Yazmak ve yazarlık üzerine filmler arasından yaptığım iki seçkiyi daha önce KalemKahveKlavye’de yayınlamıştık. (Bkz.: Bir, Bkz.: İki) Bu listelerin bir de dizi versiyonunu yapma yönünde gelen talepleri de (özellikle şahsımdan gelen talep) hızla işleme alıp bu seçkiyi oluşturdum. Oluştururken de yazarlar ile ilgili diziler, yazmak ile ilgili diziler gibi ayrımlara girmek yerine başlıktan da anlaşıldığı üzere içinden yazı, yazarlık ve edebiyat geçen diziler arasından örnekler seçtim.
Her birinin ana konusu yazmak veya yazarlık olmayabilir ama kitapların eşlik ettiği, yazmanın sancısının bir biçimde aktarıldığı veya yayıncılık dünyasının içinde geçen bu diziler, kitaplarla haşır neşir olan herkesin hoşuna gidecek diye düşünüyorum.
Siz de bu listede olmayan ama olması gerektiğini düşündüğünüz örnekleri yorum kısmına ekleyerek katkı sunabilirsiniz.
İyi seyirler ve iyi okumalar…
İLGİNİ ÇEKEBİLİR · Yazmakla İlgilenenlerin Okuması Önerilen Türkçe Kitaplar
Californication, 2008-2014
Twin Peaks ve X-Files gibi yapımlarla kariyerine sağlam bir giriş yapan David Duchovny’nin 2000 sonrası yolculuğunun en önemli aşamalarından Californication, adından da anlaşılacağı üzere Hollywood – California ekseninde ilerleyen ve başrolünde doğrudan bir yazarın olduğu bir dizi. Ama aklınıza öyle duygusal, kasvetli, idealize edilmiş bir yazar profili gelmesin: Hank Moody karakteri pervasız, neredeyse kuralsız, çapkın ve savruk bir tipleme. Dizide de birkaç kez gönderme yapıldığı üzere, adını Charles Bukowski‘nin kurmaca alter-egosu olan Henry Chinaski’nin kısa adı olan Hank’ten alıyor.
Temel çatışmasını Hank’in hâlâ âşık olduğu eski eşi ve kızına “layık” bir adam olmak ile bir türlü direnemediği dağınık, savruk hayatı arasındaki gelgitlerden alan dizi, arka planında kimi zaman erotizm dozunu bir hayli aştığı yorumları da alan çapkınlık hikâyelerini anlatırken bir yandan da yazmak, yaratma sancısı ve Amerika’nın yayıncılık dünyası ile gösteri dünyası arasındaki tuhaf ilişkileri de anlatıyor. Ve elbette eser miktarda Rock’n Roll da içeriyor
David Duchovny’ye her biri ayrı birer ustalık gösteren Natascha McElhone, Evan Handler, Pamela Adlon ve Madeleine Martin gibi isimler eşlik ediyor.
Valeria, 2020-…
İçinden yazı yazarlık ve edebiyat geçen diziler listesinin taze yapımlarından, İspanya menşeli dizi Valeria, diziye adını veren baş karakterin sıkıcı iş hayatı, tekdüzeleşen evliliği ile yazarlık hayali ve başka hayat ihtimalleri arasındaki gelgitlere dayalı klişe bir konuya yaslanan, özellikle yan karakterlerinden eğlencesini alan bir dizi.
Valeria’nın “ne yazacağı” üzerine girdiği bunalım sırasında aslında dışarı gösterdiği personası ile kendi içindeki özünü bulması arasındaki süreç, özellikle yazma uğraşı açısından güzel işlenmiş. Çekildiği ülkenin yayıncılık sektörüyle ilgili de güzel ipuçları veren dizi, özellikle Sex and the City gibi yapımları vaktiyle severek izleyenler için keyifli bir seyir sunabilir. 2021’de yeni sezonunu beklediğimiz Valeria‘da Diana Gómez, Silma López, Paula Malia gibi isimler yer alıyor ve yönetmenliği María López Castaño üstleniyor.
Love & Anarchy, (Orj. Kärlek & Anarki), 2020-…
Yine son dönem ve yine Netflix yapımı bir diziyle devam edelim: Adındaki “anarşi” yanıltmasın; bu daha çok bireysel bir “anarşi” üzerine: Orta yaşlarında evli, çocuklu, kariyerinde başarılı bir kariyer danışmanı olan Sofie’nin (Ida Engvoll) yeni dünyaya ve medyaya ayak uyduramayan bir yayınevini kurtarmak üzere göreve gelmesi ve bu yayınevinde BT teknisyeni olarak çalışan genç Max (Björn Mosten) ile aralarında cesarete dayanan bir oyunun başlamasıyla hareketlenen bir hikâye.
Çatışma dinamiklerini yine “evli ve mutsuz kadın” ile “köklerini, ailesini reddeden yalnız genç” üzerine kuran dizi, her ne kadar ilk sezonun son bölümlerine doğru iyiden iyiye sıradan bir romantik-komediye dönüşse de arka planında işlediği idealist yayıncılık anlayışıyla yeniye direnen ve bu direnişi saçma gören karakterlerin çatışması itibariyle özellikle yayıncılık sektörünün “dışarıdaki” durumunu da anlatan bir iş.
Bir İsveç yapımı olan dizideki şehir ve kasaba manzaraları, kış atmosferi ve başrollerin sunduğu estetik seyir keyfi de izlenebilir bir yapım haline getiriyor.
İçinden Yazı Yazarlık ve Edebiyat Geçen Diziler
October Road, 2007-2008
Nick Garrett (Bryan Greenberg) kısa süreli olarak planladığı Avrupa seyahatini on yıl uzatmış, kız arkadaşı Hannah (Laura Prepon), en iyi arkadaşı Eddie (Geoff Stults) ve ailesini geride bırakmıştır. Bu yolculuk onu bambaşka bir hayata öyle sürüklemiştir ki artık New York’ta yaşayan ünlü bir yazar ve senarist olmuştur. Ne var ki bu gösterişli hayata rağmen Garrett, yeni bir hikâye yazma konusunda tıkanıklık yaşamaktadır. Menajeri, bu tıkanıklığı aşması için onu sakin ve doğal bir güzelliğe sahip olan memleketine bir yazarlık atölyesi bahanesiyle gönderir.
Ancak yıllar önce terk ettiği insanlara ve kasabaya dönüşü, onun için arkada bıraktığı bir geçmişle yüzleşme sebebi olacaktır.
45’er dakikalık 19 bölümden ibaret olan dizi hem karakterizasyonları hem de senaryosuyla başarılı bir dram-komedi örneği olmakla birlikte konusunu bir yazarın olaylara bakışı çerçevesinde ele alması açısından da bu listenin güzide üyelerinden. Dizi, farklı türlerdeki iyi yapımlara imza atan Josh Appelbaum, Andre Nemec ve Scott Rosenborg tarafından yaratılmış.
Murder, She Wrote, Cinayet Dosyası, 1984-1996
Bored to Death, 2009-2011
Polisiye bir damarı olsa da daha çok komedi kategorisine sokacağımız bir diğer “yazar dizisi” de Bored to Death. Çoğunlukla Brooklyn’de geçen hikâye, alkol ve terk edilmişlik batağındaki yazar Jonathan Ames’in (Jason Schwartzman) yaşadığı tıkanma ve hiçlik duygusuyla kendini hayal alemine vurması ve dedektiflik yapmaya başlamasına dayanıyor. 24 bölümlük üç sezonda Schwartzman’a Zach Galifianakis, Ted Danson ve Heather Burns gibi isimler eşlik ediyor. Dizinin yaratıcısının, baş karakterle aynı adı taşıdığını da belirtelim.
The Affair, 2014-2019
Kişisel dizi tarihimde apayrı bir yeri olan The Affair‘in yazmak, yazarlık, edebiyat ile ilgisi iki yönlü: Baş karakterlerinden Noah’nın (Dominic West) bir yazar olması ve her ne kadar farklı dalların birbirinden rol çalmasına dair benzetmeleri sevmesem de “kitap gibi bir dizi” olması. Yaratıcıları Hagai Levi ve Sarah Treem; senaryosu, olay akışı, anlatımı, karakterizasyonu ve çatışmalarıyla öyle bir dizi ortaya koymuşlar ki bir yandan görsel sanatın tüm enstrümanlarından keyif alarak izliyor, bir yandan da çok ama çok güzel bir kitabın verdiği o edebi lezzeti tadıyorsunuz.
Dizi, 5 sezonu süresince farklı baş karakterlere uğrasa da temel olarak dört karakter üzerine kurulmuştu: Zengin bir ailenin damadı, edebiyat öğretmeni ve parlayamamış bir yazar olan Noah, ailesinin aksine Noah’ya destek veren, iyi bir insan ve eş olan Helen (Maura Tierney), bir yaz gezisinde gittikleri Helen’in ailesinin yaşadığı kasabada Noah’yla birbirlerine âşık olarak tüm olayları ateşleyeceği Alison (Ruth Wilson) ve onun cefakâr kocası Cole (Joshua Jackson).
Adından ve bu özetten hareketle ilişkileri, evlilikleri, mutsuzlukları ve sadakat konusunu anlatan bir dizi gibi görünebilir ilk başta; ne var ki karakter analizleri ve karakterlere çizilmiş arka plan hikâyeleri -ki alınacak tüm doğru yanlış kararlardaki itici güç işlevini görecek bunlar- o kadar derin ve başarılı ki aslında belli bir konu ve türe sığdırılamayacak bir dizi var karşımızda.
Öte yandan, özellikle ilk sezonlarda daha belirgin yapılan bir taktik var: Aynı olayı, her bölümün iki yarısı boyunca farklı karakterlerin gözünden izliyor ve bakış açıları arasındaki farkları görünce hem akışın hem de insan psikolojisinin böylesine iyi anlatımının karşısında hayrete düşüyoruz.
Dizide Noah’nın başarısız bir yazar ve pasifleşmiş bir babayken aslında sıradan bir orta yaş bunalımı gibi başlayan aşkı ve sonrasında bunun yazım sürecine etkisiyle gelen başarıların yanı sıra son sezonlarda Amerika gündeminden de faydalanarak işlenen #MeToo hareketinden edebiyat-sinema sektörlerinin farklarına varan vurgularla yazarlığın ve yazmanın ele alınışı, içinden yazı yazarlık ve edebiyat geçen diziler listesine girmesini sağladı.
1987, Ankara.
Türk Dili ve Edebiyatı lisansı, Yeni Türk Edebiyatı yüksek lisansı…
KalemKahveKlavye’nin kurucusu.
Evli ve iki kedi babası…
Bazı kitaplar yazdı: Kadran Kadraj (2015), Kaosun Kalbi (2020), Yeraltı Kütüphanesi (2020), Gecenin Kıyısından Gelen Suratsız ve Yaşlı Kuzgun: Edgar Allan Poe (2020)