Ailelerden ve onlarla derdi bir türlü bitmeyenlerden ilham alan yazar Bella Mackie’nin çok sevilen romanı Aileni Nasıl Öldürürsün? Canan Hatiboğlu çevirisiyle Athica Yayınevi’nden çıktı.
“Ne de olsa dünyada neredeyse hiç kimse, 28 yaşındaki birinin, ailesinin altı üyesini sakince öldürmesinin ardından hiçbir şeyden pişmanlık duymadan hayatının geri kalanına nasıl mutlu mesut devam ettiğini anlayamaz.”
Aileni Nasıl Öldürürsün? adıyla bile okuyucuyu kendine çekmeyi başarıyor. Roman, baş karakteri Grace’in intikam hikâyesi çevresinde gelişse de bundan çok daha fazlasını barındırıyor. Aileni Nasıl Öldürürsün? bir açıdan da iki farklı jenerasyonu, anne-kız ilişkisi ışığında anlatıyor. Grace Bernard’ın hayatının merkezi olan annesi aniden ölüyor ve bu ölüm yıllardır gizlenen ailevi gerçekleri ortaya çıkarıyor. Grace’in bir seri katile dönüşme süreci psikolojik detaylarıyla işlenirken, annesinin tam zıttı bir karaktere sahip olan genç kadının, hayatı ve aşkı yaşama biçimlerini de irdelemesine yol açıyor. Grace, bu çağın kadını olarak, kadınların kurban rolünde erkekleri her daim bekleyen ve idare eden taraf oluşunu da cesurca eleştiriyor. Bu ayrıntı, romanı okuyucuya daha yakın hissettiriyor.
“Annemin bu adam karşısında ne kadar zayıf olduğunu görmek çok utanç vericiydi. O zayıftı ama ben güçlüydüm. Bu yüzden okuduktan sonra midemdeki öfkeyi pekiştirir, çelikle takviye eder ve orada tutardım.”
Aileni Nasıl Öldürürsün? yüksek dozlu bir intikam hikâyesi olmasının yanında bir sınıf hikâyesi de. Hayatı kendi lüksleri etrafında yaşayanlarla, hayatta kalmak için tüm lükslerinden vazgeçmek zorunda kalanların, toplumun üst tabakasının dışarı yansıtılmayan yozlaşmış değerlerinin cesur bir anlatımı. Bu hassas konuya bir de ailevi bağlar eklenince ortaya çıkan tablo hayli ilgi çekici. Roman, bir insanın kaderinin doğduğu evin ekonomik ve sosyal yapısıyla ne derece değişebileceğini veya her ne olursa olsun hayatın kişinin karakteri etrafında şekillenip şekillenmeyeceğini irdeliyor.
Karakterlerin hepsinin derin işlenişi, her biri hakkındaki detaycı gözlemler ve yazarın mizahı çok yerinde kullanımı, kitabın okurlar tarafından en çok sevilen özellikleri sayılabilir. Cinayetlerle dolu bir romanı okurken bir anda gülmeye başlamanız ve bunun anlatımda eğreti durmaması, yazarın yeteneğini gösteriyor.
“Sık sık merak ederim. Akıllı, kibar gördüğüm annem gerçekten öyle miydi? Açıksözlü olmak gerekirse aptal mıydı? Belki…”
Yazar, detaycılığı ve karakterleriyle ilgili yaptığı psikolojik saptamalarla anlatımı güçlü kılıyor ve okuyucunun tüm dikkatini kendine çekmeyi başarıyor. Baş kahraman Grace’in hikâyesini okurken, aynı zamanda sosyolojik bir okuma yapıyorsunuz. Bir insanın yüz ifadesinin, giydiklerinin, yaşadığı evin, hatta saçında jöle kullanıp kullanmamasına kadar kadar aklınıza gelebilecek birçok şeyin insanların birbirleri hakkındaki düşüncelerini oluşturabileceğini fark ediyorsunuz. Ve roman ilerledikçe daha da derinleşerek, kendinizi kişinin gerçek kimliği ve toplumsal kimliği arasındaki uçurumun sorgulamasını yaparken buluyorsunuz. Bu güçlü sosyolojik ve psikolojik altyapı romanı sığ sulardan çıkarıyor, okuyucusunu kıskıvrak yakalamasını sağlıyor.
“Çocuklar bencildir ve ebeveynlerinin yenilmez olması gerekir. Anlaşma böyle…”
Aile-çocuk-ebeveyn kavramları, sanatın hazine sandığı, sanatçıların ilham kaynağı oldu bugüne dek. Sonsuza kadar da öyle olacak gibi duruyor. Aile kavramının insanda yarattığı tüm duygular birer davranışa, davranışlar da hayatın kendisine dönüşebiliyor. Aileden ve doğar doğmaz (hatta doğmadan önce de) insanın farkında olduğu-olmadığı onlarca özellikten, öğretilenlerden, alışkanlıklardan sıyrılabilmek oldukça güç. Aileler bizi, biz aileleri yaratmakla yükümlüyüz. Bir ailenin bir azize mi yoksa bir seri katil mi yaratacağını ise kimse bilemez.
Aileni Nasıl Öldürürsün? intikam, aile, para, aşk gibi kavramları sürükleyici, kendine özgü ve zekice bir kurguyla anlatan ve şaşırtıcı finaliyle türünün örneklerinin arasında hızla öne çıkabilecek bir roman.
[su_button url=”https://destekdukkan.com/magaza/urun/aileni-nasil-oldurursun” target=”blank” background=”#e199a8″ color=”#ffffff” icon=”icon: book”]Kitabı İncelemek ve Satın Almak İçin Tıklayın[/su_button]
1987, İstanbul doğumlu. Felsefeci, yaratıcı drama&tiyatro eğitmeni. Başta KalemKahveKlavye olmak üzere çeşitli mecralarda yazılar kaleme alıyor. İlk kitabı Aristoteles · Hayatı Bir Şölen Sofrası Gibi Bırakmalı Ne Susuz Ne de Sarhoş 2022’de Destek Yayınları’ndan çıktı. Evli ve iki kedi annesi.