Kafka’nın Dönüşüm’ünden altmış iki yıl önce yayımlanan Herman Melville imzalı Kâtip Bartleby , böceğe dönüşmeden önce son kale olan saf itiraz etme güdüsü üzerine kurulmuş. Ne yazık ki akabinde böceğe dönüşen insanoğlu, Dönüşüm’ün yayımlanmasının yüzüncü yılında sanırım insanlıktan çıkmak üzere.
[su_button url=”https://kalemkahveklavye.com/2017/11/katip-bartleby-veya-amerikali-bir-raif-efendi-alper-erdik.html” target=”blank” background=”#d43839″ size=”5″ icon=”icon: hand-o-right”]AYRICA BAKINIZ | Kâtip Bartleby veya Amerikalı Bir Raif Efendi | Alper Erdik[/su_button]
“Yapmamayı tercih ederim.”
Bir cümle üzerine inşa edilen hikaye, Katip Bartleby. Okuyucunun hararetle okuyacağı ve bitirdiğinde hakkında hemen hemen hiçbir şey bilmediği ama çılgınca bağlandığı hayali bir arkadaşı olacağı kitap, Helikopter Yayınları ‘ndan çıktı. Çekirdek bir kitap, iddiasız ve büyük büyük lafları olmayan bir kitap…
Felsefesini bırakın gizlemeyi, gömen bir kitap; belki de felsefesiz ama felsefesizliğin önemsiz olduğunu hissettiren bir kitap aynı zamanda, basit bir hikaye, basit bir adam, rahatsız etmek istemeyen ama “rahatsız etmek istemeyerek” rahatsız eden bir kitap. Şu an bu yazıyı okurken herhangi bir iş yerinde, herhangi bir işi yapmak zorunda olduğunuz aklınızda olabilir. O işe dönmek zorunda olabilir ve hatta bu yazıyı bu cümleden sonra okumayabilirsiniz. Yapmayın. Bu yazıyı bitirin ve akabinde Herman Melville ‘in Katip Bartleby kitabını da okuyup bitirin. Kitabı okuduğunuzda bir şeyleri tercih edip etmeme konusunda çok da düşünmemek gerektiğini, insani özün her zaman doğru cevabı verdiğini göreceksiniz.
Herman Melville – Kafka’dan Altmış İki Yıl Önce
Katip Bartleby silik denebilecek durumunu başkaldırı yapıtı olarak sunmayı başarıyor ve kemikleşmiş isyanını dile getiriyor. Böylesi merak uyandırıcı bir karakter yaratıp hakkında hemen hemen hiçbir şey bilmememizi sağlayan yazar Herman Melville, sanırım bizi bu ironiyle kitabına doğru çekiyor. Çünkü kitabın dilinde hissedilen şey yazarın da karakterin de olayla ve anlatılmak istenenle ilgili pek bilgisi olmadığı. Belki de yazarın da karakterin de umrunda değildir olanlar. Katip Bartleby’nin kibirden, tavırdan ve romantizmden uzak: “Yapmamayı tercih ederim” cümlesi, yazarı da kitabı yazarken zorlamış olabilir, “Yazmamayı tercih ederim” cümlesini aklına getirerek. Katip Bartleby “Bir Wall Street Hikayesi”nde günümüz çalışma hayatına selam çakıyor ve çalışan, sistem, çalıştırıcı dinamiklerinin ilk kurulduğu zamanlarda, şimdilerle nasıl benzerlikler gösterdiğini sadece birkaç cümle ve safi varoluşuyla anlatıyor. Kafka’nın Dönüşüm‘ünden altmış iki yıl önce yayımlanan bu hikaye, böceğe dönüşmeden önce son kale olan saf itiraz etme güdüsü üzerine kurulmuş. Ne yazık ki akabinde böceğe dönüşen insanoğlu, Dönüşüm’ün yayımlanmasının yüzüncü yılında sanırım insanlıktan çıkmak üzere.
“Bartleby’nin yerinde başkası olsaydı şayet, mutlaka çok büyük öfkeye kapılır, lafı daha fazla uzatmadan da karşıdakine hemencecik büromdan defolup gitmesini söylerdim. Ama karşımda duran adamda beni çaresiz bırakan bir yan vardı; aynı zamanda dokunaklı olan, beni utandıran bir şeydi bu…” İsyankarın karşı tarafı utandırmasının, haklılığını perçinlediğini Haziran 2013’te kısmen de olsa gördük.
Yukarıdaki cümleyi okuduğumda ilk olarak aklıma bu geldi. Belki karşımızda bu cümleyi kurabilecek kapasitede kimse yoktu ama erdemli bir karşı koyuşun haksızlık yapanı veya haksızlık yapmaya yelteneni utandırdığı evrensel bir gerçekti. Katip Bartleby’in haksızlığa uğradığını gösteren hiçbir ibare yok kitapta. İşin ilginç yanı da bu, Bartleby tercih etmediği şeyleri kendisi için değil okuyucu için yapıyor sanki. Okuyucu kendini silik ve kim olduğu belli olmayan bu karaktere minnet duyarken bulduğunda karşı koyuşa dair düşünceler, içinde canlanacaktır. Böylesi basit bir hikayenin böylesi karmaşık yapılar doğurması ise örümcek ağı gibi mükemmel kurgularla yapılanın dümdüz bir çizgi ile de yapılabileceğini gösteriyor. Peki aradaki fark, bu denkliği sağlayan, nedir?
Moby Dick’in yazarı Herman Melville unutulmuş ve değeri sonradan anlaşılan bir yazar. Gezi ve denizci hikayelerini işaretlerle ve sembollerle varoluşcu çizgiye yaklaştıran Melville, bana kitaplarında karşıtlığı sezdiriyor. Sabahattin Eyüboğlu tarafından çevrilen şu cümlesi etkilemiştir belki beni: “…Sıcağın tadını çıkarabilmek için, insan, birazcık da olsa soğuğu duymalı. Bu dünyada her şeyin değeri, kendi karşıtıyla meydana çıkar. Hiçbir şey kendiliğinden şöyle ya da böyle değildir.
Kendinizi uzun süredir ve tamamıyla rahat buluyorsanız, artık size rahatsınız denemez…”
Katip Bartleby de düzenin çarklarının karşısına dikilerek bir hikaye ve hikayenin ötesinde bir anlam ortaya çıkarıyor. Çevirmen Kaya Genç’in önsözde dediği gibi: Vah Bartleby, Vah insaniyet.
Mühendis / Yazar. Çeşitli kitap eklerinde kitap inceleme / eleştiri yazıları çıktı. Kalemkahveklavye site ve dergisinde öykü, deneme, kitap incelemeleri yazmaya devam ediyor.