Üçüncü bölümünü okumak üzere olduğunuz üçlemenin ilk bölümü için TIKLAYIN.
Hala tıklamadıysanız lütfen bu ayıbı bir an önce ÖRTÜNÜZ.
göçebe ölüler için kendini kaybetme kılavuzu
“.”
Sana yeni bir isim buldum, noktalarla örülmüş bi’ duvarın ardında. Bekliyorum.
Çocukken henüz kel olmadan evvel, pek tanıdık ilkokul sırasında o eski ben, taze ben, o klişe soruyla karşılaştığımda, pilot olacağım demiştim. Oldum. İtirazı olan, beni ikna etmeli; rüyaların uçaklardan ağır olduğuna.
Ben uçalı dünyadan, epey oluyor ki zaman, karıştım durağına. Önümüzdeki büst, hattımızın bu istikametteki sonsuz amcasından biridir. Pardon beyefendi, şurdan bi’ kaybeden uzatır mısınız? Ayrılıkçeşme ile Söğütlüçeşme arasında bir yerde, camı, acil çıkış valfiyle tanıştırıcam. Yanlış anlaşılmak istemem bir düzenbazlık peşinde değilim, aşırı dozda Kısmetse Olur aldım. Sizce de hiçbir karşılık beklemeden bize güvenlik hissi temin eden şu sevimli Kırmızı Çekicin mürüvvetini tesis etmesek mi. Kurtulmasak mı şu bencilliğimizden.
Nesneler önemlidir beyefendi. Lütfen nesnelliğimize sahip çıkalım. Elimizde kalan her şey bu. İnsanlığımızla ilgili ciddi sorunlar yaşadığımızın farkındayım. Ancak sizi bilimin ışığında düşünmeye davet ediyorum. Arkasında bir insanın parmağı olmadan hangi nesnenin, doğadaki hangi şeye bugüne değin bir zarar verdiği görülmüştür. Onlar hiçbir karşılık beklemeden bizlere her daim yardım ettiler, yok olana kadar, yok olana kadar, sizi asla terk etmezler. Kumandam evde yolumu gözlüyor. Oyun istasyonumun emektar analoğu odamda. Benim için kendini şarj ediyor. Kapı evi, kilit kapıyı koruyor. Duvarlarım beni seviyor beyefendi, duvarlarımı seviyorum. Affedersiniz ama Allah belanızı versin, beyefendi. Allah Belanızı versin.
*
Yeni ismin: Yanan Ateşe Bak Kardeşim*. Sana bu ismi, noktalarla örülmüş bir duvarın içinde noktaların düğümlerini çözerken buldum.
Hayır, bu sefer ağzıma takıp bütün yol söylediğim şarkının sözleri olarak değil sadece. Tamam, biliyorum, genelde hep şarkı sözlerinden yeni isimler uyduruyorum sana ama şikâyet etmemelisin, Yani başka insanlar joysticklerine hiç isim bile takmıyorlar. Neyse. Bugün yolda uzun bir zamandan sonra sosyallik hastalığına yakalandım. Zom’biler beni neredeyse linç ediyorlardı. Allahtan bu acil durumun provasını yapmıştım. Önce Doktor Bang’i belimden çıkartıp öldürürüm lan sizi, öldürürüm lan, diye saçma sapan bağırmaya başladım. Görsen nasıl komiğim, nasıl psikopatım. Ardından Hassiktir Be Rıfat Abiyi çıkardım çantadan. Zaten insanlar çoktan kaçışmışlardı. Ve yaktım otobüsü. Artık onu daha fazla bir köle gibi kullanamayacaklar. Külleri savrulup güzel bir limana, mesela Palermo’ya yağacak önce, sonra en baştan yeni bir hayat. Bir daha asla yalnız binek kölesi olmayacak kibirli insanlığın, çamurlu ayakkabıların çığlıkları eşliğinde. O şimdilik özgürlüğün damağında, o da artık yolcu.
Yanan Ateşe Bak Kardeşim, kıskandıysan söyle, acımam, yakarım.
Acıma bana, insanım ben, ateşi buldum, günahım boynum.
*Seri Sonu Şarkısı:
Müslüm Çizmeci, 87 Türkiye doğumlu, insan, kalem kullanabiliyor. Alfabeyle karmaşık bir ilişkisi, şimdiye dek yayımlanmış bir şiir kitabı var. Lethe Kitap’ta kurucu işçi. Hayalsever, hayvanperest, fanzinkolik.