Kitabı Ağlatan raflarda.
ancak ilk kez roman türünde bir kitap ortaya koyan Erol Çelik, konusu ve
kurgusuyla hayli ilgi çeken bir eserle karşımızda: Ağlatan.
Ağlatan ‘ın tanıtım metinlerinde kitap şöyle anlatılıyor:
Çorak toprakların ortasında yemyeşil bir köy. Etrafında
hiç deniz bulunmayan ama deniz feneri bulunan bir köy. Ağlayarak tedavi olan
köylüler. Deniz fenerine mahkum yaşlı bir kadın. Karakterleri birbirlerinden
çok farklı bir sürü ayyaş. Topal bir hancı. Asla sönmemesi gereken ışık.
Ruhları kararmış adamlar. Yolu yanlışlıkla bu köye düşen bir gazeteci.
Gerçekleri öğrenmek isterken, gerçek olmasını istediği olaylara sürüklenen bir
gazeteci. Genç bir kızın kaderinde yaşamak isteyen ama gerçeği kaybeden bir
gazeteci.
“Her şey gerçek olmasını istediğin şeyle ilgilidir,”
diyen yaşlı bir ayyaşın ve dokunduğu kişileri, ağlatarak rahatlatan yaşlı bir
kadının dünyasına düşen bir gazetecinin öyküsüdür bu.
Kendisini, gerçek olmasını istediği bir dünyanın içinde
bulan, hayallerindeki kadından bile güzel bir kızla karşılaşan bir gazetecinin
öyküsünü anlatıyor, Ağlatan. Dev bir avcının elindeki fenerle aydınlanan bir
köyde hapsolmak mı, yoksa buradan çıkmamak için çırpınmak mı, ilginç olan?