Grupların ve müzisyenlerin dört gözle beklediğim albümleri tek tek dijital ortamlarda yayınlanmaya başlandı. Bu kadar uzun süredir bekleyince dinlemenin heyecanı da bir başka oluyor. Bahsettiğim gruplardan ilki Kam’dı. Kam, farklı gruplardaki performanslarıyla Türkiye’de yenilikçi ve çarpıcı ve hatta yer yer geniş hayran kitlelerine ulaşan müziklere imza atan gruplardan bildiğimiz müzisyenlerden oluşuyor. Son halinde ise Gevende’nin kurucularından Okan Kaya, Can Ömer Uygan ile 10. yılını kutlayan Bajar’ın kurucularından Cansun Küçüktürk ve davulcu Cihan Kahvecioğlu yer alıyor.
2011 yılında Şenol Küçükyıldırım’ın öncülüğünde gerçekleşen “Başka Sesler, Başka Şeyler Festivali”ndeki performanslarından sonra Erdem Göymen’den, Ethem Saran’a Fehmican Gözüm’den Payam Ghasemi’ye kadar pek çok müzisyenin içinde yer aldığı Kam son halini grup ile aynı ismi taşıyan albümleri “Kam” ile ilan ettiler. Shalgam Records etiketiyle, Kasım 2019’da yayınlanan albüm belli ki grubun sürecini yakından takip edeceğim yolculuklarında sadece küçük bir istasyon.
Albümdeki her parça farklı türlere değiyor. Bu da parçaların tek tek değerlendirilmesini gerektiriyor. Albümün çıkış parçası “Amad” ülke müziğinin en çok dinlenilen ritim kalıplarından olduğu ve kıpır kıpır haliyle içimizi açtığından ister istemez dikkatleri üzerinden çekiyor. Parça içinde Gevende’nin ilk halinden esinti hissetmemek neredeyse olanaksız gibi. Bu benzetme, “burada yapılmışı var” gibi bir benzetme değil. Belki paralel evrende Gevende’nin başka bir parçası olabilir hissinde yazılmış bir cümle. Çünkü Okan’ın muhteşem bas yürüyüşlerine eklenen Ömer nefesi ister istemez bunu hissettiriyor. Parça Cansun’un gitar solosu ile olması gerektiği gibi başka bir yere taşınıyor. Form yapısı olarak bir daha “A”ya dönmeyecek hissi verse de ritmik form ile cümlelerini tamamlıyor. Cümle demişken her parça ayrı ayrı konuşuyor diyebiliriz. Sanki herbirinin ayrı derdi var gibi. Bir şey anlattığı kesin ama anlamak burada biraz dinleyiciye düşüyor. Albüm boyu Anadolu’da ufak bir gezintiye de çıkılıyor. Albümdeki parçaların önemli bir kısmının doğaçlamalardan çıktığı açıkça hissediliyor. Bu da ancak hücum kayıtla mümkün olabilir. “Fiksasyon” kesinlikle doğaçlama hissini üzerinde yoğun yoğun odaklandırıyor. Belki de minimal yapısı bunu hissetmemizi kolaylaştırıyor. Kalıplar belli, ancak “her an her şey olabilir” hissi parça boyunca asılı kalıyor.
Ruh halimden mi, uzun süren yazdan mı yoksa Türkiye’nin en güney batısında yaşadığımdan mı bilmiyorum ama bir şekilde albümde beni en çok vuran parça “Yaz” oldu. Sakin sakin giren efektif gitar ve parça boyunca yer yer giren revers’li derin efektlerin üzerine kurulu olan parça çok fazla şeyi atfettiğim bir dolu hissi sanki yerine oturtuyor gibi. Akor geçişleri de taşı taşı taşıyor… Ömer’in nefesi bir dolu sözcük barındırırken, Cansun’un gitarı buram buram tütüyor. Dokusuna hayran kaldığımı söylemem gerekiyor. Ha bir de sonradan ne olacağını kestiremediğim parçalara karşı da kayıtsız kalamıyorum. Bu da onlaran biri.
Keza “Zir” adından da anlaşılacağı üzere küçük tuşeler ve üst perdelerde takılıyor. Ama o kadar akıyor ki…
Albümde cazdan, rock’a, saykodelik tınılardan Anadolu motif ve ritim kalıplarına pek çok farklı tınıyı ve beat’i duymak mümkün. Özetle grubun albümdeki müziği dünya standardında ve yolu da gayet açık.
Yazı boyunca pek objektif olamadığımın ben de farkındayım. Daha fazla yönlendirmemek için buradan sonra teknik bir takım detaylara girip yazıyı sonlandırıyorum. Albümde Hakan Kaya ve Harun Atıl Aksoy da yer alıyor. Albümün miks ve mastering’ini Sinan Sakızlı Hayyam Stüdyolarında yapmış. Bence gayet tınısına yakışan albüm cover’ı ise Atalay Şahin Yeni’nin elinden çıkmış.
Bize de dinlemek düşüyor. Ha özellikle İstanbul ve Ankara ahalisi yakın tarihli konserleri kaçırmasın derim. Böyle bir albümün konserini kaçırmak fena can yakar. Benim canım yanıyor mesela. Ama enseyi karartmıyorum çünkü pek yakın bir zamanda olmasa da yakın çevrede konser yapacaklarına dair duyumlar aldım.
Can Ömer Uygan : Trompet, Flugelhorn
Cansun Küçüktürk : Elektro gitar
Okan Kaya : Bas Gitar
Cihan Kahvecioğlu : Davul