theme-sticky-logo-alt
img-alt
img-alt
img-alt
img-alt

Bu Dünyadan Bir Kafka Geçmiş | Gezginci Erdem

3 Temmuz 2013
1224 Okunma
Romanları, hikayeleri ve mektuplarıyla varoluşçu edebiyatın temellerini atan Kafka aslında sağlam bir muhalif düşüncenin de temellerini atmış olabilir. 

Kafka Yaşamış!
Franz Kafka adı, düşünmeye meyilli her insanın hayatına bir şekilde girmiştir.  Varoluşla ilgili düşüncelerin hep tekdüze kaldığı yanılgısı yine her insana Kafka ‘dan armağandır. Karamsarlık mı? Umutsuzluk mu? Direniş mi? Yoksa vazgeçiş mi? Dik duruş mu, eğilip bükülmek mi? Birbiriyle dirsek teması halindeki bu konular kendine ve topluma yabancılaşmış insanın magazinsel bakışından kurtulamamıştır. Böylece Kafka da popüler kültüre malzeme olan varoluşçu yazarlar kervanına katılır. Kurtulamayıp sıkışan Kafkaesk düşünce, sıkılmış ruhların içine yerleşip, günümüze kadar evrilerek gelmiştir.
Reiner Stach dünyanın sayılı Kafka uzmanlarından. Yazdığı iki ciltlik Kafka biyografisi Sel Yayınları ‘ndan
çıktığında Kafka severler, daha doğrusu Kafka ‘yı içinde yaşatanlar heyecanlandılar. Akabinde heyecanları korkuya dönüşmüş olabilir çünkü bende oldu. Nasıl yani, Kafka ‘nın o bildik kısa özgeçmişinin dışında sayfalar dolusu hayatını mı okuyacaktım. O derin düşüncelerin sarsılmasından korktum açıkçası. Bu hacimli kitaplara başlayıp bitirdiğimde Kafka ‘nın aslında doğduğunu, yaşadığını ve öldüğünü anladım. Basit gerçekler nasıl bir bulutun içindeydi de görmemiştim? Soru sorduran kitap bitmemiştir. Kafka ‘nın derin tespitleri sarsılmadı, tersine daha sağlam bir şekilde içimde yer etti. Sesine kavuştu. Alıntıların kıyısında kalan metinler, yanlış anlaşılmalardan kurtulup içime süzüldü.
Biyografilerden anekdot ayıklamak adetim değildir. Yine de sevdiğim yazarların hayatlarındaki ilginç anları bilmek, o anlardan işaretler toplamak hoşuma gider. Stach’in araştırıp kaleme aldığı kitaplarda bu tip işaretler çokça var. Kafka, ete kemiğe büründükçe romanları flulaşır diye çekindiğimden biyografiyi okurken onları yanımda bulundurdum. Dönüşüm, Dava, Şato yanımdaydı ve yeni Kafka gitgide belirginleştikçe eski Kafka ‘ya dönüp baktım. Tek bir Kafka, tek bir insan, bütünleşen anlam ve ölümsüzlüğün verdiği eskilikten sıyrılan yepyeni bir yazar: Kafka. Romanları ve öyküleriyle birleşen Stach’in Kafka biyografisi varoluş akımını bir adım yukarı taşıyor.

Kafka ‘daki Muhalifi Görmek

“Düz bir yolda yürüyor olsaydın, tüm ilerleme isteğine rağmen hala gerisingeriye gitseydin, o zaman bu çaresiz bir durum olurdu; ama sen dik, senin de aşağıdan gördüğün gibi dik bir yamacı tırmandığına göre, adımlarının geriye doğru kayması, bulunduğun yerin durumundan ileri gelebilir, o zaman da umutsuzluğa kapılmana gerek yoktur.”

Karar Yılları” ve “Kavrama Yılları” olarak basılan kitapların önümüzde açtığı ufuk, Kafka ’yı metinlerinin esaretinden kurtarıyor. Kafka ’nın içe dönük metinleri ilk bakışta veya ilk okuyuşta okuyucuya umutsuzluk hissi veriyor. Derinlemesine çözümleme için günümüz insanının çokça vaktinin olmadığını düşünürsek bu ilk deneyim genel kanıya dönüşmüş durumda. Kemikleşen umutsuzluk yaftasını Kafka ‘nın üzerinden atmak için biyografisini okumak şart. Öyle ki Kafka ile ilgili ürünler bile yazarı umutsuz vaka gibi göstermek üzerine tasarlanmışken “Dünya zaten böyle berbat bir yer” demek yerine mücadele etmeyi tercih edebiliriz Kafka sayesinde. Cıvıl cıvıl bir insan olduğu iddia edilemez belki ama “böcek” vurgusundan uzak bir hayat sürdüğü de kesin Kafka ’nın. Yaratıcı metinlerinde yazdığı dünyayı Kafka ‘nın bire bir hayatı olarak algılamak her yazarda olduğu gibi çok yanlış. Bundan muzdarip olan yazarlar kendilerini açıklamak için çoğu zaman ayrı birer kitap yazıyorlar. Kafka ‘nın talihsizliği buna vaktinin olmamış olması. Ondan
sonra yazılan biyografileri onun kadar ilgi çekmeyi başaramadığı için Kafka ‘yı hep at gözlüğüyle okuduğumuzu söylemek yanlış olmaz. Neyse ki Stach’in kapsamlı çalışması konuya yeni bir boyut katacak.
Romanları, hikayeleri ve mektuplarıyla varoluşçu edebiyatın temellerini atan Kafka aslında sağlam bir muhalif düşüncenin temellerini atmış olabilir. Biyografinin içinde ilerledikçe sisteme, güncel olayların olumsuz etkilerine alttan alta bir karşı koyuşu gözlemleyebiliriz. Romanlarında içimize ayna tutmayı tercih etmesinin nedeni belki de bu isyanı özümsememizi istemesidir. Birçok yoldan bilince davet edilen insanlar Kafka ‘nın kendine has yöntemi günümüzde bile anlayabilmiş değil. Felsefe kitaplarında, bildirilerde gözümüze sokulan parmak Kafka ‘nın eserlerinde belli belirsiz dürtüyor bizi. Edebi açıdan tartışılamaz olan Kafka, bu yüzden eleştirilere maruz kalıyor, daha doğrusu kalıyordu. İnsanlardan kopuk kendi dünyasında bir münzeviden daha fazlası olduğunu bu Reiner Stach’ ın kitaplarında görüyoruz.
“Dünyayla arandaki savaşında dünyanın yanında ol.”
Kafka’yla tanıştığım günden bu kitapları okuduğum güne kadar kafamdaki Kafka resmi beni eyleme karşı tutan bir bilge şeklindeydi. Evet, ben de düzenin çarkları arasındaydım, evet ben de ailemden başlayarak toplumun mekanizmalarıyla sürtüşüyordum, evet ben de adaletsizliği sorguluyordum… Bütün bunları Kafka ’nın çarpıcı romanlarından okumak içimdeki yalnızlık hissine iyi geliyordu. Sıradanlığın parçası olduğumu, insanların sıradanlığın parçası olduğunu ve olacağını öğrenmek iyi hissettiriyordu. Bu resmin içindeki Kafka her şeyi yerli yerinde gören, karanlığın içinden seslenen, sırtımızı sıvazlayıp varoluşumuzu besleyen bir figürdü. Tanrılaştırılan bu görüntü onun edebi başarısının eseriydi ancak her tanrı gibi zamanla bulutların arkasına saklandığı için garip bir kibir duygusu da veriyor. Tam da burada Kafka ’nın hayatını bir nebze de olsa bilmek önemli. Bulutların arasından inip nefes almaya başlayan yazar duruşunu bozmadan bize salt anlamı verebilir. “Karar Yılları” ve “Kavrama Yılları” okuduktan sonra kafamdaki Kafka resmi hareketlendi. Durağan umutsuzluğun her halini çizen Kafka için tek eksik, defterin sayfalarını hızlıca serbest bırakmakmış. Art arda gelen resimler can bulup eyleme geçtiklerinde aslında gerçekten var olurlar. Kafka ’nın bütün kitapları birer resim, onun biyografisi ise o resimleri oynatan sihirli el. Çocukluğumdan kalan defter kenarı animasyon yöntemi Kafka ‘nın biyografisiyle buluşmamı tam olarak anlatıyor. Eksik kalan eylem bu kitaplarda… Belki de kitaplar bittiğinde içinizde peydahlanan yas duygusu Kafka ‘yı özgürleştirir.

Kelimelerle Kafka Kolajı

Biyografi, araştırma, belgesel gibi nitelemeler okuyucunun bir an duraksamasına sebep olabilir. Bir şeyleri kanıtlama isteği, belgeleri sunmanın katılığı ve araştırmayı yapanın edebi eksiklikleri metni aksatır. Kurşun gibi ağırlaşan kitap, kitlelere ulaşamadan tozlu raflara mahkum olur.

Reiner Stach ‘in araştırmasını film görselliğinde bizlere ulaştırması bu açıdan şanslı olduğumuzu gösteriyor. Ayrıca Sezer Duru’ya da emeği ve dilimize kazandırdığı Kafka başyapıtı için teşekkür etmek isterim.
Aile albümü karıştırıyormuş gibi Kafka ‘nın halleri gözümüzde canlandıkça kapaktaki donuk Kafka fotoğrafının tabuları yıkılıyor. O artık durgun, içine kapanık, sorgulayıcı ve sıkılgan bir aile üyesi, bir bilge ve büyük bir yazar olarak yanı başımızda beliriyor. Cildin arasındaki ipi çok da kullanmayacağınız bir anlatımla yazılmış kitap. Dünyayı etkileyen Kafka ‘yla henüz tanışmayanlar için bu iki cilt adeta çağrı yapıyor.
Hakkında Erdem Gezginci
Mühendis / Yazar. Çeşitli kitap eklerinde kitap inceleme / eleştiri yazıları çıktı. Kalemkahveklavye site ve dergisinde öykü, deneme, kitap incelemeleri yazmaya devam ediyor.
Yorum 1

    Cevapla

    15 49.0138 8.38624 arrow 0 bullet 0 4000 1 0 horizontal https://kalemkahveklavye.com 300 4000 1