“Ölmemeliyim…” diye mırıldandım ama duyamadım ne dediğimi.
…derin bir nefes
çektim içime. Bilmiyordum beynimin öldüğünü…
çektim içime. Bilmiyordum beynimin öldüğünü…
Gidişinden 2 gün sonra. Lanet kitabı yeni bitirdim ve
durmadan susuyorum. Hiç bu kadar susamamıştım…
durmadan susuyorum. Hiç bu kadar susamamıştım…
Melodi geldi komşunun melankolik halinden. “Kuş olup uçacağım…”
diyordu. Hâlâ umut besliyor ya da umudun kafasını uçuruyordu.
diyordu. Hâlâ umut besliyor ya da umudun kafasını uçuruyordu.
2 gün olmuş…
Ayaklarım hala çıplak, ben çırılçıplağım. Kapı kapandığı an
başlamıştım okumaya.
başlamıştım okumaya.
48 saatte olmuştu her şey!
Kapımın önünde başlamıştım delirmeye
ve delirmenin de sonu vardı…
Yapabilseydim: tuvalete gidip, kendimi et parçalarına bölüp,
klozete atar ve 7 kere sifonu çekerdim
ya da başımı sifona asardım… Ama yapamam! Şah damarımı kestiği an Tanrı’yı
öldürmeye gidecek ruhum.
klozete atar ve 7 kere sifonu çekerdim
ya da başımı sifona asardım… Ama yapamam! Şah damarımı kestiği an Tanrı’yı
öldürmeye gidecek ruhum.
Bedenimi izleyemem…
“Ölmemeliyim…”
diye mırıldandım ama duyamadım ne dediğimi.
diye mırıldandım ama duyamadım ne dediğimi.
“Çok ishalsin, ondan düşünemiyorsun.”
Hayır! Çok iğrencim ondan…
ondan uyumuyorum…
ve ondan uyuyorum…