Türkçedeki dördüncü Patti Smith kitabı “Adanmışlık” öncekilerle aynı adresten, Domingo Yayınları’ndan çıktı. Patti Smith’in, klişe de olsa sanata adanmış demekten geri duramayacağım hayatı ve okumaya, düşünmeye, üretime disiplinlerarası bakışının en yeni ürünü olan Adanmışlık önceki kitaplarla benzer noktalara sahip olsa da kurgu ve üslup itibariyle farklılıkları var.
Çoluk Çocuk, M Treni ve Hayalperestler‘deki otobiyografik içerik, burada yerini “Neden yazıyorum?” sorusunun yanıtına bırakıyor. Bu soru önemli çünkü kitabın orijinali de Windham-Campbell Konuşmaları üzerine hazırlanan Neden Yazıyorum (Why I Write) dizisi kapsamında hazırlanmış. “Her metin hatta kurgu bile otobiyografiktir” teorisini destekleyen yanları var elbette; Patti Smith bizi yine şehirlerde, otel odalarında, sokaklarda, parklarda, edebi ve sanatsal anlamı olan adreslerde gezdirirken hafızasındaki çağrışımlarla birlikte aktarıyor, öte yandan bu çağrışımlar kimi zaman onun hayat hikâyesine de dokunuyor. Sözgelimi, kardeşinin ölümü ve yazarken tıkandığı bir yerde ondan beklediği ilahi yardım gibi…
Yine de önceki kitaplarda olduğu kadar gerçek hayatın, hayatının içinde değiliz. Kabaca üç bölüme ayırabiliriz kitabı: Patti’yle birlikte gezdiğimiz yerler, kitaba adını veren öykünün kurgu dünyası ve bu iki bölümü “Neden yazıyorum?”un yanıtında toparladığı son bölüm. Birbirlerinden kalın puntolu başlıklarla ayrılsa da bölümlerin arasındaki sınırlar muğlak ve kitaba lezzetini veren özelliklerden biri de bu aslında.
Bir Yaratıcı Yazarlık Kitabı Olarak Adanmışlık
Kitabın gövdesi sayılabilecek Adanmışlık öyküsünün fikir ve ilham sürecini, alışıldık Patti Smith üslubuyla ilk bölümde izliyoruz. Burası bir anlamda “Nasıl yazıyorum?”un da yanıtı; ilham denilen şeyin vahyi bir mucize olmayıp en basit tanımla dünyayı okumakla ilgisi olduğunu anlatıyor Patti Smith: Bakmak, görmek ve halihazırdaki fikir-duygu belleğiyle birleştirebilmek… Bu yüzden, kardeşinin soyut varlığından istediği yardım bile kafasını başka bir yöne çevirip bakınca geliyor. Yazarlar ve yazar adayları için çarpıcı bir örnek aslında.
Başka bir deyişle ikinci bölümdeki öykünün sunumu ve kamera arkası niteliğindeki ilk bölümün ardından Adanmışlık‘ı okuyoruz. Bu, ilginç ve keyifli bir deneyim; çünkü dikkatli okunması durumunda ilk bölümdeki ipuçlarının ikinci bölümdeki öyküde nasıl birer kurgu unsuru olduğunu görmek, dümdüz bir okuma yerine bir dedektif-okur haline getiriyor bizi.
İlk bölümde birkaç sayfada bir gördüğümüz, birçoğunu Smith’in çektiği fotoğrafların sıralandığı kapanış sayfalarından önce yazar, ilk iki bölümün üzerine bir tür üstkurmacayla yaklaşarak “Neden yazıyorum?”un cevabını veriyor. Alelade bir cevap değilse de romantik yazarlar kadar da ağdalı değil bu cevap; ama sadece edebiyata yahut sanata değil tüm yaşama dair bir net bir ipucu veriyor Patti Smith. “Çünkü öyleyece yaşayıp gidemeyiz…” Bu söz yalnızca bir üretim gerekçesi değil, bir yaşam düsturu olarak, yadsınamaz bir netlikle çıkıyor karşımıza. Burada Bulutsuzluk Özlemi’nin “Üretmeliyim… Üretmeliyim… Üretmeliyim…” diye sayıklayan Beynim Zonkluyor parçasını ansam konudan uzaklaşmış sayılır mıyım?
Kitabın -en azından Türkçe baskısının sunumunda- yaratıcı yazarlık konusunda bir iddiası yok. Ama zaten doğru okuma yapıldığında her kitap bir yaratıcı yazarlık kitabıdır. Patti Smith gibi disiplinlerarası yaşayan ve üreten bir ismin “Neden yazıyorum?” sorusuna kısa ve güvenli değil de uzun ve riskli yolda cevap aradığı bu kitabın, “Ne/nasıl/neden yazmalıyım?” gibi sorulara yanıt vermesi ve okuyanı boş sayfanın başına geçmeye teşvik etmesi itibariyle yaratıcı yazarlık bağlamında okunmasında bir sakınca görmüyorum.
Birkaç Editöryel Not
Patti Smith, tüm bunları anlatırken önceki kitaplarında oluşturup okura sevdirdiği akıcı üslubundan tattırmayı başarıyor. Yine de önceki kitaplara nispeten bazen daha deneysel, bazen daha edebi ifade kalıpları ve kelimeler kullandığı da gözden kaçmıyor. Çevirmenle ilgili mi diye düşündüğümde, aynı durumu görmediğim M Treni‘ni de çeviren Seda Ersavcı’yla değil doğrudan Patti Smith’in üslup oynamalarıyla ilgili olduğunu anlıyorum. Öncekilere nazaran daha zor olduğunu tahmin ettiğim Adanmışlık‘ın güzel çevirisi için Seda Ersavcı’ya teşekkür etmek de boynumuzun borcu. Bununla birlikte redaksiyon aşamasında fark edilmemiş küçük birkaç imla hatasının olduğunu söylemezsem objektif davranmamış olurum. Adanmışlık‘ın daha çok baskısı olur umarım ve bu sayede bu hatalar da temizlenir sonraki baskılarda.
Bir notum da kapakla ilgili. Orijinal basımın karton kapak versiyonundaki fotoğraf, Türkçe baskısıyla aynı. Ciltli baskısı ise Türkçe baskısının 110.sayfasında yer alan “Lalanne’ın Masası” fotoğrafını taşıyor. Bu eleştirimin muhatabı Türkçe yayıncı değil elbette ama artık olgunluk dönemi eserlerini veren ve yazım zamanı itibariyle de bu döneme yakın bir esere uygun bir son dönem fotoğrafı yerine yazarın gençlik fotoğraflarının kullanılmasındaki ısrarı merak ediyorum. Yayıncılarla da ilgili olabilir, yazarın tercihi de.
Bitirirken…
Türkiye’de alternatif kültürün en güçlü damarı doksanlardan bu yana yayıncılık oldu. Alternatif müziğin/sinemanın/edebiyatın yolunu bu alanda ürün veren yayınevleri açtı. Stüdyo İmge, Korsan, Altıkırkbeş, kısmen Parantez ve Ayrıntı gibi yayınevlerinin ardından yavaşlayan ve/veya eskisi kadar ön plana çık-a-mayan bu damarı besleyen birkaç iyi yayınevinden biri de -tüm yayınları bu doğrultuda olmamasına rağmen- Domingo Yayınları. Bugün “butik yayıncılık” adını alan ama sektörel anlamda bakıldığında devasa bütçeli, çok satan raflarını işgal eden lakin nitelikli ürün anlamında dişe dokunur bir nicelik sağlayamayan yayınevlerinin karşısında Domingo gibi yayınevlerinin bu yazıya konu olan türden çabaları önce takdire, sonra desteğe/okumaya değer. Yayınevinin bu bağlamdaki ürünlerinin başında gelen Patti Smith kitapları, onu ve başka alanlardaki ürünlerini pek tanımayan/sevmeyen okurlar için bile zevkli bir okuma deneyimi sunacak.
Patti Smith’in Kaleminden veya Patti Smith’e Dair Diğer Türkçe Kitaplar Rock Kütüphanesi’nde:
Rock Ozanları: Patti Smith, Leonard Cohen | Mustafa Yılmazer
İki Kere İntro: Patti Smith ile Yolda | Michael Stipe
Patti Smith’in Yeni Kitabı “Adanmışlık” Türkçede
1987, Ankara.
Türk Dili ve Edebiyatı lisansı, Yeni Türk Edebiyatı yüksek lisansı…
KalemKahveKlavye’nin kurucusu.
Evli ve iki kedi babası…
Bazı kitaplar yazdı: Kadran Kadraj (2015), Kaosun Kalbi (2020), Yeraltı Kütüphanesi (2020), Gecenin Kıyısından Gelen Suratsız ve Yaşlı Kuzgun: Edgar Allan Poe (2020)