Adını gökyüzündeki en parlak yıldızdan alan ve “Umutla Yıldızlara” mottosuyla yola çıkan Antares Yayınları; bilimkurgu, fantastik, korku ve polisiyede yerli yazarların eserlerini okurla buluşturuyor.
“Bu türlerde yabancı yazarların eserleri ön plana çıkarılıyor.Yerli yazarlar ise yayınevleri tarafından tabiri caizse üvey evlat muamelesi görüyor. Türkiye’nin en büyük yayınevlerinden bazıları çeviri fantastik eserler yayımladığı halde, yerli yazarların üretimlerini değerlendirmeye dahi almayacaklarını açıklıyor. Durum böyle olduğu halde, bu türlerde kitaplar yazılmaya devam ediyor, yükselen bir edebiyat hareketi giderek kendini göstermeye başlıyor,” diyen Antares Yayınları, sektördeki bu açığın en başından beri farkında olan bir ekip tarafından kuruldu. Çeviri eserler yayımlarken, fantastik, bilimkurgu, korku ve polisiye türlerinde yazan yerli yazarları da desteklemek hedefiyle yola çıktı.
İşte Antares Yayınları’nın ilk üç kitabı:
Zaman Oyunları, Kadim Gültekin
Zamanda geriye dönüp, geçmişteki bir cinayeti engelleme şansın olsaydı ne yapardın? Ya da yazdığın bir romandaki kahramanın gerçekte var olduğunu fark etseydin…
Tehlikeli zaman dalgalanmaları.
Peş peşe gelen cinayetler.
Asırlardır insanlıktan ölümcül zaman oyunları ile intikam alan güçlü bir varlık.
Osmanlı dönemine kadar uzanan sırlar.
Gerçekçi rüyalar ve bu rüyalara sızan tehlikeli virüsler…
Kendini yıllar önce işlenen cinayetlerin ardındaki esrarın merkezinde bulan Cem ve diğer kahramanların cevaplaması gereken tek bir soru vardır: Zamanda geriye gitmek ve geçmişe dokunabilmek mümkün müdür? Zaman Oyunları, heyecan yüklü olay örgüsü ve ritmi yüksek anlatımı ile okurları olağandışı bir zaman paradoksuna katılmaya davet ediyor…
İllet, Serdar Yıldız
İstanbul’da Kolera Salgını.
Şehrin İlk Kez Anlatılan Hikayesi.
Boğaz’a musallat olan salgın yüzyılı aşkın gizemli bir tarihin, cinayetlerin, ilkel inanışların, mitoloji tanrılarının ve karanlık planların kapılarını aralar. İstanbul, 1893’ten sonra yine Boğaz sularından yayılan bir istilayla yüzleşmek üzeredir. Ailelerinin sırlarından habersiz yaşayan yeni nesil, kendini bir anda esrarengiz olayların içinde bulur. İstanbul’un salgınlar tarihine, şehrin simgelerinden biri olan Kızkulesi’nin karantina, infaz ve hastalıklarla yoğrulmuş geçmişine daha önce göz atmış mıydınız? Karantinaya alınmış sessiz bir şehir, hızla yayılan hastalık, maskeyle gezip birbirine kuşkuyla bakan insanlar.
İlk kez 2013’te yayımlanan İllet, günümüzün salgın iklimiyle birçok benzerlik gösteriyor.
Suçun Altın Devri, Gökcan Şahin
Hiçbir suçun kanıtlanamadığı, adaletin tamamen işlevsiz kaldığı bir dünyada yaşasaydık ne olurdu?
Yapay zekâ atılımıyla birlikte, “deepfake” denilen yöntemle üretilen sahte içerikler, gerçeklerinden ayırt edilemez hale geliyor. Sadece kamera kayıtları değil hiçbir parmak izi, ses kaydı veya DNA kalıntısı delil olarak sayılamıyor. Artık suçluyu suçsuzdan ayırmak imkânsız.
Sonuç ne mi? Faili meçhul cinayetlerin, yağmaların, gaspların normalleştiği, çetelerin hüküm sürdüğü şehirler… Orman kanunlarının hükmü altına girmiş, çırpınan bir medeniyet.
2028 İstanbul’unun bu ortamında Siber Suçlarla Mücadele Şubesi Başkomiseri Kubilay Arıca, kökü yıllar öncesine uzanan bir suçu çözmeye çalışıyor. Kaos devriminin fitilini kim veya kimler ateşledi, hedef neydi? Medeniyet eski haline dönebilir mi, yoksa sonsuza kadar her şey değişti mi?
Suçun Altın Devri: Distopik bir yakın gelecek polisiyesi.