İkinci bölümünü okumak üzere olduğunuz üçlemenin ilk bölümü için TIKLAYIN.
Hala tıklamadıysanız lütfen bu ayıbı bir an önce ÖRTÜNÜZ.
“Dikkat, bu metinde insan yerleştirme vardır”
göçebe ölüler için
kendini kapama kılavuzu
“ifade
Error ile Mirror arasındaki tunçtan ayaklarımızı örs sayıp yukarı düşmeyi bekledim be abi, dokuz gün dokuz gece; ve bunu gerçekten bekledim. Öyle yazıyordu; kutsal olmayanlar için kutsal olmayan metinlerde. Uçmak, bireysel bir maharet gerektiriyordu. Birtakım yeteneklere teşne değildim. Toplumsal bir linç veyahut siyasal islam beni katiyen kanatlandıramazdı. Redbull reklamları yanı sıra bilimkurgu filmlerindeki ilgili kraterlerle de kendimi ne yazık ki özdeşleştiremedim.
Ama düşmek öyle mi. Bir çelmelik işin var. Bir mahalle maçı, bilemedin, çok içilen bir gecenin sabaha karşısı, kendi kendine bile, üstelik bir gayret zayi etmeden, tepe taklak gelebilirsin. Söz konusu haftanın, dokuz gününden birinde; ne malum yukarı düşmeyeceğin… Ki öyle yazıyordu; ki bu olasılık; kutsallaşması için ölmesi gerektiğine inananların elinden düşürmediği, kutsal olduğu toplumca onaylanmış metinlerde de doğrulanıyordu.
Beklerken, belirsiz bir süre sonra, bekleme odasında karşılaşmakta olduğum şu insanlarla benzer noktalarımı keşfetmeye başladım. Mesela Mirror. Saçlarıyla oynuyor, sakallarını yuvarlıyor ve mütemadiyen bıyıklarını yoluyordu. Ölmek, onun için bireysel bir maharet gerektirmiyordu. Error’a gelecek olursak, toplumsal bir barışa katlanamıyor, katiyen sayısal oynamıyordu.
Ne yalan söyleyeyim, bir yandan seni düşünüyordum abi. Onu, öbürkünü, ötekisini hep düşündüm. İletini, gönderisini, yazdığını, çizdiğini, sesini ve dahi sessizliğini düşündüm. O içinde tilkilerin Bungee Jumping yaptığı sessizliğini artık nasıl düşündüysem, zihnimde onu bir kâğıt parçası edip katlaya katlaya origami sanatının da içine ettim. Dünyanın en güzel şiirini yazdım sana, tak uyudum tak unuttum be abi! Sonra Error’u, Sonra Mirror’u, tunçtan ayaklarımızı ve bu siktiğim tunçtan ayaklarımızın bir örs gibi arşa hallenen metinlerarasılığını ben kim köpek kendime nasıl anlıyorum.
Bak gene köpeğe haksızlık ettim. Bu hak mağduriyetini gidermek adına kapanıyorum. Annesi, bir kuantum itirafçısı tarafından, oğlunun uzaylı olduğuna inandırılmış ben; seni; kendimi; yeni bir kutsal olma ihtimali bile teklif edilemez! Bir metin gelinceye kadar; elimizdeki, ne olduğu benliğimizce henüz tescil edilememiş metinlere kapatıyorum. Arada oksijen namına, kendimi isyana ve devleti yıkmaya teşvik etmek maksadıyla Aslı Erdoğan da okuyabilirim.
İkinci bir emrine kadar, ilk emrin götüne girsin be abi.
Sekmeyi kapattı, kapatırken kaydetti.
Word dosyasını yeniden açtı. “Sekmeyi kapattı, kapatırken kaydetti, Word dosyasını yeniden açtı, sekmeyi kapattı, kapatırken kaydetti,” yazıp; sekmeyi kapattı, kapatırken gene kaydetti yazarak… yazdığı şeylerin doğruluğundan emin olmaya çalıştığı bir yanılsamayla beraber dosyayı Editörüne yolladı.
Önümüzdeki durak, hattımızın bu istikametteki son istasyonudur: Kendiyle Analog…
Yakında.

Müslüm Çizmeci, 87 Türkiye doğumlu, insan, kalem kullanabiliyor. Alfabeyle karmaşık bir ilişkisi, şimdiye dek yayımlanmış bir şiir kitabı var. Lethe Kitap’ta kurucu işçi. Hayalsever, hayvanperest, fanzinkolik.