İlk olarak 1913’te yayımlanan Rüyada Terakki, o tarihteki ütopya ve bilimkurgu anlayışına dair önemli ayrıntılar veren, keyifle okunacak bir kitap.
Yüzyıllar sonrası… Köprülerle, fabrikalarla, geniş bulvarlarla, dev binalarla dolmuş, on milyon nüfuslu bir İstanbul… Herkesin sadece daha verimli olmaya çalıştığı, tembelliğin, olumsuz düşüncelerin tamamen ortadan kalktığı bir cennet hayali. İlk olarak 1913’te basılan Rüyada Terakki ve Medeniyet-i İslamiyeyi Rüyet, edebiyatımızın ilk ütopyalarından biri.
Arabalarımız Salacak İskelesi’ne doğru iniyordu. Başımı kaldırdım. Gözüme çarpan dehşetli bir köprü tüylerimi ürpertti çünkü ömrümde bu kadar görkemli, bu derece dehşetli bir şey görmemiştim. Bu köprü üç kat olarak inşa edilmiş. En üst katında insanlar karıncalar gibi kaynaşıyorlardı. Tren, araba, otomobil gibi ulaşım araçları köprünün birinci ve ikinci katından gelip gidiyorlardı.
“Rüyada Terakki ve Medeniyet-i İslamiyeyi Rüyet tahayyül ettiği ideal toplumu ince ve hayli ilginç ayrıntılarla betimleyen, bugünden o güne nasıl ulaşıldığını/ulaşılacağını açıklama çabası gösteren, yazıldığı dönemde görülmemiş kimi uygulamaları ayrıntılandıran ve okurlarında böyle bir toplum yaratma yönünde arzu uyandırma kaygısı güden bir eser ve bu yönleriyle döneminde yazılan benzer eserler arasında ‘en ütopik’ anlatılardan biri olarak nitelendirilebilir.” -Engin Kılıç
Rüyada Terakki ‘nin Yazarı Molla Davutzade Mustafa Nazım Erzurumi Kimdir?
Hakkında çok az bilgi bulunmaktadır. 19. yüzyılın son bölümü ile 20. yüzyılın ilk on yıllarında yaşadığı bilinmektedir. Babıâli Caddesi civarında Osmanlı Âsâr-ı Vatan Fabrikası’nı kurmuştur. Bu fabrikada çeşit boyalar üretmiş, Avrupa’dan ithal edilen ürünlerin Türkiye’de de üretilmesi için çalışmalar yapmıştır. On dört yıl boyunca kendini laboratuvarına kapatıp teknolojik icatlar üzerine kafa yormuştur. Asr-ı Hazıra İçin Hutbe, Firaklı Hutbe ve Edeb-i Elhan yazarın diğer eserleridir.