Popüler bilim faaliyetleriyle tanınan, eserleri İngilizce ve İtalyancaya da çevrilen ülkemiz bilimkurgu yazarlarından Tevfik Uyar, teknik ayrıntılarla boğmayan, gündelik, rahat ve doğal üslubuyla bilimkurgu okuru olmayanların da merakla okuyacağı bir romanla, Çözülme ile çıkıyor karşımıza. Destek Yayınları‘ndan.
Her birimiz farklı nedenlerle zamanı durdurmayı istemişizdir. Bunlar çoğu zaman romantik nedenlerdir… Fakat zamanı durdurma isteğimiz bambaşka gerekçeler de içerebilir.
Çok da uzak olmayan bir gelecekte bir şirketin size bu vaatte bulunduğunu düşünün: “Zamanı durdurun, siz istediğinizde yeniden aksın!” Bu oldukça cazip teklif, özellikle de siz veya sevdiklerinizden biri şu anda tedavisi olmayan bir hastalığın pençesindeyse… Bu çaresizlik durumunda, teklif size dünyadaki tüm tıbbi gelişmeleri manipüle etmeye çalışan bir şirketten bile gelse kabul edersiniz değil mi? Elbette edersiniz. Herkes eder…
Çözülme de işte tam bu noktada başlayan ve yapay zekâyla yönetilen şirketler, en yeni teknolojiler, durmaksızın gelişen sistemler içermesine rağmen insanlığın en temel çelişkileriyle okurunu yüzleştiren bir kitap.
Yapay zeka empati yapabilir mi? Doğayı talan ederek kendilerine laboratuvarlar kuran şirketler iyilik için çalışıyor olabilir mi? Tıp alanındaki araştırmalar özel şirketlerin tekeline bırakılırsa burada gerçekten insanlığın yararı gözetilmeye devam eder mi? Zaman gerçekten de her şeyin ilacı olabilir mi? Umut insanlıkta mı, yoksa gelişen teknolojide mi?
Çözülme’yi okurken pek çok soru soracak, pek çok çelişkiyle yüzleşeceksiniz. Üstelik boğazınızda hiç çözülmeyecek bir yumru olduğu halde…
Tevfik Uyar’ın yazdığı Çözülme Destek Yayınları’ndan çıktı.
Çözülme · Arka Kapak Yazısı
“EN KUSURSUZ CİNAYET ÇARESİZ BİRİNE SIRT ÇEVİRMEKLE İŞLENİR.”
Halktan gelen tüm itirazlara rağmen ülkenin en güzel arazileri dünyanın en hızlı büyüyen şirketlerinden biri olan KRAYONİK’e satılmıştı. Ne kendisini ağaçlara zincirleyen aktivistler ne de ruhunu henüz şeytana satmamış siyasetçiler 10 futbol sahası büyüklüğünde dünyanın en büyük yeraltı deposunun kurulmasını engelleyebildi. Yerin üstünde, İstanbul’un en büyük gökdelenine sahip olan KRAYONİK, artık yerin altına da hâkim olmak istiyordu.
KRAYONİK, zamanı durdurup kendini geleceğe aktarmak isteyen “zengin züppelerin” hayallerini gerçekleştirme aracı olduğu kadar, dermansız hastalıklarla boğuşan insanların da son sığınağıydı. En azından parası yetenlerin…
Fakat umudu zamanın sırtına yükleyenler, yıllar sonra hiç beklemedikleri bir sonla karşı karşıya kalacaklarından bihaberdi:
Belki de zaman her şeyin ilacı değildi.