Yılmış kahvehanelerde ağladım. Gecenin delirtici boşluğunda,
mazgal korkutuculuğunda, Naim Süleymanoğlu videolarıyla,
bir kamyonun galaksileri barındıran damperinde,
yüzyıllarca, kahrederek, rüzgâr vurdu ben ağladım;
yürüdüm, bakışlara teğet geçerek, sızlayarak,
uzayı ısıran dişlerimle, karanlık ağzımla, bugün ağladım,
deniz içime yas çiçekleri bırakırken,
demir alan gemilere lanet olsun!
Sesler kalbime çöktü, mezar taşlarına sarılıp,
bütün yangınımla, atlarla ağladım, kanlarla ağladım,
bulut yalnızlığı gibi, bir harf hatası gibi, nefesi kesilen bir müjde gibi,
bir solgun pencereden, sararmış perdelerden,
tutunarak üzgün kadınlara, salyalarla ve yeminlerle,
coşarak ağladım,
ve yönümü şaşırtan dileklere lanet olsun.
Bu soğuk kalabalığa ağladım, bu sönük lambalara,
bu anlamsız şarkılara, bu ışık karmaşasına,
alkol sayıklamalarına, bu kentin her sokağına,
korkutucu fotoğraflara, bu içimdeki korkunç kedere,
mutluluğu boğazlayan kalbime lanet olsun.
Aşk öldü, aşk öldü,
aşk denen taştan heykele lanet olsun.
Görsel: Struggle No Time for Love, Gordon Tarpley