Onların sadece ağızlarını kıpırdatacakları günü bekliyorum
Seslerini duymadan dinleyeceğim ve asla merdiven olmayacak!
Kendimi çıkarıp portmantoya asmak istedim,
Olmadı…
Boyum yetişseydi asardım
Yıldızlar alçak olsaydı da asardım
Asamadım…
Işıkları açmadan koltuğa oturdum;
Demin bir kadının ölüşüne şahit oldum
Gözlerim hep açık kalmalıydı
Ve ben…
Mutlu ya da mutsuz hiçbir insan tanımamalıyım
Tek kelime edilmesin
Tanıdığım insanları dinlerken basamakları hızla çıkıyorum
Sonra mum eritiyor beni, sızıyorum kuyuya.
Onların sadece ağızlarını kıpırdatacakları günü bekliyorum
Seslerini duymadan dinleyeceğim ve asla merdiven olmayacak!
Kuyudayım;
Bir kadın hissediyorum
Hayır, var biliyorum!
Ayakları ters belki
Ama içi okyanus…
‘Gel’ diyor her sabah
Bana, deli kızla balkondan haber yolluyor.
Kanıma giriyor!
Kuyudayım;
Arkamda çıkış görünüyor
İnsanların dili çıkışı gösterdikçe korkuyorum
Sussunlar istiyorum!
Kuyunun dibini kitaplardan arıyorum
Deli kız ‘gel’ diye bağırdıkça okuyorum
Duadan ziya ne varsa okuyorum…
İniyorum…
Kulaklarım sağır, dilim dönmez olsun istiyorum
Ancak o zaman kadına ulaşabileceğimi sanıyorum
Hazırlanıyorum, neye olduğunu bilmeden
İniyorum…
Kuyu dışında kalmaktan korkuyorum
İnsanlara kapılıp gitmekten
Her gün Adem görmekten çok korkuyorum!
Yalnız kalamamaktan,
Birilerinin yalnızlığımın katili olmasından…
Tanrım!
Beni yalnızlığımdan önce al…
**
Kadın, feminist, sakat, Atatürkçü… 2017’de 31 yaşına giren. Yazmayı öğrendiğinden beri yazan. Babasına benzeyen, annesinin soyadını kullanan. Sözel bölümünden mezun. İlk olarak kendi sayfasında yazmaya başlayan. 2013’den bu yana www.kalemkahveklavye.com kültür sanat ve edebiyat sitesinde hikaye ve şiir pişiren ve çeşitli fanzinlerde yer alan. Pulbiber mahallesine uğrayan. Çok okumayı seven, arada hiç okumayan, güzel sesli insanlara şiir okutturan. Rock dinleyen, Sylvia Plath’a özenen, Van Gogh ile arasında bağ olduğuna inanan ve bütün sokak kedileriyle konuşan ve ilk kitabını yazan.