Çağla Özden, Chanel Miller’in Epsilon Yayınevi tarafından Dilara Dilmen çevirisiyle yayımlanan Benim Bir Adım Var ‘ı inceledi.
Okuyup geçemeyeceğimiz, kendisini tekrar tekrar okutan bazı cümleler vardır. Kimilerini başkalarından duyarız, kimilerini çok sevdiğimiz bir kitapta okuruz, kimilerini de biz söyleriz. Ve böyle cümlelerin ardında mutlaka ödenmiş bedeller vardır.
Benim Bir Adım Var adını geri almak, onu sevmek ve benimsemek için büyük bir bedel ödemiş Chanel Miller’ın dünyada büyük yankı uyandıran, Goodreads Okur Ödülü Adayı, Epsilon Yayınevi etiketiyle ve Dilara Dilmen çevirisiyle okurla buluşan otobiyografik-anı kitabı.
“Hepimizin bir adı var. Bana adımla gurur duymayı öğrettiniz.”
Yazarın hayatı bir gece Stanford Üniversitesi kampüsünde cinsel saldırıya uğramasıyla tamamen değişiyor. Önce kendisini korumak için tüm dünyaya Emily Doe ismiyle tanıtılan Chanel Miller, davası için yazdığı beyanın BuzzFeed’de yayınlanması ile milyonların sesi oluyor, yazısı pek çok dile çevriliyor. İnsanları harekete geçirmesiyle birlikte sesi daha güçlü çıkıyor ve “Cinsel saldırıda neyin suç sayılıp sayılmadığı” irdelenerek Kaliforniya yasalarında değişiklik yapılıp davadan sorumlu yargıcın görevden alınmasını sağlıyor.
Chanel Miller, verdiği inanılmaz mücadeleden sonra, takma ismini bir yana bırakıyor ve kendi adıyla ve kendi cümleleriyle, değiştirildiğini ve doğru aktarılmadığını düşündüğü hikâyesini tüm dünyaya detaylarıyla anlatıyor. Çocukluğundan beri yazar olma hayali kurduğunu söyleyen Miller, “Bu konuyu ben seçmedim, bu konu bana verildi” diyerek acısını nasıl tüm dünyada ses getirecek bir güce dönüştürdüğünü ifade ediyor.
“Savunmasız olanları korumalı ve birbirimizden hesap sormalıyız.”
Chanel Miller, bir kurban olmasına rağmen anlattıklarının sadeleştirilmeye, değiştirilmeye, karşı tarafın haklı gösterilmeye çalışılmasına karşı verdiği mücadeleyi, yaşadığı travmanın etkisiyle hafızasında oluşan boşluklar nedeniyle nasıl çaresiz durumda kaldığını tüm samimiyetiyle okura aktarırken, adalet kavramını bize yeniden sorgulatıyor.
Konusu itibariyle can acıtan, zor bir kitap gibi görünebilir Benim Bir Adım Var. Böyle düşünmekte haksız da değilsiniz. Kitabı okurken canınız acıyor, zorlandığınız, nefesinizin kesildiği anlar oluyor. Fakat bunun sebebi Chanel Miller’ın sistem içerisinde nasıl çaresiz bırakılmaya çalışıldığı, failleri korumaya yönelik kurulan bu düzenin nasıl bir önyargı doğurduğunu görmek…
Kitabı okurken sürekli neyin suç sayılıp sayılmadığını, suçlunun hangi bakış açılarına göre ceza alıp almadığını, adaletin hangi kalıplaşmış yargılar ve çıkarlar uğruna ziyan edildiğini kendinize sorup duruyorsunuz. Chanel Miller, hikâyesini tam da bu yüzden, cesaretle yazmış: Hem yaşadıklarıyla ilham vermek hem de benzerlerini yaşayanlara yalnız olmadıklarını söyleyebilmek için…
“Karakteriniz, acılarınıza sebep olan olaylardan ibaret değil. Siz bir istatistikten, basmakalıp ifadelerden ibaret değilsiniz, o yüzden sizi küçük düşürmeye, insanlıktan çıkarmaya çalıştıklarında tüm ağırlığınızla, ömrünüzün tüm deneyimleriyle karşı koymalısınız.”
Benim Bir Adım Var, büyük bir mücadelenin ve muazzam güçlü bir karakterin hikâyesi. Chanel Miller, dava sürecinin yanı sıra yaşadığı travmanın hayatına nasıl yansıdığını, onda neleri değiştirdiğini, duygusal ve sosyal etkilerini, psikolojik ataklarını da tüm samimiyetiyle anlatıyor. Bence bu kitap acıların kitabı değil. Bu kitap bir insanın yaşadığı en kötü olaydan bile korkmadan, aksine üstüne giderek kendine nasıl bambaşka bir yol çizebileceğinin kitabı. Güçlü bir kadının, acının ötesine geçerek adını nasıl geri aldığının hikâyesi.
Chanel Miller bu kitabı “yüzünü hiç görmediklerine, anonim kalanlara” yazdığını söylüyor. Onlar da sesini çıkarabilsin, kendilerini yalnız hissetmesin diye. Ve aslında bu, dünyada hâlâ var olan ve hep var olacak iyi insanlar için de yazılmış bir teşekkür hikâyesi. Yalnız olmadığımızı bilmek, güç verici.
İncelemek ve Satın Almak İçin TIKLAYIN
1987, İstanbul doğumlu. Felsefeci, yaratıcı drama&tiyatro eğitmeni. Başta KalemKahveKlavye olmak üzere çeşitli mecralarda yazılar kaleme alıyor. İlk kitabı Aristoteles · Hayatı Bir Şölen Sofrası Gibi Bırakmalı Ne Susuz Ne de Sarhoş 2022’de Destek Yayınları’ndan çıktı. Evli ve iki kedi annesi.