Fotoğraf 2005’te geçebilir; konumuz 2011… |
Olayları,
öncesinde ya da anında değil de sonrasında düşünmek gerekiyor. Yeni yıllarda büsbütün
sevinç dolmamakla birlikte “Kendiniz yıl, ay diyorsunuz, kendiniz giriyorsunuz”
diyen artistlerden de değilim. Ev dışı eğlencelerini sevmem, oturur konuşur, dinler,
gecenin sonuna da kendi içime çekilirim.
öncesinde ya da anında değil de sonrasında düşünmek gerekiyor. Yeni yıllarda büsbütün
sevinç dolmamakla birlikte “Kendiniz yıl, ay diyorsunuz, kendiniz giriyorsunuz”
diyen artistlerden de değilim. Ev dışı eğlencelerini sevmem, oturur konuşur, dinler,
gecenin sonuna da kendi içime çekilirim.
Dün
az çok tanıdığım ve hiç tanımadığım dokuz kişi ile yeni yıl akşamı geçirdim.
Birkaçı gitti, kalanı uyuyor. Kafalar güzel. Ben uyandım, yaklaşık 9-10
yaşımdan beri olduğu gibi. Uyumak için herkesin uyumasını bekledim, uyanmak
için kimsenin uyanmamasını…
az çok tanıdığım ve hiç tanımadığım dokuz kişi ile yeni yıl akşamı geçirdim.
Birkaçı gitti, kalanı uyuyor. Kafalar güzel. Ben uyandım, yaklaşık 9-10
yaşımdan beri olduğu gibi. Uyumak için herkesin uyumasını bekledim, uyanmak
için kimsenin uyanmamasını…
Geçen
yıl çok değişik bir şey olmadı. Mezuniyet sendromunun devam bölümleri, İstanbul’da
tutunma çabaları, Alanya’ya git, İstanbul’a dön falan. Aynı işleri aradım, aynı
görüşmeleri yaptım, aynı kıza aşık kaldım, aynı yerlerde uyudum uyandım, aynı insanları
özledim.
yıl çok değişik bir şey olmadı. Mezuniyet sendromunun devam bölümleri, İstanbul’da
tutunma çabaları, Alanya’ya git, İstanbul’a dön falan. Aynı işleri aradım, aynı
görüşmeleri yaptım, aynı kıza aşık kaldım, aynı yerlerde uyudum uyandım, aynı insanları
özledim.
Çok
şikayetçi oldum halimden; trafik lambasında benimle akran olan çocuğun 4×4
jipinden bana yol verişindeki küstahlığa haset ettim, adaletin olmadığına bir
kez daha inandım. Bu konuda, yaşadığım ülke ve hükümet bana çok yardımcı oluyor
zaten.
şikayetçi oldum halimden; trafik lambasında benimle akran olan çocuğun 4×4
jipinden bana yol verişindeki küstahlığa haset ettim, adaletin olmadığına bir
kez daha inandım. Bu konuda, yaşadığım ülke ve hükümet bana çok yardımcı oluyor
zaten.
İnsan
neden vardır, ömrünü neye vermelidir, oyun bitince nereye gidilecek gibi
soruları yine sordum, yine az cevap buldum. Alternatifleri yine bol tuttum. Aile
denen mevzunun nasıl acayip ve nasıl önemli bir şey olduğunu anladım. Oğulların
babalarını, babaların oğullarını çok sonraları tanımaya başladığını, ama bu
tanımanın çok ilginç ve çok heyecanlı olduğunu, yine de el kadar bebenin “Abi” demesi kadar heyecanlı olmadığını fark ettim.
neden vardır, ömrünü neye vermelidir, oyun bitince nereye gidilecek gibi
soruları yine sordum, yine az cevap buldum. Alternatifleri yine bol tuttum. Aile
denen mevzunun nasıl acayip ve nasıl önemli bir şey olduğunu anladım. Oğulların
babalarını, babaların oğullarını çok sonraları tanımaya başladığını, ama bu
tanımanın çok ilginç ve çok heyecanlı olduğunu, yine de el kadar bebenin “Abi” demesi kadar heyecanlı olmadığını fark ettim.
Dostlarımın
ve akrabalarımın çoğuna, sevdiğim kıza çok az kavuşabildim. Az gördüm, az sarıldım,
az hasret giderdim. Bir gözümle gördüm, diğerine geçemedim. Bir düğün ortamında
çok eskilerde kalan ama hep taze kalan yaralarımın ve özlemlerimin sahiplerini
gördüm; hiçbir şey hissetmedim.
ve akrabalarımın çoğuna, sevdiğim kıza çok az kavuşabildim. Az gördüm, az sarıldım,
az hasret giderdim. Bir gözümle gördüm, diğerine geçemedim. Bir düğün ortamında
çok eskilerde kalan ama hep taze kalan yaralarımın ve özlemlerimin sahiplerini
gördüm; hiçbir şey hissetmedim.
Bir
canlı türü olarak insanları daha iyi tanıdım. Güvenli ilişkilerini kaybetmeden biraz
tehlikeli sularda yüzen, biraz kaçamak yapan ve sonra yine güvenli hayatlarına dönen
adamları ve kadınları, sosyal olmadığı halde öyle olmak için kendini yırtanları,
gizli mabetlerindeki sunaklarında ego tanrısına kurban olarak başkalarını
sunanları gördüm. 1976 yapımı bir yerli erotik film adının aslında dünyanın en
geçerli yaşam felsefesi olduğunu anladım: “Kıvrıl Fakat Kırılma”.
canlı türü olarak insanları daha iyi tanıdım. Güvenli ilişkilerini kaybetmeden biraz
tehlikeli sularda yüzen, biraz kaçamak yapan ve sonra yine güvenli hayatlarına dönen
adamları ve kadınları, sosyal olmadığı halde öyle olmak için kendini yırtanları,
gizli mabetlerindeki sunaklarında ego tanrısına kurban olarak başkalarını
sunanları gördüm. 1976 yapımı bir yerli erotik film adının aslında dünyanın en
geçerli yaşam felsefesi olduğunu anladım: “Kıvrıl Fakat Kırılma”.
Çok
param olsa yapacağım çok farklı şeylerin olmadığını ama az parayla da
olmadığını daha iyi idrak ettim. Çok zenginlik gibi çok parasızlık da bana göre
değilmiş ama asıl ihtiyacım olan şeyi, zamanı satın almak için de yine para gerekirmiş.
Geniş zamanlarım olmalı; olabildiğince çok şey anlatan ve olabildiğince kısa
olan o cümleyi, kendi hakikatimi, varoluşumdaki ilahi mührü, “Alef”imi
bulmaya çalışmalıyım.
param olsa yapacağım çok farklı şeylerin olmadığını ama az parayla da
olmadığını daha iyi idrak ettim. Çok zenginlik gibi çok parasızlık da bana göre
değilmiş ama asıl ihtiyacım olan şeyi, zamanı satın almak için de yine para gerekirmiş.
Geniş zamanlarım olmalı; olabildiğince çok şey anlatan ve olabildiğince kısa
olan o cümleyi, kendi hakikatimi, varoluşumdaki ilahi mührü, “Alef”imi
bulmaya çalışmalıyım.
Yılın
sonlarına doğru acayip sakinleştim. Ne yapmak istediğimi düşündüm; nihai karara
yaklaştım. Ne yapmam gerektiğini düşündüm, haritamın son rötuşlarını yontmaya
başladım.
sonlarına doğru acayip sakinleştim. Ne yapmak istediğimi düşündüm; nihai karara
yaklaştım. Ne yapmam gerektiğini düşündüm, haritamın son rötuşlarını yontmaya
başladım.
Sonra
bir an fark ettim; her şey aynıydı. En çok da maddi durumlar ve onun olumsuz getirileri.
Parasızlık, insanı dostlarından uzak tutuyordu ve yeniden kavuşana kadar dostlar
çok değişiyordu. Parasızlık, insanı sevgilisinden uzak tutuyordu ve her kavuşmanın
sonunda kazanan, yine veda oluyordu. Parasızlık, insanı ailesinden uzak tutuyordu
ve her kavuşmada telafisi olmayacak zamanlar geçip gidiyordu.
bir an fark ettim; her şey aynıydı. En çok da maddi durumlar ve onun olumsuz getirileri.
Parasızlık, insanı dostlarından uzak tutuyordu ve yeniden kavuşana kadar dostlar
çok değişiyordu. Parasızlık, insanı sevgilisinden uzak tutuyordu ve her kavuşmanın
sonunda kazanan, yine veda oluyordu. Parasızlık, insanı ailesinden uzak tutuyordu
ve her kavuşmada telafisi olmayacak zamanlar geçip gidiyordu.
Ama
fark ettim bir şeyi; mesele paranın ve beklentilerin endeksinden bağımsız… Parasız,
keyifsiz, mutsuz, hevessiz, sevgisiz, ilgisiz çok kaldım ama aslında sadece
yapmak istediğim şeyi yapıyordum. Zamanım vardı, amacım vardı; sanatı
seviyordum ve her şeye rağmen onunla iç içeydim. Yazmaya, okumaya, dergi yapmaya,
makale yazmaya, araştırmaya zamanım vardı…
fark ettim bir şeyi; mesele paranın ve beklentilerin endeksinden bağımsız… Parasız,
keyifsiz, mutsuz, hevessiz, sevgisiz, ilgisiz çok kaldım ama aslında sadece
yapmak istediğim şeyi yapıyordum. Zamanım vardı, amacım vardı; sanatı
seviyordum ve her şeye rağmen onunla iç içeydim. Yazmaya, okumaya, dergi yapmaya,
makale yazmaya, araştırmaya zamanım vardı…
Elbette
hayatta bunlardan daha önemli şeyler vardı; sevgime, dostlarıma ve aileme yakın
durmalı, ölüm gelmeden onlarla zamanımı dinç tutmalıydım. Bunlardan hiçbirini
yapamadım ve eksiksiz yapabilen insanlara da rastlamadım.
hayatta bunlardan daha önemli şeyler vardı; sevgime, dostlarıma ve aileme yakın
durmalı, ölüm gelmeden onlarla zamanımı dinç tutmalıydım. Bunlardan hiçbirini
yapamadım ve eksiksiz yapabilen insanlara da rastlamadım.
Neticede,
elimde kalan ve nereye gidersem yanımdan ayrılmayan en önemli şeyi, tutkumu keşfettim.
Yılın sonunda bunu öğrendim. 2012’de bunun gereğini yapmayı hedefliyorum. Kazanmayı
amaçlayarak, ama önce daha yeni yenilgiler yaratarak. Mağlubiyetlerimle barışmazsam
galibiyetlerimi sevemem.
elimde kalan ve nereye gidersem yanımdan ayrılmayan en önemli şeyi, tutkumu keşfettim.
Yılın sonunda bunu öğrendim. 2012’de bunun gereğini yapmayı hedefliyorum. Kazanmayı
amaçlayarak, ama önce daha yeni yenilgiler yaratarak. Mağlubiyetlerimle barışmazsam
galibiyetlerimi sevemem.
Gerisi
gelir herhalde… Bir de fazla abartmayın, kasmayın; gerek yok. Olay sandığımızdan
çok başka olabilir ve genelde olacakların çok azı elimizdedir. Hadi dağılalım.
Kahve, muhabbet, planlar filan; mutluyuz çok şükür…
gelir herhalde… Bir de fazla abartmayın, kasmayın; gerek yok. Olay sandığımızdan
çok başka olabilir ve genelde olacakların çok azı elimizdedir. Hadi dağılalım.
Kahve, muhabbet, planlar filan; mutluyuz çok şükür…
"… sevgime, dostlarıma ve aileme yakın durmalı, ölüm gelmeden onlarla zamanımı dinç tutmalıydım. Bunlardan hiçbirini yapamadım ve eksiksiz yapabilen insanlara da rastlamadım."
Ölüm geldiğinde de değişen bişey olmuyor,yaşam izin vermiyor ki ertelediğin düşleri yakalamaya…Zamanı satın almak için de para gerekiyor,müthiş bir saptama,özlü söz gibi.
İzninle paylaşmak isterim Sevgili Koray ve "Alef"i çözemedim,meraklandım…Sevgiler:)
Seher EDİS
Ürettiklerinizi kısa bir süredir takip etmeme rağmen, zamanın parayla satın alınamayacağını, zamanı satın almak için paraya ihtiyaç olmadığını, esasında zamanın alınacak bir şeyden ziyade verilecek (yaratılacak) bir şey olduğunu bu yazdığım sırayla tecrübe edeceğinize inanıyorum. Temennim de bu süreci mümkün olduğu kadar kısa zamanda yaşamanızdır. Sevgiler.
foto altındaki yazıya bittim ^^
''…zamanı satın almak için de yine para gerekirmiş.''
Çok zengin olsaydım , zamanı satın alır , ölmezdim.