Yazar Salman Rushdie Şeytan Ayetleri kitabını bugünün kültürel ikliminde yayınlamanın 1988’den daha tehlikeli olacağını iddia etti.
Tartışmalı romanı ilk yayımlandığında yazar Salman Rushdie için İran’dan idam fetvası çıkmıştı. Japonca tercümanı 1991’de öldürüldü, kitabın yayımlanmasıyla ilişkili başka birkaç kişi ise sonraki yıllarda çeşitli saldırılara uğradı. En son 2022’de bir saldırgan Rushdie’yi defalarca bıçakladı ve bir gözünü kör etti.
Geçtiğimiz günlerde Nashville’deki Vanderbilt Üniversitesi’nin Küresel Özgür Konuşma Zirvesi’ndeki online konuşmasında Rushdie, sosyal medyanın ve gençler arasında sansürle ilgili değişen tutumların, mevcut iklimi özgür konuşmaya daha düşmanca hale getirdiğini söyledi. Yayımlama sürecinin şimdi de benzer olacağına inanırken, yayımlamanın sonuçlarının daha ağır olacağını söyledi.
Rushdie, “Bugün [kitabı yayınlamak] şüphesiz daha tehlikeli olurdu, çünkü bilginin yayılma hızı ve çok sayıda insanın bir tür linç tepkisine yönlendirilme hızı artık çok daha fazla,” dedi ve 1980’lerin sonlarında yazılarına karşı yapılan propagandanın faks yoluyla yayıldığını açıkladı.
Yazar, ifade özgürlüğüne yönelik tutumların hâlâ geçerliliğini koruduğunu, ancak “bir şeyden rahatsız oluyorsanız, onu durdurma hakkınız vardır” diyen büyüyen bir kesimin de olduğunu savundu. Sosyal medyadan çıkışını tartışırken X’i “birlikte olmak istemediğiniz insanlarla dolu bir oda”ya benzetti ve genç yazarların sosyal medyada aktif kalmaları beklentisinin onları belirli konulardan kaçınmaları için güçlü bir baskıyla mücadele etmeye zorladığını söyledi.
Dini uygulamaların son zamanlarda yeniden canlanmasıyla ilgili olarak Rushdie, ABD’deki Evanjelik Hristiyanlık ve küresel olarak radikal İslam’a atıfta bulunarak “Kazandığımızı düşündüğümüz savaşları yeniden vermek zorundayız” endişesini dile getirdi. “Tarih daireler çizerek ilerliyor, döngüler şu anda aşağı doğru sarmal yapıyor,” dedi. Aynı şeyin ifade özgürlüğü için de geçerli olduğunu belirterek ABD’de okul kütüphanelerinde LGBTQ temalı kitaplara yönelik yasaklara atıfta bulundu. “Amerika Birleşik Devletleri Anayasası Birinci Değişikliği, sadece konuşma hakkımızı değil, okuma hakkımızı da kapsıyor,” dedi. “Ve okullar, üniversiteler, kütüphaneler, daha önce karşılaştığınız fikirlerle ve hatta katılmayabileceğiniz fikirlerle karşılaşmanız gereken yerlerdir.”
Rushdie ayrıca akademideki hoşgörüsüz kültürünü de ele aldı ve misafir yazar olarak çalıştığı New York Üniversitesi’nde karşılaştığı öğrencilerin genellikle medeni bir söyleme katılmaya istekli olduklarını ve iptal kültürünün savunucularının yalnızca yüksek sesli, aşırı temsil edilen sesler olduğunu açıkladı. Yazar, “Sessiz insanları dinlemeliyiz,” diye önerdi. “Üniversitelerde okuyan birçok insan son derece makul ve bir şeylerin kapatılmasından, yasaklanmasından ve iptal edilmesinden hoşlanmıyor. Ve biraz daha derine inerseniz, bu konuda güçlü fikirleri olduğunu görebilirsiniz.”
Şeytan Ayetleri ve Madımak Katliamı İlişkisi
Şeytan Ayetleri kitabı Türkiye yakın tarihinde de önemli bir yere sahip. Kitabı Türkçeye çevirme girişiminde bulunan Aziz Nesin İslamcı kesimlerin sert tepkisi ile karşılaşmış ve 2 Temmuz 1993’te Sivas’ın Madımak ilçesinde yaşanan saldırıların öncelikli hedefi olmuştu. Aziz Nesin’in Sivas Katliamı olarak tarihe geçen olaylarda yaptığı konuşmalardan sonra ise ikisi eylemci 37 kişi hayatını kaybetmişti.
Kaynak: UnHerd