Yasemin kokusudur
sevgili şimdi uzaktan esen, esintiyle
gelen. Martı sesi yavrusunu canla başla doyuran, koruyan. Kadın sesi:
dedikodulu… Makas izleri yürekte burkulmuş. Anne olmayan martıların hain
kahkahaları gecede çınlayan. Alay edercesine… Salıncak gıcırtısı sakin gecede.
sevgili şimdi uzaktan esen, esintiyle
gelen. Martı sesi yavrusunu canla başla doyuran, koruyan. Kadın sesi:
dedikodulu… Makas izleri yürekte burkulmuş. Anne olmayan martıların hain
kahkahaları gecede çınlayan. Alay edercesine… Salıncak gıcırtısı sakin gecede.
Örümcekler yürür üzerinde, izi geçen sevgilidir, sessiz
gecede. Sakin ve kaşıntılı…
gecede. Sakin ve kaşıntılı…
Sigaran söner, aşkın yanar da yakar.
Az öteden geçen vapurun sesi kadar yakındır sevgilinin sesi:
bir vup, iki vuup! Yakındır artık sevgili ve yakar masumane.
bir vup, iki vuup! Yakındır artık sevgili ve yakar masumane.
Bilmediğin dilde türkülerdir sevgilinin uğultulu sesi,
derken tizleşir.
derken tizleşir.
Kâğıda değen kalem hapşırığı, tutulmuşundan.
Köpek uluması az öteden.
Ötelenen dolunayın, içindeki hafif karartıdır yârin gözü.
Göz görmez, kulak kabartısız. Bir balıkçı motorudur da
balçıklı balıksız suda, sesi de apansız kararır masumane.
balçıklı balıksız suda, sesi de apansız kararır masumane.
Yârin çıplak ayağıdır
aklındaki. Baktıkça karanfile, karanfil
deste gider. Kapıyı çalınca sardunya,
artık da kalamazsın orada.
aklındaki. Baktıkça karanfile, karanfil
deste gider. Kapıyı çalınca sardunya,
artık da kalamazsın orada.
Bu şavk kimilerine mehtap. Ben demem yâr olmadıkça yanımda.
Bülbül gibiyim artık güle bakan yardan uzakta. Bir söz de söylemem öyle ‘ah’
olmadıkça yarda.
Bülbül gibiyim artık güle bakan yardan uzakta. Bir söz de söylemem öyle ‘ah’
olmadıkça yarda.
Ağaç olmuş sardunya, bir dost sesi telaşlı, tedirgin.
“Tedirgün” de dedirtir sabaha.
“Tedirgün” de dedirtir sabaha.
Aydıkça yaz bana, güneş olurum. En kararsız hallerimde
yakarım, yetmez bir de patlarım. Toslarım da duvara, yansırım en renklisinden
renksizlerin. Karbeyaz, kamaşırım, kamaşır dudaklarım ağızım. Kamaşur!
yakarım, yetmez bir de patlarım. Toslarım da duvara, yansırım en renklisinden
renksizlerin. Karbeyaz, kamaşırım, kamaşır dudaklarım ağızım. Kamaşur!
Unuttuğum ben olurum yârin en derin yarısında, artık
umuttuğum, yarasında ve arta kalan izinde.
umuttuğum, yarasında ve arta kalan izinde.
Sezgilerimle bulurum da yâri, yâr bana en derunundan
sevgili.
sevgili.
Bir avuç taş olurum çocukluğumun elinde. O taşlar çocuğum
kokar da bilmem.
kokar da bilmem.
Bırakamam çemberin
dışında ne kendimi ne çocuğumu.
dışında ne kendimi ne çocuğumu.
Ben yine sevgili olurum en bildiğimden, en sevdiğimden. Ama
ne derim, ne de giderim.
ne derim, ne de giderim.
Sevgili olur, akarım yıldızların karanlık yarısından ve ben
de öyle yararım geceyi, üstelik
hiçbir yere sığmam taşarım.
de öyle yararım geceyi, üstelik
hiçbir yere sığmam taşarım.
Şımarırım kendime en sevgilisinden.
Koşarım kurtlarla
dolunayda masum geceye.
dolunayda masum geceye.
En sevdiğimden, en sevgilisinden tutarım avucumda gökyüzünü. Bu sözü söyleyenini
özlerim.
özlerim.
Bir bakarım en kuytusunda sevgilinin de ta kendisi de
olurum. Ölürüm, ömrün…
olurum. Ölürüm, ömrün…
En bereketlisinden.
Not: İskelede beni
bekler, yârin elinde yemekler… Ben pişiririm yemeği sen gel! Özledim seni
gel!
bekler, yârin elinde yemekler… Ben pişiririm yemeği sen gel! Özledim seni
gel!