Roald Dahl’ın klasikleşmiş çocuk romanı Cadılar bu kez çizgi roman formunda ve yepyeni bir solukla karşımızda. Fransız çizer Pénélope Bagieu’nün uyarlayıp resimlediği bu versiyon, İrem Genç’in Türkçeye çevirdiği metinle Epsilon Yayınevi tarafından yayımlandı. Çocuklara yönelik kurguların sınırlarını zorlayan Dahl’ın karanlık mizah anlayışı, Bagieu’nün canlı ve dinamik çizimleriyle birleşince ortaya hem nostaljik hem de modern bir eser çıkıyor.
Cadılar ilk kez 1983’te yayımlanmış, sonrasında birçok nesli etkilemiş ve defalarca sahneye, beyaz perdeye uyarlanmış bir eser. 2020’de yeniden sinemaya uyarlanan film versiyonu da (başrolde Anne Hathaway ile) kitabın popülerliğini bir kez daha tazeledi. Ancak Pénélope Bagieu’nün çizgi roman yorumu, yalnızca bir görselleştirme değil; anlatının kendisine yeni katmanlar, yeni açılar kazandıran yaratıcı bir dönüşüm niteliğinde.
Cadılar · “Bu Bir Masal Değildir”
Bagieu, bu uyarlamada yalnızca hikâyeyi çizgilere dökmekle kalmamış; karakterleri çeşitlendirmiş, bazı yan karakterlerin cinsiyetini değiştirmiş, hikâyenin geçtiği mekânları ve sosyal temsilleri yeniden ele almış. Roald Dahl’ın hikâyesi, klasik peri masallarından farklı olarak, “Bu bir masal değildir” diyerek başlar. Cadılar’da anlatılan dünya ürkütücü ama tanıdık: Cadılar gerçek, aramızda yaşıyorlar ve en çok çocuklardan nefret ediyorlar. Çünkü çocuklar onlar için dayanılmaz bir koku kaynağı. Kendilerini sıradan insanlar gibi gösteren bu varlıklar, görünüşlerini gizleyerek çocukları ortadan kaldırmak için şeytani planlar yapıyorlar.
Kitapta sekiz yaşındaki bir çocuğun, büyükannesiyle tatile gittiği otelde cadıların büyük toplantısına tesadüfen şahit olmasıyla başlayan hikâye, giderek gerilimi artan, yer yer komik ama çoğunlukla karanlık bir maceraya dönüşüyor. Tüm çocukları yok etmek isteyen Ulu Cadı’nın planını durdurmak artık bu küçük çocuk ve onun azimli büyükannesine kalmıştır.
Çizgi roman uyarlamasının en dikkat çekici yönlerinden biri Bagieu’nün sanat tarzı. Her bir sahnede detaylara, mimiklere, renk geçişlerine gösterdiği özen; anlatının temposunu, duygusal ağırlığını ve mizahi dengesini başarıyla yansıtıyor. Özellikle Ulu Cadı’nın ilk kez sahneye çıktığı ve toplantıdaki diğer cadıların “maske düşürme” sahnesi hem grafik anlatımıyla hem de atmosfer yaratımıyla öne çıkıyor.
Kitabın bazı bölümleri sadeleştirilmiş olsa da (örneğin, Dahl’ın romanındaki bazı erken dönem cadı hikâyeleri burada daha kısa geçilmiş), bu durum hikâyenin akışını zayıflatmıyor. Aksine, çizgi roman formatı sayesinde tempo daha akıcı, olaylar daha doğrudan.
Bu uyarlama, hem Roald Dahl hayranları hem de çizgi roman severler için eşsiz bir deneyim sunuyor. Dahası, eseri çocukken okuyup büyümüş okurlar için bir “geri dönüş” hissi de barındırıyor. Bazı sahneler hâlâ rahatsız edici derecede ürkütücü, bazı karakterlerse yetişkin gözle daha da ironik ve hüzünlü. Özellikle büyükannenin çocuklara yaklaşımı, özgürlükçü yapısı ve yaşama karşı asi duruşu, bugünün yetişkin okurlarına ayrı bir tat veriyor.
Roald Dahl’ın Cadılar romanı 2020 yılında Robert Zemeckis tarafından sinemaya uyarlandı. Filmde Anne Hathaway Ulu Cadı’yı canlandırırken, Octavia Spencer büyükanne rolünde yer aldı. Görsel efektlerin yoğun kullanıldığı bu versiyon, kitabın karanlık yapısını biraz yumuşatmış olsa da çocuklar için hâlâ ürkütücü bir deneyim sunuyor. Ancak birçok okuyucuya göre, film ne kadar gösterişli olursa olsun, Dahl’ın metninin taşıdığı özgün mizah ve sertlik çizgi roman versiyonunda daha iyi korunmuş durumda.

Roald Dahl’ın klasikleşmiş çocuk romanı Cadılar, bu kez çizgi roman formunda ve yepyeni bir solukla karşımızda.
Cadılar çizgi romanı, yalnızca bir çocuk kitabı uyarlaması değil; edebiyatın farklı biçimlerde nasıl yeniden anlatılabileceğine dair etkileyici bir örnek. Pénélope Bagieu’nün kalemi ve fırçası, klasik bir hikâyeye ikinci bir hayat veriyor. Üstelik bu versiyon, hem yeni nesil okuyuculara hem de nostaljik bir bakışla Dahl evrenine dönmek isteyen yetişkinlere hitap ediyor.
İncelemek ve Satın Almak İçin TIKLAYIN!