Borges ve Calvino gibi ustaların edebi mirasçısı olan, Büyülü Gerçekçilik akımının yaşayan en önemli yazarlarından biri sayılan Michal Ajvaz’ın felsefi romanı Altın Çağ, düşsel bir başyapıt. Çınar Yayınları’ndan çıktı.
Michal Ajvaz, Altın Çağ’da bir Avrupalının Atlantik Okyanusu’ndaki tuhaf bir adada yaşadıklarını, “kitap içinde kitap” fikrini oldukça özgün bir şekilde işleyerek anlatıyor. Her adalının katkıda bulunduğu ve giderek dallanıp budaklanan, adeta canlı bir kitabın etrafında şekillenen bu fantastik seyahatnamede, gezgin anlatıcının öyküsü ile kitapta anlatılanlar birlikte inşa ediliyor. Aynalar, labirentler, sudan duvarlar, taştan evler, düşlerin dünyasından gerçekliğe doğru süzülen akıntılar, yaşamın düğümlerinin çözüldüğü ve bütün dünyaların cevapsız bir soruya dönüştüğü bir yerde, bir kitapta birleşiyor. Her sayfanın altında ayrı bir evren, ayrı bir hakikat gizleniyor.
“Ajvaz farklı bir evren sunuyor, ama asıl sunduğu farklı bir bakış açısı, tanıdık olanın yeniden yorumlanması.” M.A. ORTHOFER
“Bir çağdaş fantazya klasiği.”JEFF VANDERMEER