçük bir deliği olan, bir daire, bir hücre kiralayacaksın sonra. Kaloriferli olacak. Ilık ılık esecek
sıcak hava. Ayakların üşümeyecek hiç. Ama nedense içinde bir yerler hep
insansız olduğundan olsa gerek, soğuk kalacak. Ne şallar örtsen, Benetton’dan
hırkalar da alsan, ı ıh, olmayacak.
tuvaletinin duvarında her gün yeni bir martının, kuşun öldüğü bir adayı görmene
izin veren küçük bir deliği olan, bir daire, bir hücre kiralayacaksın sonra. Kaloriferli olacak. Ilık ılık esecek
sıcak hava. Ayakların üşümeyecek hiç. Ama nedense içinde bir yerler hep
insansız olduğundan olsa gerek, soğuk kalacak. Ne şallar örtsen, Benetton’dan
hırkalar da alsan, ı ıh, olmayacak.
Meyveyi ölçülü yiyeceksin. Sebzeyi ölçülü. Kararında protein alacaksın,
her şey dengeli. Eti fazla kaçırmayacaksın.
her şey dengeli. Eti fazla kaçırmayacaksın.
Kahveyi orta şekerli
içeceksin. Kahveyi de fazla
kaçırmayacaksın. Falın da azı karar, çoğu zarar. Fala inanma falsız da kalma!
içeceksin. Kahveyi de fazla
kaçırmayacaksın. Falın da azı karar, çoğu zarar. Fala inanma falsız da kalma!
Kişisel gelişim kitaplarından
çok hoşlanırsın, “Bir şey için isyan etmen gerekmez, sen iste o kendiliğinden
gelir” motton. Ne diyordu Steve Jobs mezuniyet konuşmasında: “Stay hungry, stay
foolish”, bu da senin ikinci motton…
çok hoşlanırsın, “Bir şey için isyan etmen gerekmez, sen iste o kendiliğinden
gelir” motton. Ne diyordu Steve Jobs mezuniyet konuşmasında: “Stay hungry, stay
foolish”, bu da senin ikinci motton…
Ruhunun kararlılık seviyesine ulaşmak için gittiğin yoga kurslarına, Nirvana’ya ulaşmak için çıkacağın basamaklara paralar dökeceksin.
Sonra gidip en düşük maaşlı işte çalışacak, kariyerinde çıktığın bütün
basamakları boşa sayacaksın.
Sonra gidip en düşük maaşlı işte çalışacak, kariyerinde çıktığın bütün
basamakları boşa sayacaksın.
Kariyerinde basamakların tıkır tıkır çıkılanı değil, yavaş yavaş,
ayaklarının ucuna basa basa çıkılanı makbuldür. Tam bir hanımefendi gibi…
Erkekleri geçmeden, biraz biraz etrafına dönüp bakarak, vakit geçirerek, bir
gün sana “Ben bunca emeği bunun için mi verdim?” dedirtecekleri kadar
istikrarlı çalış. “İstikrar”, işin sırrı işte burada, kararda.
ayaklarının ucuna basa basa çıkılanı makbuldür. Tam bir hanımefendi gibi…
Erkekleri geçmeden, biraz biraz etrafına dönüp bakarak, vakit geçirerek, bir
gün sana “Ben bunca emeği bunun için mi verdim?” dedirtecekleri kadar
istikrarlı çalış. “İstikrar”, işin sırrı işte burada, kararda.
Fazla naz aşık usandırır. Hiç arayıp sormazsan da kuş gibi elinden
kaçar gider. Erkekler böyledir. Ortasını bulacaksın.
kaçar gider. Erkekler böyledir. Ortasını bulacaksın.
Fazla cilve yapma, fazla burnu kalkık da olma. Ne kaşar olmalısın ne de
kezban. Ortası makbuldür.
kezban. Ortası makbuldür.
Aah yavrum ah! Seçebilseydin de memelerin keçi memesi gibi sarkık
olmasaydı, ne o öyle mantı hamuru gibi. Ama ramazan pidesi gibi koca memeli
olmak da güzel değil tabii. Her şey kararında güzel…
olmasaydı, ne o öyle mantı hamuru gibi. Ama ramazan pidesi gibi koca memeli
olmak da güzel değil tabii. Her şey kararında güzel…
Kararında yaşayacaksın hayatı, dengeli.
Çiçeğini doğada değil, bahçen falan olmadığından, IKEA’dan aldığın
saksıda besleyeceksin. Üç günde bir, gün aşırı, kararında sulayacaksın. Yoksa
ölür… Aynı senin gibi…
saksıda besleyeceksin. Üç günde bir, gün aşırı, kararında sulayacaksın. Yoksa
ölür… Aynı senin gibi…
Çok üzmeyeceksin kendini canım, öyle kitaplara kaptırmayacaksın. Arada bir biraz okuyup, kaldıracaksın.
Hayatta üzülecek daha neler çıkacak karşına, ohoo!
Hayatta üzülecek daha neler çıkacak karşına, ohoo!
Domates çorbasını ne fazla sıcakken ne fazla soğutmadan, ılındığında
içeceksin. Çok fazla soğuk da çok sıcak da diş minelerine zarar verir. Onlar da
senin gibi kararlı bir formda yaşamazlarsa ölürler.
içeceksin. Çok fazla soğuk da çok sıcak da diş minelerine zarar verir. Onlar da
senin gibi kararlı bir formda yaşamazlarsa ölürler.
Aklını başına toplayıp maaşı sigortası olan bir “beyefendi”yle
evleneceksin. Öyle kırıp kabuğunu kaçamayacaksın, senin kanatların kırılgan,
uçamazsın çünkü. Oturacaksın oturduğun yerde, bu tarife uyan bir adam
bulacaksın, gözlerinde “Bu adamdan gelecekte iyi bir baba olur mu” dedektörü.
evleneceksin. Öyle kırıp kabuğunu kaçamayacaksın, senin kanatların kırılgan,
uçamazsın çünkü. Oturacaksın oturduğun yerde, bu tarife uyan bir adam
bulacaksın, gözlerinde “Bu adamdan gelecekte iyi bir baba olur mu” dedektörü.
Çevrende seni dizginlemeye, mülayimlemeye çalışan tüm ahval ve şeraitlere, tüm insan yığınına
rağmen sen en çok ekstrem sporlardan hoşlanacaksın. En sevdiğin spor dağcılık,
en büyük hayalin bir gün gidip Everest’e tırmanmak olacak. Ama onu da kararında
yapacaksın, gidip ayda birden fazla kez dağa tırmanmayacaksın. Deniz gibi
olmayacaksın sen, bir dalgalı bir durgun.
rağmen sen en çok ekstrem sporlardan hoşlanacaksın. En sevdiğin spor dağcılık,
en büyük hayalin bir gün gidip Everest’e tırmanmak olacak. Ama onu da kararında
yapacaksın, gidip ayda birden fazla kez dağa tırmanmayacaksın. Deniz gibi
olmayacaksın sen, bir dalgalı bir durgun.
20’nde aşık olacaksın, 30’unda evlenirsin artık. Tam kararıdır.
Birbiriyle iyi anlaşan ard arda iki çocuk yapacaksın. Olmazsa biri erkek biri
kız iki kedi alacaksın ki birbiriyle oynasınlar.
Birbiriyle iyi anlaşan ard arda iki çocuk yapacaksın. Olmazsa biri erkek biri
kız iki kedi alacaksın ki birbiriyle oynasınlar.
Emekliliğini de güzel yaşatacak hayat sana. Yaşamın seni daha ne kadar
kucağında tutacağının belirsizliğinin kaygılarıyla, yıllarının çoğunu tüketmiş
olmanın rahatlığının kavşağında, yani ne tam üzülerek ne tam sevinerek tam kararında
bir hayat yaşayacaksın.
kucağında tutacağının belirsizliğinin kaygılarıyla, yıllarının çoğunu tüketmiş
olmanın rahatlığının kavşağında, yani ne tam üzülerek ne tam sevinerek tam kararında
bir hayat yaşayacaksın.
Ayarlayabilseydin, ölümünden sonra çalıştığın eski plazadan iş
arkadaşlarının ve ailenin, ‘Saygıdeğer annemiz _________, evimizin direği,
hepimizin gözbebeği’ diye başlayan taziye ilanını(seninki asla ‘nekroloji’
olmayacak!) gazetenin en güzel yerine tam ortaya koydururdun. Yapabilsen zaten,
mezarında bitecek çalıları, ayrık otlarını bile temizlerdin.
arkadaşlarının ve ailenin, ‘Saygıdeğer annemiz _________, evimizin direği,
hepimizin gözbebeği’ diye başlayan taziye ilanını(seninki asla ‘nekroloji’
olmayacak!) gazetenin en güzel yerine tam ortaya koydururdun. Yapabilsen zaten,
mezarında bitecek çalıları, ayrık otlarını bile temizlerdin.
Mezarında “Gelişmekte olan ülkemizde orta yaş sayılan 60 yaşında
gömüldü, ama zaten 30’unda ölmüştü” yazacak.
gömüldü, ama zaten 30’unda ölmüştü” yazacak.
Ağlayanlar arkandan, kararında yaşadı deyip az üzülecekler. Kararında.
Burada her şey ama her şey kararında…