İki ucunu yapıştırdığım her şey kırık hâlâ Neva…
Sesimi duysan tanımazsın…
İçimde bir yabancı
öteler durur sesimi…
öteler durur sesimi…
Sesimi duysan güz…
Dokunsan her yerim iz…
Tanrının imlediği bir köşe başıyım
sanki Neva…
Soracak olsan miladlar anlatacağım sana…
Soracak olsan savaşlar…zehirler…taht kavgaları…
Taşlar dökeceğim sorsan yüzümden…
Kum tüküreceğim her yere…
İki
ucunu yapıştırdığım her şey kırık hâlâ Neva…
Sesimi duysan tanımazsın…
Dokunsan her yerim nasır…
ucunu yapıştırdığım her şey kırık hâlâ Neva…
Sesimi duysan tanımazsın…
Dokunsan her yerim nasır…
Kendime
diyecek şeyler arıyorum Neva…
Başka ağızlardan konuşuyorum kendimle…
Aramdaki bu dağlar hep devlet arazisi…
Kendime el süremiyorum…
Ben sınırlarımın adakçısı oldum…
Sınırların iştirakçisi…
Bir eşiğin kadim bekçisi…
Kutsal bir yalanın son temsilcisi…
diyecek şeyler arıyorum Neva…
Başka ağızlardan konuşuyorum kendimle…
Aramdaki bu dağlar hep devlet arazisi…
Kendime el süremiyorum…
Ben sınırlarımın adakçısı oldum…
Sınırların iştirakçisi…
Bir eşiğin kadim bekçisi…
Kutsal bir yalanın son temsilcisi…
İçimdeki
çocuğa naralar öğrettim…
Bağırmayı içindeki ötekinden öğrenmiş biri olarak…
Kırdım ve yapıştırdım…
Adımımla dağılan her yeri…
çocuğa naralar öğrettim…
Bağırmayı içindeki ötekinden öğrenmiş biri olarak…
Kırdım ve yapıştırdım…
Adımımla dağılan her yeri…
İçimde
bir çocuk Neva…
Yankılanır durur…
Yankılanır durur…
Şimdi bu ömrü aşağı yuvarlasam da
İçimdeki dağın çığlığını yetiştiremem kimselere…
bir çocuk Neva…
Yankılanır durur…
Yankılanır durur…
Şimdi bu ömrü aşağı yuvarlasam da
İçimdeki dağın çığlığını yetiştiremem kimselere…
İçimde
bir çocuk ve bir yabancı Neva…
Elmayı kurdundan ısırır…
Kendimi çocuktan saklasam…
Kırk yıllık yabancı, eliyle koymuş gibi beni bulur…
bir çocuk ve bir yabancı Neva…
Elmayı kurdundan ısırır…
Kendimi çocuktan saklasam…
Kırk yıllık yabancı, eliyle koymuş gibi beni bulur…