Yeşim Doran “Ayna Ayna” kitabıyla edebiyat dünyasına ilk adımını attı. Küsurat Yayınları etiketiyle raflardaki yerini alan öykü kitabına kısa bir kahve molası sırasında başladım. “Bağbozumu” öyküsünü bitirdikten hemen sonra da kahve molamın süresini uzatma kararı aldım.
Kitaba ismini veren son öykü “Ayna Ayna”yı bitirene dek ise geride bıraktığım sürenin farkında değildim. Her gün birkaç öykü okuyarak bu keyfi uzatmak yerine bir anda başlayıp bitirmiş olmamın verdiği pişmanlığı yaşıyor olsam da kesinlikle hoş bir deneyim yaşadığımı söyleyebilirim.
“Ayna Ayna” toplam 10 öyküden oluşan bir kitap. Yeşim Doran bu öyküleri “Yanılsamalar” ve “Sayıklamalar” olmak üzere iki başlık altında toplayarak sunmuş. Yanılsamalar bölümünde birbirinden farklı türde ve farklı anlatım dillerine sahip öyküler yer alıyor. Bu bölümdeki “Leke” adlı öykü, başlı başına roman konusu olabilecek kadar yoğun bir içeriğe sahip.
Yazarın bunu öykü tarzında anlatarak biraz cömert davrandığını bile söyleyebilirim. “Menajer” öyküsü ise insanın içini sızlatan bir konuyu işlemiş durumda. Bu öyküde konuyu destekler nitelikte bir dil kullanmış yazar. Oldukça sade ve gündelik bir dille rahatça kahramanla empati kurmamızı sağlayıp, aynayı karşımıza koyuyor. Öykü bittikten sonra düşünceli bir ruh hali bırakıyor damakta.
Vurucu ve insanın ruh halini sürekli değiştiren öykülerle dolu “Yanılsamalar” bölümünün ardından “Sayıklamalar” kısmı başlıyor. Yazar, deneme tarzındaki bu kısımda kendi dünyasının kapılarını açıyor okuyucuya. Acıları, hüzünleri, yalanları, kararları, pişmanlıkları kısacası bir kadının tüm hayatını naif bir dille anlatıyor. Okuduğun her paragrafın ardından kendini daha çok içinde buluyorsun yazarın anlattığı hayatların.
Bazı yazarların anlatacak güzel öyküleri vardır ancak doğru bir şekilde anlatmayı başaramazlar. Bazı yazarlar, insanı kendine çeken sıcak bir dile sahiptirler fakat bir şey anlatmazlar. Yeşim Doran, hem güzel öykülere sahip hem de bunları okuruna nasıl aktarabileceğini bilen bir yazar. “Ayna Ayna” da tam bu sebepten hem gerçek hem de etkileyici bir kitap. Aynaya bakmaktan korkmayan insanların bir solukta okuyacağı, bitirdikten sonra da “Tekrar okunacaklar” rafına koyacağı bir “yolculuk.”
“Seni sana yansıtıyorum. Diğeri eriyip akarken, çok zaman sonra ilk kez kendinle yüzleşip gülümsüyorsun. Hiç korkmuyorsun. Görüyorsun..”